İcra Müdürlüğünce, Banka'ya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine Bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürülmesi, haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olup, bu itirazın İİK'nin 89. maddede düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerekeceği, alacaklı vekili tarafından istihkak iddiasının reddi talebiyle açılan davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, İİK 89/1. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin 3. kişilere tebliği tarihi itibariyle, 3. kişilerin icra dosyasının borçlusu olan şirkete kesinleşmiş ve muaccel bir borcu olup olmadığının tespiti amacıyla, her iki şirketin 2011 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin dava dosyasına celbi ile ticari defterlerle birlikte varsa cari hesap ekstrelerinin, kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgelerinin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların ) üzerinde, karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıslardan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekeceği-
Açıkça itiraz ve şikâyetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesinin itiraz ve şikâyetin esasının incelenmesine engel olmadığı- Haciz ihbarnamesi tebliği üzerine üçüncü kişi tarafından dosyaya yatırılan paranın alacaklıya ödenmesi iradi nitelikte bir ödeme sayılamayacağından, şikâyet tarihinden önce dosya borcunun ödenmesinin haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Yabancı para alacağını içeren takibe yapılan itirazın kaldırılmasında icra inkar tazminatının Türk Lirası üzerinden belirlenmesi gerekeceği-
İtirazın iptaline karar verilmesi üzerine, alacaklının itirazın iptali kararını icra dairesine sunarak itirazın iptaline karar verilen takip alacağı yönünden icra emri tebliğ edilmeksizin itirazın iptaline karar verilen takip alacağı kadar haciz yapılabileceği- Takip talebindeki alacak kalemleri arasında yer almayıp, itirazın iptali kararında hükmedilen inkâr tazminatı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti alacaklarının tahsili için borçluya icra emri düzenlenerek tebliğ edilmediğine göre, belirtilen alacak kalemlerinin dosya hesabına dahil edilerek bu miktar yönünden de haciz yapılmasının mümkün olmadığı- Borçlu icra mahkemesine başvurusunda icra emri gönderilmeden itirazın iptali kararında hükmedilen yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve icra inkâr tazminatının da eklenerek dosya hesabı yapılarak malvarlığına haciz konulduğunu ileri sürdüğünden icra müdürlüğünce takibin devamına karar verilen takip alacağını aşan miktar yönünden iptali ile haczin bu miktar yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda, davacı alacaklı tarafından üçüncü kişi Bankanın, istihkak iddiasının kaldırılması talep edilmiş ise de, uyulan bozma ilamında, İİK'nın 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişi bankanın, borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkının olduğunu ileri sürmesi itiraz niteliğinde olup, uyuşmazlığın istihkak prosedürünü düzenleyen İİK’nın 96-97 maddelerindeki yazılı kurallara göre çözümlenmemesi gerektiği belirtildiğinden açılan istihkak davasının reddi gerekirken, HMK'nın 26. maddesine aykırı olarak talep dışına çıkılarak İİK'nın 89.maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Üçüncü kişi şirketin asıl borçlu şirkete haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde İİK. m. 89/4'e göre tazminat davası açması gerektiği- Ceza yargılamasına ilişkin zamanaşımı hükümlerinin bu davalarda uygulanamayacağı- 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik itiraz üzerine tazminat davası açan davacı, "davanın 2 yıllık hak düşürücü sürede ıslah edildiği" beyan etmişse de; aynı süre içerisinde ıslah ettiği şekli ile tazminata ilişkin nispi harcın anılan 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesinden çok sonra yatırıldığı görüldüğünden, hak düşürücü sürede yapılan bir ıslah ve tazminat talebinin varlığından söz edilemeyeceği- Islah yasal iki yıllık süreden sonra yapıldığından ve ıslah talebine davalı üçüncü kişi tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğundan, icra mahkemesince, davalı üçüncü kişi yönünden tazminat talebinin ıslah edilen miktar yönünden zamanaşımına uğradığından bahisle davanın bu miktar yönünden reddi ile dava dilekçesinde talep edilen 1.000 TL. yönünden davanın kabulüne yönelik karar verilmesi gerektiği- 
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen davanın esası hakkında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın “usulüne uygun olmayan tebligata dayalı olarak üçüncü kişi olan davacının İİK’nın 89/3. maddesi gereğince borcun tahsiline zorlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle dava değeri olarak gösterilen miktar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne” karar verildiği, şu durumda mahkemece, davacı adına kayıtlı taşınmazlara haciz konulduğu ve davacıya ait banka hesabındaki paranın da haczedilerek davalı alacaklıya ödendiği gözetilerek uyulmasına karar verilen bozma ilamı gereğince taraf delillerinin toplanması, davacı ile davalılardan ........ arasında alacak borç ilişkisinin olup olmadığının tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-