Alacaklının, İİK 89/4 uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutarak alacağın bir kısmını dava etmesi halinde, kesinlik sınırının, dava edilen miktara göre değil, "alacağın tamamına göre" belirlenmesi gerektiği-
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına uyulmasının zorunlu olduğu (HMK’nın 373/7)- Haciz ihbarnamelerinin "borçlunun nezdinizdeki ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacaklar dışındaki hak ve alacaklarının haczine" şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemelerinin ilk derece mahkemesinin kararındaki hatayı HMK. nın 370. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkralarında belirtildiği şekilde Yargıtay gibi düzeltme yaparak giderme yetkisi olmadığı, ilk derece mahkemesinin kararını gerekçesinde belirttiği nedenlerle kaldırarak, yeniden esastan bir karar verilmesi gerektiği, ilk derece mahkemesinin kararını düzelterek, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bankaya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi üzerine Bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürülmesinin haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olduğu ve bu itirazın İİK'nin 89. maddede düzenlendiği-
İcra kasasındaki paranın şikâyetçinin talebi üzerine verilen tedbir ara kararı ile alacaklıya ödenmemesi halinde, borçlu temerrüde düşmüş olduğundan, alacağına kavuşamayan alacaklının temerrüt faizi isteyebileceği- "Alacaklının alacağına kavuşamamasının ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından kaynaklandığı, haczedilen paranın icra dosyasına girmiş olmasının İİK hükümlerine göre borcun icra dosyasına ödenmesi aşamasının tamamlanması olduğu kadar TBK hükümlerine göre de geçerli ve sonuç doğuran bir ifa olduğu, haczedilmezlik şikâyetinde ihtiyati tedbir kararı alınmış ancak şikâyetin haklı bulunmayarak reddi üzerine icra hâkimince tazminata hükmedileceğine dair özel bir düzenleme de bulunmadığı, HMK 399'de tedbirin haksız çıkmış olmasının yaptırımı düzenlendiğine göre, bunun yerine yasal bir dayanağı bulunmaksızın tedbir nedeniyle paranın geç ödenmesinden dolayı temerrüt faizine hükmedilemeyeceği" görüşünün HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
3. kişiye gönderilen birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin çıktığı KEP adresi hatalı olduğundan ve şikayetçi 3. kişi tarafından ikinci haciz ihbarnamesinin öğrenildiği tarihten önce öğrenildiğine dair dosyada delil de bulunmadığından şikayetin süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
Tüzel kişiliğe sahip anonim şirket şikayetçiye 89/1. haciz ihbarnamesinin posta yolu ile tebliğ tarihinde, anonim şirketin aktif elektronik tebligat adresinin bulunduğu nazara alındığında, posta yolu ile yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu ve bu durumda, şikayetçiye usulsüz de olsa tebliğ edilmiş bir haciz ihbarnamesi bulunmadığından Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanmayacağı- Şikayetçi üçüncü kişiye yöntemince tebliğ edilmiş 89/1. haciz ihbarnamesi bulunmadan ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin gönderilerek borçlu sıfatı ile takip dosyasına eklenmesinin yasaya aykırı olduğu-
İhtilaf konusu hükümde, mahkeme ilamında , İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteği ile birlikte aynı Kanun'un 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteminde bulunulmasına rağmen, mahkemece, İİK'nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma talebi hakkında hüküm kurulmayarak CMK'nun 232/6. maddesine aykırı olarak tereddüt meydana getirildiği, açıklanan sebeplerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi ve açık istinaf sebebine rağmen istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği-
Şikayetçinin sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde ''borçlu ile müvekkili şirket arasında bir alacak-borç ilişkisinin mevcut olmadığı, ancak aylık işgaliye bedeli ödendiği, işgaliye bedeline Belediye Kanunu 15. maddesi ve İİK. 82. madde gereği haciz konulamayacağı hükmünün amir olduğu, müdürlükçe işgaliye bedellerinin haczedilebilir nitelikte olduğu kabul edilecekse bu durumun ivedilikle taraflarına bildirilmesinin'' belirtildiği görülmüş ise de itiraz dilekçesi bir bütün olarak ele alındığında haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olduğu, dilekçede herhangi bir borç kabulünün bulunmadığı, gerek dilekçe başlığında konu kısmında gerekse sonuç kısmında '' haciz ihbarnamesine itiraz'' edildiğinin defalarca ve açıkça belirtildiği dolayısıyla dilekçenin haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olduğu görülmekle şikayetin kabulü ile 2. Haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davacının birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresi içinde ya da usulüne uygun olarak itiraz etmemiş olması nedeniyle kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine süresi içinde açtığı menfi tespit davasının kabulüne ya da kısmen kabulüne karar verilmesi halinde davalının, ön inceleme duruşmasından önce davayı tamamen ya da haklı olup olmadığını bildiği kısım yönünden kabul etmemesi durumunda, tam kabulde yargılama giderlerinin tamamından, kısmen kabulde ise haklılık durumuna belirlenen kısmından sorumlu olacağı-