3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 27/1. maddesinde “Mahalli hukuk mahkemelerinde görülmekte olan kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş bulunan taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemelerin görevi sona erer....”, aynı kanunun 26/son maddesinde ise “ Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar..” denilmek suretiyle tutanağı henüz kesinleşmeyen taşınmaz mallar hakkındaki mülkiyet uyuşmazlıklarına ilişkin davalara genel mahkemelerde bakılamayacağının hükme bağlandığı-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri-
Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil talebi üzerine ilamda gayrimenkulün aynı tartışma konusu yapılmış olduğundan, ilamın (ve eklentilerinin) kesinleşmeden infaz edilemeyeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat istekleri-
Kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal ve tescil davası açılmasının mümkün olduğu, davacı tarafın bu haktan yararlandığı, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu-
Dava mülkiyet hakkına dayalı olup, davacı malik ile davalı arasında resmen kurulan bir hukuki ilişkinin bulunmadığı, ayrıca gerek HUMK'nun ve gerekse HMK'nun göreve ilişkin maddeleri gözetildiğinde eski yasa itibariyle değer yönünden ve HMK.'nun 2. maddesinde açıkça vurgulandığı gibi mal varlığı haklarına ilişkin davaların asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri-
Tarafların parmak izini taşıyan belgenin tespitten 4 yıl sonra 25.07.1984 tarihinde düzenlendiği, kadastro parsel numaralarının da bu belgede yer aldığı, bu belgenin kadastro tespitinden önce düzenlendiği, kadastrodan önceki sebeplerden sayılan belgeye dayanıldığından söz edilemeyeceği, kadastro tespitinden sonra düzenlenen belgeler hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. fıkrasını uygulama olanağının bulunmadığı, içeriğinin kadastrodan önceki sebepleri göstermesinin bunun sonucuna etkili bulunmayacağı-
İncelenmekte olan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 10.12.2009 tarihinde açıldığı, anılan maddedeki 10 yıllık sürenin, hak düşürücü nitelikte olup olumsuz dava koşulu olduğu, yenileme kadastrosunun da hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesinin gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteği-
