İİK’nun 364/III maddesi uyarınca temyiz, satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağından, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemeyeceği, satışa gidilmişse şikayet üzerine icra mahkemesince yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Davadan ve temyiz isteminden feragat edilen durumlarda öncelikle davadan feragat hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Mahkemece "kısa karar"da şikayetin kabulü ile davacılar adına kayıtlı taşınmaz kaydı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verildiği halde "gerekçeli karar"da yalnızca bir tane davacının adına kayıtlı taşınmazdaki haczin kaldırılmasının, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratacağı-
Davadan ve temyiz isteminden feragat edilmesi halinde, öncelikle “davadan feragat” hakkında mahkemesince karar verilmek üzere, hükmün bozulması gerekeceği-
“Temyizin satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı”na ilişkin İİK.364/son maddesinin istihkak davaları için özel hüküm içeren İİK.’nun 97/XIV maddesinin kapsamına giren uyuşmazlıklarda uygulanmayacağı; satış işleminin temyiz sonucuna kadar durması için, hükmü temyiz eden üçüncü kişinin, icra müdürlüğünden “İİK.’nun 36. maddesine göre tehir icra kararı almak üzere” Yargıtay’ın ilgili dairesine başvurması gerekeceği-
“Aleyhinde yargılamanın iadesi” istenebilecek kararların, HMK’nun 303/(1) maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşıyan kararlar olduğu; icra mahkemesi kararlarının “istihkak”, “ihalenin feshi talebinin reddi” konusundaki kararları hariç, diğer kararlarının ‘kesin hüküm’ oluşturmadığı-
İcra mahkemesince «icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisizliğine» dair verdiği kararın kesinleşmesi üzerine, alacaklının on günlük (şimdi HMK. gereğince "iki haftalık" ) hak düşürücü süre geçtikten sonra «icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini» istemiş olması halinde, «önceki (yetkisiz icra dairesindeki takibin) açılmamış sayılacağı»-
Temyiz harcının yatırılması için alacaklı vekiline gönderilen “harcın on günlük süre içinde ödenmesi”ne dair muhtıranın gereğinin belirlenen sürede yerine getirilmemesi halinde mahkemece “temyiz dilekçesinin reddine” karar verilmesi gerekeceği-
“Kısa karar” ile “gerekçeli karar” arasında çelişki bulunmasının, bozma nedeni sayılacağı-