Şirket ortağı, borçlu şirket bakımından üçüncü kişi sayılacağından, şirket ortağı olan şikayetçiye 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilebileceği-
Şikayetçi idarenin, 2886 s. Devlet İhale Kanunu ve 4734 s. Kamu İhale Kanunu kapsamında aldığı teminatlara haciz konulması halinde, bu işlemin iptali için idarenin icra mahkemesine süresiz olarak şikayet yoluna başvurabileceği-
Davalılara gönderilen haciz ihbarnamelerine (İİK. mad. 89) itiraz edilmesi üzerine, alacaklı davacının icra müdürlüğü tarafından İİK. mad. 120/2 uyarınca verilen yetki ile takip borçlusunun 3. şahıs davalılardaki alacağı için açtığı davada, borçlu şirket ile davalılar arasında iddia edilen ilişki TTK'da düzenlenen hisse devrine ilişkin olduğundan, TTK. mad. 4 ve 5 uyarınca davaya ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olduğu-
İİK. mad. 89/4 uyarınca tazminata hükmedilebilmesi için 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde borçlunun 3. kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının bulunması gerektiği- Hükme esas alınan yazının, sadece, SGK tarafından hakediş tutarının ihbarnamenin tebliğ tarihinden önce asıl yükleniciye ödendiğini göstermekte olup, 89/1 haciz ihbarnamesinin ulaştığı tarihte borçlunun 3. kişi şirket nezdinde alacağının bulunup bulunmadığını ispata yeterli olmadığı- Mahkemece, dosya içeriğinde yer alan bilgi ve belgeler ile 3. kişi şirketin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılıp rapor alınmak suretiyle, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte, borçlunun, 3. kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının bulunup bulunmadığı belirlenmesi gerektiği-
6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesine eklenen fıkranın birinci cümlesinin; ''... ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır'' ibaresi ile ''...veya kamu hizmetlerini aksatacak...'' ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile iptal edilmiş olduğu- Borçlu belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde "fiilen" kullanılması gerekli olup, kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkisi bulunmadığı- İİK 89/1 gereği haciz ihbarnameleri ile telefon iletişim operatörlerinde doğmuş, doğacak haklar ve borçluya ait taşınmazlara haciz konulduğu görülmekte olup, mahkemece anılan kurumlardan borçlu lehine doğan hak ve alacakların niteliği açıkça araştırılıp, 5393 sayılı Yasa'nın 15. maddesi kapsamında belediyeye ayrılan paylar olup olmadığı ile taşınmazların niteliği araştırılarak fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesinden sonra haczedilmezlik şikayetine dair karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun 3. şahıslardaki (banka, sigorta şirketleri, belediyeye bağlı şirketler) alacakları ve tapudaki taşınmazlarına haciz konulması halinde, borçlunun haczedilmezlik şikayetinin 5393 sayılı Yasa'nın 15. maddesi kapsamında incelenerek sonuca gidilmesi gerekeceği, bu kapsamda 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen bankalardan getirtilen hesap ekstrelerine göre hesaptaki paraların sigorta şirketlerinden borçlunun varsa alacaklarının ve tapudan gelen müzekkere cevaplarına göre taşınmazların haczinin kabil olup olmadığı belirlendikten sonra sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile bu yönden de şikayetin reddinin doğru olmadığı-
Tebligatta, muhatabın nerede olduğu tespit edilmediğinden, ayrıca bilgisine başvurulan ve haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından anılan tebligatın usulsüz olduğu- İİK mad. 89/1 maddesi kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri süren üçüncü kişinin şikayetinin kabulü gerektiği-
Şikayetçi üçüncü kişiye tebliğ edilen evrakın 89/1 haciz ihbarnamesi olduğu anlaşıldığından, icra mahkemesince 89/1 haciz ihbarnamesinde yazılı 'doğacak alacaklar' kısmının iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu-
İİK. mad. 89 gereğince üçüncü şahsa, borçlunun, nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının haczi şeklinde haciz ihbarnamesi çıkarılması halinde, üçüncü şahsın sorumluluğunun, haciz müzekkeresinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut (fiili) durumla sınırlı olduğu- Üçüncü kişi tarafından haciz ihbarnamesine verilen cevapta; borçlunun üçüncü kişi kurum ile hukuki ilişkisinin olduğu ve sözleşme kapsamında doğmuş ancak henüz ödeme zamanı gelmemiş hakediş alacağının varlığı bildirildiğine göre, söz konusu alacağın haczinin mümkün olduğu-
Bilirkişi raporunda, faiz ve Eruo kuru hesabının, ihtiyati haczin kesinleştiği tarihe göre değil, takip dosyasına yatan paraların dosyaya girdiği tarihe göre yapılmasının yerinde olduğu- Şikayet konusu yapılan ve bilirkişi tarafından da esas alınan dosya hesap tarihinden önce olan ödemenin bilirkişi tarafından hesaplamada dikkate alınmadığı görüldüğünden, takip dosyasında yapılan tahsilatlar nazara alınarak denetime elverişli olacak şekilde ek bilirkişi raporu alınması gerektiği-