Şikayetçi tarafından İİK'nun 89. maddesine göre gönderilen ikinci haciz ihbarnamesi tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmüşse de , üçüncü haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliğ edildiğine ve üçüncü kişi tarafından üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüzlüğü açıkça ileri sürülmediğine göre, şikayetçinin en geç üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte, şikayete konu ikinci haciz ihbarnamesi tebligatından haberdar olduğunun kabulü gerektiği- Üçüncü kişi, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihten itibaren, (İİK. mad. 16/1) yasal yedi günlük süre içinde icra mahkemesine şikayette bulunmadığından, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun maaş ve ücretinin de üçüncü kişideki bir alacağı niteliğinde olduğu, ancak borçlunun maaşı ve ücretinin haczedilmesinin İİK'nun 89. maddesi kapsamında gerçekleşmediği, İcra İflas Kanunu'nda, maaş ve ücret haczi, 355 ve 356. maddelerde düzenlenmiş olup, maaş ve ücret haczi için farklı bir usul öngörüldüğü, anılan düzenleme, 89. maddeye göre özel bir düzenleme olduğundan maaş haczi konusunda 89. madde hükümlerinin uygulanamayacağı-
Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında takip yapılması halinde, adi ortaklığın istihkakına haciz konulamayacağı-.Borçlu şirket aleyhine yapılan takipte, Valiliğe İİK.nun 89. maddesine göre gönderilen 1. haciz ihbarnamesi ile borçlu şirketin her türlü doğmuş ve doğacak hak ve alacakları ile istihkakları üzerine haciz konulduğu ve borçlu tarafından Valilik nezdinde haczedilen alacağın, "adi ortaklığın alacağı" olduğunun iddia edildiği anlaşılmaka, Valilik nezdindeki haciz konulan alacağın kaynağının ne olduğu, hangi ilişkiden kaynaklandığı ve borçlunun bireysel alacaklarının olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 89. maddesine göre açılan menfi tesbit davasının icra mahkemesinin görev alanı içerisinde bulunmadığı-
Temlikle ilgili muvazaa iddiasının sıra cetveline itiraz niteliğinde olduğu, bu tür davalara bakma görevinin İİK'nın 142/3. maddesi uyarınca genel mahkemelere ait olduğu- Sıra cetvelinde yer alan bazı alacaklar ile ilgili açılan dava ile muvazaa iddiası ile açılan birleşen dava dosyalarının sonuçlarının bekletici mesele yapılıp alacağın esası ile ilgili uyuşmazlıklar çözüme kavuşmadan sıra cetveli hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının süresi içinde birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiği, birinci haciz ihbarnamesine vaki itiraz nedeniyle ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin geçerli kabul edilemeyeceği, ancak birinci haciz ihbarnamesine yapılan itiraza rağmen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini gören davacının bunun sebebini araştırması gerektiği halde bu konuda ihmali davranışta bulunduğu için davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesi ile menfi tespit davasının kabulüne, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerlerinde bırakılmasına, taraflar leh veya aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesinin isabetli olduğu-
İtirazın iptali ilamında hüküm altına alınan inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin talep edilebilmesi için, bu alacak kalemleri yönünden icra emri düzenlenip borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği-
Adi ortaklık mallarının üzerinde adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliğiyle mülkiyet haklarının bulunduğu; herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerektiği-
İİK'nun 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerinin hukuki sonuç doğurabilmesi için yasada öngörülen şekil ve içerikte düzenlenmesinin zorunlu olduğu, bu konuda üçüncü kişinin süresiz şikayet hakkının bulunduğu-
Mahkemece, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tarafların göstereceği deliller toplanmak suretiyle, Üniversite Rektörlüğüne bağlı Sosyal Tesisler ve Strateji Müdürlüğü’nün resmi kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, Üniversite Rektörlüğü’nden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-