Her ne kadar şikayetçi tarafından 89/1 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ve Bölge Adliye Mahkemesince de tebliğ işleminin usulsüz olduğu isabetli olacak şekilde tespit edilmiş ise de; şikayet dilekçesinde 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin tebliğine ilişkin bir usulsüzlük iddiası bulunmadığının görüldüğü, icra mahkemesine şikayet süresi muamelenin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün olup, şikayetçi 3. kişiye 2. haciz ihbarnamesi 20.8.2021 tarihinde tebliğ edildiğinden, şikayete konu 89/1 haciz ihbarnamesine en geç bu tarihte muttali olunduğunun kabulü gerekeceği, o halde, 08.10.2021 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesinin şikayetin esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava dışı şirket hakkında başlatılan icra takibi ile ilgili olarak davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilemediğinden bahisle davacının takip borçlusuna borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353. maddesinin 6. maddesinin (b) bendinde “Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak 1) İncelenen mahkeme kararının usul veya esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine, 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, ... duruşma yapılmadan karar verilir” düzenlemesine yer verilmiş olup, istinaf mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildikten sonra yazılı şekilde ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden hüküm kurulması mezkur maddede sayılan ihtimallerle çelişki oluşturduğundan Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen bozulması gerektiği-
89/1 haciz ihbarnamelerinin tebliğ edildiği ........... ve ........... tarihlerinde kesinleşmiş muaccel bir alacak bulunmadığının anlaşılması karşısında, İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK.’nun 89/1. maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunlu olduğundan, mahkemece tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği- Dava dilekçesinde alacaklı tarafından alacak tutarının %40'ından az olmamak üzere tazminata hükmedilmesi talep edildiği halde, mahkemece 89/1 haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarı üzerinden tazminata hükmedilerek, mahkemece HMK'nın 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
H.G.K.nun 7.4.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Şikayetçinin şikayet dilekçesinde, TK’nun 21/2. maddesine göre yapılmasına esas olan iade tebligatların da usulsüz olduğunu, ............. tarihinde yapılan tebligatta beyanı alınan 184 nolu komşusunun olmadığını ve tebliğ yapılan bu adreste devamlı ikamet etmediğini sadece yazlık olarak kullandığı evi olduğunu, 23.08.2019 tarihinde şikayetçinin mernis adresine yapılan tebligatta ise gerekli araştırma yapılmadan iade işleminin yapıldığını ileri sürdüğünün anlaşıldığı, o halde mahkemece; şikayetçi bila tebliğ şerhini içeren tebligat mazbatalarında belirtilen maddi olguların aksini iddia ettiğine göre yukarıda bahsi geçen H.G.K.nun 7.4.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararı uyarınca borçlunun bu iddiası ile ilgili deliller toplanarak ispatlamasına imkan tanınması, gerektiğinde zabıta araştırması da yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
3. kişi ........ Ltd. Şti.'nin, asıl borçlu .............. Tic.Ltd.Şti.'ne, 89/2. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2014 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları ile her iki şirketin 2014 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Ödeme belgeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/2. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmakla, bu sebeple ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekeceği- Borçlu şirket ......... Ltd.Şti'nin davada taraf sıfatı bulunmamasına rağmen mahkemece gerekçeli karar başlığında borçlunun davalı taraf olarak gösterilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece hükmün "5. paragrafında" vekil ile temsil edilen ve vekalet ücretine hak kazanan tarafın davalı T. İnş. Eml. Tic. Ltd. Şti olmasına rağmen sanık olan H. T. lehine"...Davalı H. T. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden...." şeklinde hüküm kurularak tereddüde yol açılmasının isabetsiz olduğu-
Davalı İSKİ'nin sorumluluğunun 89. madde kapsamında gönderilen haciz ihtarnamesindeki 220.000,00 TL. ile sınırlı olduğu, İSKİ açısından dosya alacağı miktarı 220.000,00 TL. olup, talep edilen tazminatın bu miktar olduğu, harcın bu miktar üzerinden, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki usul uygulanarak tamamlatılması gerekeceği, mahkemece yapılacak işin, talep edilen tazminat miktarını 220.000,00 TL. olarak kabul ederek, bu miktarın gerektirdiği harcın tamamlanması için müştekiye Harçlar Kanunu' nun 30. maddesindeki usule göre süre vermek ve sonucuna göre HMK. nın 150. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirerek karar vermek olması gerekeceği-
Üçüncü kişi şirketin, asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2014 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları, varsa cari hesap ekstrelerinin, kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgeleri üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten herhangi bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdir edilerek hüküm kurulması gerektiği, bu sebeple ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekeceği-
89/1 haciz ihbarnamesine itiraz eden davalı .........'ın yargılama aşamasında vefat ettiği, mahkemece davalının mirasçılarından ........'ın alınan beyanında annesi, kendisi ve üç kız kardeşinin mirası reddettiği, ancak ağabeyinin mirası reddetmemiş olduğunu belirtmesi karşısında, mahkemece davalı ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçısı ağabeyinin davaya dahil edilmeden hüküm kurulduğunun görüldüğü, ohalde, mahkemece davalı ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçısı ...........'ın davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekeceği- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/4.maddesi hükmünde öngörülen tazminatın kaynağının İİK 89/1 haciz ihbarnamesinden kaynaklanacağı ve hükmedilecek tazminat miktarının haciz ihbarnamesi ile istenen miktarı aşamayacağı, İİK'nun 89/4. maddesine göre haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle üçüncü kişinin verdiği cevabın gerçeğe aykırı olduğunun, alacaklı tarafça ispat edilmesi halinde, üçüncü kişinin haciz ihbarnamesinde belirtilen bedelle tazminata mahkum edileceği, İİK 89/4 maddesi gereğince istenebilecek tazminat miktarının üst sınırının haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarını geçemeyeceği-
İİK 89/4 uyarınca açılan tazminat davasında, ceza yargılamasına ilişkin zamanaşımı hükümlerinin uygulanamayacağı- Alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde İİK 89/4'e göre tazminat davası açması gerektiği-
Alacaklının İİK'nun 89/4. madde hükmü gereği yapmış olduğu tazminat istemi yönünden yapılacak inceleme genel hükümler gereği basit yargılama usulüne tabi olup, mahkemece HMK'nun 150. madde hükümlerinin re'sen dikkate alınması gerekeceği, davacının belirlenen duruşma günü olan ............... tarihli celsede belirlenen saatte duruşmaya mazeretsiz olarak katılmadığı görülmekle, HMK'nun 150. maddesine istinaden dosyanın öncelikle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde İİK'nun 349/6. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-