Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada, krokide "E" harfi ile gösterilen bölüme davalının bir müdahalesinin olmayıp bilakis bu bölümün davalıya ait olup 6708 sayılı parselde kalıp davacının kullanımında olan yer olarak krokide gösterildiğinden bu yer hakkında davanın reddi gerekeceği-
Davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu, bu tür bir davada, 1068 Sayılı HUMK'nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı-
Kadastro tespitinden sonra çap satın alan kişinin mülkiyet hakkı çap kapsamı ile sınırlı olup tespite esas alınan bayinin (satıcısının) tapu kaydında dayanamayacağı-
Davacı sadece elatmanın önlenmesini istediği ve yıkım yönünden bir talebi olmadığı ve bu konuda dava dilekçesini de ıslah edip harçlandırmadığı halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26/1. maddesi (1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 74. maddesi) hükmü gözardı edilerek istek dışına çıkılmak suretiyle yıkıma karar verilmiş olması doğru olmadığı-
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenmesi, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmesi gerekeceği-
Davacı tarafından taşların mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespiti ile iadesi talep edilmiş ise de, tanık beyanları ve toplanan deliller değerlendirildiğinde taşların davacıya ait olduğu iddiası kanıtlanamadığından, bu istekler bakımından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil hüküm altına alındığından, reddedilen kısım yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Bozmaya uyulmuş olmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı-
E.tmanın önlenmesi davasında, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut olmadığı, bu bakımdan davacı açısından kazanılmış hak söz konusu olduğundan, gider avansının toptan peşin yatırılması zorunluluğu olmadığı-