İİK'nun 89. maddesinde düzenlenen 15 günlük sürenin, hak düşürücü süre olması nedeniyle taraflarca ileri sürülmemiş olsa dahi, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği- 15 günlük sürenin dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Doğması muhtemel alacakları için İİK. 89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilebileceği, bu alacakların haciz tezkeresi yazılması suretiyle haczinin mümkün olmadığı- İİK. 89’a göre düzenlenen ihbarnameyi alan üçüncü kişi bakanlık ile borçlu arasında süregelen ticari ilişki bulunduğu sabit olup, üçüncü kişi cevabında, "derdest alacak davası nedeniyle ileride alacak tahakkuk etmesi halinde şikayetçi haczinin de ilk haczi koyan icra müdürlüğüne bildirileceğini" belirttiğinden, şikayetçi tarafça paylaşıma konu bedel üzerine konulmuş geçerli bir haczin bulunduğunun kabulü ile sıra cetvelin ilişkin şikayetin incelenmesi gerektiği-
İİK.'nun 338. maddesine dayanan tazminat davasının iki yıllık yasal süre içerisinde açılmış olması nedeniyle mahkemenin 3 aylık yasal süre içerisinde şikayet hakkı kullanılmadığından bahisle şikayet hakkının düşürülmesine dair karar vermesinin isabetsiz olduğu- Mahkemece; tazminat davasının yasal sürede açıldığı hususu gözetilerek işin esasına girilerek inceleme yapılması gerektiği, 3. kişilerin, asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borçlarının bulunup bulunmadığının tespiti için taraflara ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2012 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları ve tarafların 2012 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle borçlunun 3. şahıslardan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine dair karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Dava dilekçesinde adı takip borçlusu olarak bildirilen kişinin gerekçeli karar başlığında sanık olarak gösterilmesinin hatalı olduğu-
Şikayetçi üçüncü kişinin tebliğ olunan üçüncü haciz ihbarnamesine en geç mahkemeye başvuru tarihinde muttali olduğundan bu öğrenme tarihine göre de yasal 7 günlük süreyi geçirmeden usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğundan, mahkemece " 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin, ıttıla tarihi olan... olarak düzeltilmesine, " karar verilmesi gerekirken, hükümde hangi haciz ihbarnamesi olduğu açıklanmadan hatalı tarihin belirlenmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, İİK 89/1. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesinin 3. kişiye tebliği tarihi itibariyle, 3. kişinin icra dosyasının borçlusu olan şirkete kesinleşmiş ve muaccel bir borcu olup olmadığının tespiti amacıyla, her iki tarafın 2013 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin dava dosyasına celbi ile her iki tarafa ait defter ve belgeler ile varsa cari hesap ekstrelerinin, kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgelerinin üzerinde, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de göz önüne alınarak karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, 3. kişiye ait ticari defterler incelenmeksizin düzenlenen ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verildiğinden, bu sebeple söz konusu ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerekeceği-
İkinci haciz ihbarnamesinin usulüne uygun düzenlenmemesi nedeniyle itirazın geçerli kabul edilmesine ilişkin üçüncü kişi tarafından yapılan şikayetin süresiz yapılabileceği- İcra müdürlüğünün numarasının hatalı yazdığı ikinci haciz ihbarnamesinin usulsüz olduğu ve bu haciz ihbarnamesinin tebliği ile itiraz süresinin başlamayacağı ve bu durumda üçüncü kişinin ikinci haciz ihbarnamesine itirazının süresinde olduğu- İkinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edilmesine rağmen, üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilerek borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması ve aleyhinde haciz istenmesinin de mümkün olmadığı-
Alacağın devri sebebiyle alacağın tahsiline ilişkin davada, davacı tarafça, davalıya memur vasıtasıyla yapılan haciz ihbarnamesi tebligatının usulsüz olduğu ileri sürüldüğünden, davalının alacağın devrini öğrenmesinden önce bilirkişinin alacağı nedeniyle haciz ihbarnamesinin tebliğ olması halinde, alacağın devri sebebiyle temlik alacaklısı yerine icra dairesine ödeme yapması gerekmekte ise de, mahkemece haciz ihbarnamesinin tebliğine ilişkin olarak Tebligat Kanunu 2. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 5. maddesi doğrultusunda icra müdürlüğünce verilen tebligatın memur vasıtasıyla yapılmasına dair bir kararın bulunup bulunmadığı, var ise memur vasıtasıyla yapılan tebligatın kanuna uygun olup olmadığı değerlendirilmeden karar verilemeyeceği-
Davacıya 3. haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih ve icra dosyasının asıl borçlusu tarafından, borçluya gönderilen tebligatların usulsüz olduğu iddiasıyla alacaklı aleyhine açılan davada, takibin durdurulmasına karar verildiği tarih dikkate alındığında, davacının dava açmakta haklı olduğu- Mahkemece davacının süresi içerisinde haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyerek davanın açılmasına neden olduğu gerekçesiyle davalı alacaklı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına dair kararının hatalı olduğu-
Mahkemece, İİK 89/1. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin 3. kişi şirkete tebliği tarihi itibariyle, 3. kişi şirketin icra dosyasının borçlusu olan şirkete kesinleşmiş ve muaccel bir borcu olup olmadığının tespiti amacıyla, her iki şirketin 2014 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin dava dosyasına celbi ile ticari defterlerle birlikte banka hesapları ile asıl borçlu ile 3. şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, her iki şirkete ait defter ve belgeler ile varsa cari hesap ekstrelerinin, kesilen karşılıklı fatura ve ödeme belgelerinin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde, karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıstan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK 89'da düzenlenen usul tamamlanmadan, üçüncü kişiye tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine ve ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi nedeniyle, icra dairesince, anılan ihbarnamede yazılı paranın üçüncü kişiye çıkarılan muhtıra ile istenilmesinin mümkün olmadığı; böyle bir durumda, üçüncü kişiye üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerektiği, bu prosedür tamamlanmadan alacak tutarının dosyaya gönderilmesi istenemeyeceği-