Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tebligatın yapıldığı adresin otel olması nedeniyle 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinin Tebligat Kanunu’nun 18. maddesine aykırı olduğu bu nedenle 3. haciz ihbarnamesi gönderilme şartları oluşmadığından davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın esası incelenmeksizin reddine karar verilmişse de; Tebligat Kanunu'nun 18. maddesinin otelde geçici konaklayanlar yönünden uygulanabileceği, davacının otelde ortak olduğu, konaklayan olmadığı, haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun şekilde muhatabın bilinen en son adresinde tebliğ edildiği ve davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Dosya borcu ödendiğinden dosyanın infazen işlemden kaldırılmasına karar verildiği, haczin kaldırılmasına ilişkin müzekkerelerin gönderildiği anlaşıldığından, istihkak iddia edilen menkuller üzerindeki haciz de kalkacağından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, yargılama gideri ile vekalet ücreti yönünden de 6100 sayılı HMK'nin 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Haciz ihbarnamelerinin tamamı TK’nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiş olup, mazbatalar üzerinde ilgili meşruhatın yazılmaması nedeni ile tebliğlerin usulsüz olduğu- Şikayetçinin taşınmazları üzerine usulsüz tebliğler sonrası haciz konulmuş ise de, şikayetçinin, bahsi geçen taşınmazlarda intikal işlemi yaptırdığı ve hisselerini sattığı görüldüğünden, hiç kimsenin, aleni tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremeyeceği ve haciz tarihinde taşınmazın borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu gözetilerek, şikayetçinin intikal ve satış ile haciz işlemini öğrendiği ve haciz ihbarnamelerinden bu tarihlerde haberdar olduğunun kabulü gerektiği- Yasal yedi günlük süre geçtikten sonra icra mahkemesine yapılan başvurunun süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği-
Borçlunun, 3. kişi nezdindeki alacağının, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden sonra tahakkuk etme ihtimali bulunduğundan, birinci haciz ihbarnamesinin gönderilmesinden sonra alacaklının üçüncü kişiye yeniden birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesini isteyebileceği-Yeniden birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesinin üçüncü kişiye yeni bir itiraz hakkı sağlayacağı-
İcra dairesinden gönderilenler dışında başka bir kurumdan intikal eden icra işlemlerinin uygulanma imkanı bulunmaması sebebiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından ikramiyenin borçluya ödenmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığı-
Üçüncü kişi şirketin asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler, banka hesapları ile asıl borçlu ile 3. şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak , (her iki şirketin defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılması, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü şahıs şirketten "kesinleşmiş ve muaccel" bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilmesi gerektiği- Ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda, taraflara HMK 220/3 ve 222/5 hükümlerindeki ihtarı içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 89/4 gereğince davalı üçüncü kişinin tazminata mahkum edilmesini ve şirket yetkililerinin cezalandırılmasına ilişkin açılan davada, tazminat istemi yönünden yapılacak inceleme genel hükümler gereği basit yargılama usulüne tabi olup, davacının duruşmaya mazeretsiz olarak katılmaması halinde, HMK. mad. 150 uyarınca dosyanın öncelikle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, İİK. mad. 349 gereğince davanın "düşürülmesine" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmasına karar verildiği takdirde, mahkeme artık bu uyma kararı ile bağlı olup mahkeme bozma kararına uygun yeni bir karar vermek zorunda olduğu- Çünkü bozmaya uyma kararı ile bozma yararına olan taraf açısından usule ilişkin kazanılmış hak doğmuş olacağı-
İspat fonksiyonu HMK'nun 222. maddesinde düzenlenen borçlunun ticari defterleri ve belgeleri incelenmeden karar verildiğinden, mahkemece borçlu şirketin ticari defter ve kayıtlarının HMK.nun 221. maddesi uyarınca ibrazı sağlanarak, üçüncü kişinin dosya borçlusu şirkete tekne satışı ile ilgili ödeme yapılıp yapılmadığı, 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edildiği tarih itibariyle üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş ve muaccel bir borcun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi için borçlu şirketin ticari defter ve kayıtları ile 3. kişi şirketin ticari defterleri karşılaştırmalı olarak incelenerek yeniden bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, bu sebeple ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekeceği-