Temyiz harç ve giderlerinin eksik ödendiğinin anlaşılması halinde muhtıra gönderilerek kararı veren Hâkim veya Mahkeme Başkanı tarafından 'yedi günlük kesin süre içinde harç ve giderin tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı' hususu temyiz edene yazılı olarak bildirileceği- Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkemenin kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar vereceği- Bu kararın da temyiz edilmesi halinde 432. maddenin son fıkrası hükmü kıyasen uygulanacağı-
89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıstan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilmesi gerektiği- Borçlu şirkete ait ticari defterler incelenmeksizin düzenlenen ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verildiğinden, söz konusu ticari defterlerin temini için, defterlerin ibraz edilmesi hususunda taraflara HMK'nun 220/3.maddesi ve HMK'nun 222/5. maddesi ihtarını içeren meşruhatlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliği ile sonucuna göre HMK'nun 222/5. maddesi gereğince bir karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirket yetkilisine gönderilen haciz ihbarnamesiyle borçlu şirketin takipten haberdar olduğunun kabul edilemeyeceği- Gerçek kişiye yapılan tebliğ ile farklı bir tüzel kişiliğe sahip şirkete yapılan tebliğin öğrenilmiş olmayacağı-
Dava İİK 89/4. maddesine göre açılmış maddi tazminat davasıdır. Anılan madde düzenlemesine göre uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme icra mahkemesi olup mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle bu hal benimsenmiş olmasına ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesine karşın hükmün gerekçesinde dava dosyasının mahkeme ile aynı sıfatta bulunmayan icra mahkemesine gönderilmesinin gerekmediği görüşüne yer verilerek göndermeye ilişkin bir hüküm kurulmadığı belirtilmiştir....Mahkemece görevli mahkemeye göndermeye dair bir hüküm kurulması gerekirken, hatalı gerekçeye dayalı olarak bu yönde bir hüküm kurulmaması hatalıdır.
Haciz ihbarnamesine yönelik şikayet- Konusuz kalan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve şikayetin yapıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdirine karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahküm edilmesini isteyebileceğinden icra mahkemesinin tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halletmesinin isabetli olduğu-
Haciz ihbarnamesine vekil aracılığıyla itiraz edildiğinden, vekilin beyanından asilin sorumlu tutulamayacağı ve asilin İİK'nun 338. maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilemeyeceği-
İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ itibariyle, davalı üçüncü kişinin takip borçlusuna borcunun bulunup bulunmadığının tespiti açısından, davalı üçüncü kişi ve takip borçlusunun ticari defterleri üzerinde birlikte inceleme yaptırılarak, incelenen döneme ilişkin takip borçlusunun ticari defterlerinin usulünce tutulup tutulmadığı da tespit edilmek suretiyle, takip borçlusu ile davalı üçüncü kişinin ticari defterlerinin birbirini teyit edip etmediği, teyit eden ve etmeyen kısımların hangi kalemlere ilişkin olduğu, takip borçlusuna davalı üçüncü kişi tarafından yapılan ödeme varsa bunların da hangi kalemlere ilişkin olduğu hususunda bilirkişi raporu alınması gerektiği-
İİK'nun 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ itibariyle, kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile banka hesapları ile asıl borçlu ile 3. şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak (her iki şirketin ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin ,Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespiti gerektiği-
6183 sayılı Kanun’un 79/6. maddesi gereğince üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine itirazına karşı borçlu olduğunun tespiti istemine ilişkin davada, davalı şirketin, dava dışı kamu borçlusu tarafından üretilen şarapların pazarlamasını yaptığı ve davalı tarafından yapılan ödemelerin bir kısmının çekle yapıldığı, davalı şirket ile dava dışı kamu borçlusunun resmi evrak, kayıt ve işlemlerinin aynı merkezden takip edildiği ve bu nedenle de müdahale imkanı bulunduğundan borç bakiyesine ilişkin keyfi belge düzenleme ve kayıtlara müdahale imkanı bulunduğu, nitekim haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibarıyla dava dışı borçlu şirketin davalıdan alacaklı iken sonra borçlu duruma geldiği, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden önceki dönemlerde sürekli alacaklı konumda olduğu bildirildiği, davacı vekilinin ise "davalı şirket ile dava dışı kamu borçlusunun ilişkili şirketler olduğu ve çekle yapılan ödemelerin muvazaalı olduğunu" iddia ettiği görüldüğünden, mahkemece, davacının muvazaa iddiasının üzerinde durulması, davalı tarafından düzenlenen çeklerin muvazaalı olup olmadığı, çekle yapılan bu ödemelerin tahsil edilip edilmediğinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-