Mahkeme dosyası ekinde gönderilen ... 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/... Esas sayılı takip dosyasının fotokopi olduğu, alacaklı yanca şikayet konusu 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin arka yüzlerinin fotokopisinin gönderilen takip dosyası arasına alınmadığı iddia edildiğinden, eksiklik talep yazısı ile şikayete konu haciz ihbarnamelerinin onaylı suretlerinin istendiği ve mahkemece icra müdürlüğünden temin edilerek gönderilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinin aslı gibidir onaylı suretlerinde İİK’nun 89/2,3,4 ve 5. maddelerinin de yazılı olduğu, şikayetçinin haciz ihbarnamelerinin düzenleniş biçimine ilişkin şikayeti hakkındaki istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 120/2. maddesine göre talepte bulunulabilmesi için aradaki alacağın tereddütsüz olması gerektiği, davalı tarafın böyle bir borcu olmadığını cevap dilekçesinde beyan ettiği gibi 89/1 ihbarnamesine itiraz dilekçesinde de beyan ettiği,o halde herhangi bir açıklama içermeyen havalelerin yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre şirketin davalıya olan borçlarını ödeme mahiyetinde olduğunun karine olarak kabul edilmesi gerektiği, bunun aksini iddia eden tarafın bu hususu ispatla mükellef olduğu-
Kanun yoluna başvuruda 'kanun yoluna başvuru tarihine' değil 'kararın verildiği tarihe' bakılacağı-
Sanığın eyleminin 2004 sayılı İİK'nın 338. maddesi kapsamında olduğu, suç tarihinin 18/12/2009 tarihi olduğu, suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, sanık hakkında mahkumiyet kararının verildiği 24/01/2012 tarihi ile inceleme tarihi arasında zamanaşımını kesen başkaca bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 24/01/2020 tarihinde yargılama sırasında gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması nedeniyle, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 Sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesi gerekeceği- 89/1. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun 3. şahıs şirketten herhangi bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun takdir edilerek hüküm kurulması gerekeceği-
Davanın İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK'nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK'nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı-
"İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen üçüncü şahsın on beş gün içinde menfi tespit davası açması gerekeceğinden ikinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen üçüncü şahsın on beş gün içinde menfi tespit davası açması gerekeceği" gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, karar verilmişse de; davacı istinaf dilekçesinde; eldeki davanın İİK'nun 72. maddesi uyarınca açılan genel menfi tespit davası olduğunu, bu nedenle süreye tabi bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuş olup, istinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; davanın İİK'nun 72. maddesi uyarınca açılan genel menfi tespit davası olduğunu, bu nedenle süreye tabi bulunmadığı gözönünde tutulduğunda davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1-a/4 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği-
Alacak üzerine konulan hacizlerin sırası ve önceliği bir başka şikayetin konusu olabilir ise de haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde kabul edilemeyeceği, 3. kişinin birinci haciz ihbarnamesine itirazı bulunmadığından şikayetçiye 89/2 haciz ihbarnamesi gönderilmesinde usulsüzlük bulunmadığı, birinci haciz ihbarnamesinde 3.043.788,16 TL talep edilmesine rağmen şikayetçi 3.kişi tarafından haciz ihbarnamesine verilen cevapta borçlunun alacağının 236.804,94 TL olduğu belirtildiğinden ikinci haciz ihbarnamesinde ancak 3. kişinin kabul ettiği bu miktarın talep edilebileceği, şikayetin kısmen kabulü ile 3. kişiye gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinin 236.804,94 TL' yi aşan kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği-
Asıl borçlu .... Taah.Tic.Ltd.Şti. ile 3. şahıs, . İnş. Taah. ve Tic. A.Ş arasında düzenlenen alt yüklenici sözleşmesinin feshedilip feshedilmediği, haklı feshin olup olmadığı, cezai şartın şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taşeronluk sözleşmesi uyarınca edimlerin yerine getirilip getirilmediği hususların tespit edilerek bu hususların tespiti ile borçlu şirket ve 3. şahıs şirkete ait defter ve kayıtlar, yapılan inşaat üzerinde konusunda uzman üç kişilik inşaatçı, muhasebeci ve hukukçu bilirkişiler vasıtasıyla denetime elverişli olacak şekilde inceleme yaptırılıp birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle 3. kişi ...ar İnş. Taah. ve Tic. A.Ş’nin asıl borçlu .... Taah.Tic.Ltd.Şti.’ne kesinleşmiş ve muaccel bir borcu olup olmadığı belirlenerek, sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerektiği-
Sıra cetvelinde yer alan her üç takip dosyasından da borçlunun henüz emekli olmadığı dönemde müzekkere ile emekli ikramiyesine haciz konulduğu, henüz doğmamış fakat doğması muhtemel alacağın haczinin İİK'nun 89. maddesine göre mümkün olduğu- Şikayetçinin ve şikayet olunanların ortada İİK 89. maddesine göre konulmuş ve geçerli bir haczi bulunmadığından davacının şikayette hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile şikayetin usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
İİK. 89/3 uyarınca açılan ticari ilişkiden kaynaklanan menfi tespit istemi-