Evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olsa dahi; bu sonuca ulaşılmasında hiç kusuru olmayan (kusursuz) eş aleyhine açılan davanın reddinin gerekeceği-
Hakimin boşanma için gösterilen olayların varlığına vicdanen inanmadıkça sabit addedemeyeceği, iki tarafın bu konudaki kabullerinin dahi hakimi bağlamayacağı, hakimin gösterilen delilleri serbestçe takdir edeceği, boşanma kamu düzenini ilgilendirdiğinden hakime geniş takdir hakkının tanındığı, hakimin evlenme sözleşmesiyle oluşan hukuki durumu mümkün olduğu ölçüde korumakla yükümlü olduğu, toplumun en küçük birimini oluşturan ailenin korunmasının ön planda tutulacağı-
Önce görülen boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası talep edilmemiş olmasının, kural olarak boşanmadan sonra yoksulluk nafakası istenmesine engel olmadığı, bunun için Medeni Kanun’un 144. maddesinde öngörülen şartların gerçekleştiğinin kanıtlanmış olmasının gerekeceği-
Kayyımın, dava esnasında reşit olan davacıyı temsil yetkisi kalmadığından, rüştün ispatından sonraki tebligatların bizzat davacıya yapılmasının zorunlu olduğu-
Velayetin anneye tevdiinden sonra, yeni bir olayın varlığının, ileri sürülmediği gibi, kanıtlanabilmiş de olmadığı, keza davalı annenin velayet hakkını kötüye kullandığı da gerçekleşmediğinden, velayetin el değiştirmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Eşlerden birisi için ahlaki bir görevin yerine getirilmesinin, diğer eş için de ahlaki bir görev teşkil ettiğinden, davalının, ayrı evde oturan ve bazen misafir gelen davacının hasta ve bakıma muhtaç olan annesine kaşı yardım görevini yerine getirmemesinin -ve bu yüzden ortak hayatın çekilmez hale gelmesinin- boşanma nedeni olacağı–
MK 134. maddeye göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu olan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun bulunmasının gerekli olduğu-
Davadan sonraki olayların ve aradaki yaş farkının boşanma nedeni yapılamayacağı-
Feragat ve kabulün, kesin hükmün hukuki neticelerini hasıl ettiği, feragatin beyan tarihinde hukuki sonucunu doğuracağı, feragat üzerine verilen kararın taraflara tebliği suretiyle şekli kesinleşmesini beklemeye gerek olmadığı, tarafların önce görülen ve feragat nedeniyle ret edilen davanın kesinleşmesinden itibaren yaşamlarını fiilen ayrı sürdürdükleri ve 3 yıl bir araya gelmedikleri sübuta erdiğinden, boşanmaya karar verilmesinin gerekeceği-
Medeni Kanun’un 134. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için, tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının azda olsa kusurunun varlığının ve bunun belirlenmesinin kaçınılmaz olduğu-