Muhdesatın tespiti konulu davada, verilen karar kesinleşinceye kadar davadan feragatin mümkün olduğu, ancak bir karar verilip davadan el çekildikten sonra (temyiz aşamasında) davacı tarafından davadan feragat edildiğine ve bu aşamada feragat hakkında karar verme yetkisi mahalli mahkemeye ait bulunduğuna göre, vaki feragat hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Davacı vekili; vekil edeninin Belediye'ye ait 107 parsel içerisinde 50 m2'lik alanda aile kabristanı içinde yer aldığını, bu yer içinde baz istasyonu ve elektrik direği dikildiğini açıklayarak davalı tarafından yapılan müdahalenin önlenmesi ve söz konusu direklerin yıktırılması, kabristana verilen tahribatın giderilerek eski haline getirilmesi isteğinde bulunmuş ve belediyeden mezarlık yeri aldığına ve ücreti yatırdığına ilişkin 11.04.1986 tarih 318 numaralı E.zığ Belediyesi Hesap İşleri Müdürlüğü Gelir Servisi'ne ilişkin alım belgesini dosyaya sunmuş olup, davacı 11.04.1986 tarihli senede dayandığına göre şahsi hakkının söz konusu olduğu, davanın bu nedenle TMK'nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması davası niteliğinde bulunmadığı, TMK'nun 683. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
Dava, TMK'nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkin olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27.maddesi hükmüne göre Kadastro Mahkemesi'nin görev alanına dahil bulunduğu-
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasın davasında, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi halinde davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunması gerekeceği-
Akdin feshi,tahliye ve tazminat istemlerine-
TMK'nun 683. maddesi çerçevesinde çözümlenmesi gereken aynı hakka ilişkin müdahalenin önlenmesi davasında, Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu-
E.tmanın önlenmesi davasında, bina sahibi olan kişi dava açmakla muvafakatını geri almış sayılacak olup, bu nedenle, ayrıca, bir ihtarname çekmeye gerek kalmaksızın davaya bakılması, varsa tarafların bu konudaki yazılı taktiri tüm delillerinin toplanması gerekeceği-
Davacının, davalının oğlu ile resmi nikahlı evli olduklarını, davalı ile dava dışı oğlu arasında o yer Aile Mahkemesinde açılmış olan 'boşanma davasının derdest bulunduğunu', davalı gelini ile oğlu arasındaki 'evliliğin fiilen sona erdiğini', davalı gelininin kendisine hakaret ettiğini, bu konuda jandarmaya şikayette bulunduğunu, davaya konu konutun kendisine ait olduğunu, bu binada davalı gelininin ikamet etmesine muvafakat etmediğini açıklayarak davalının söz konusu binadan fuzuli şagillik nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep ettiği davada, bina sahibi olan kişi dava açmakla muvafakatını geri almış sayılacağından ayrıca, bir ihtarname çekmeye gerek kalmaksızın davaya bakılması, varsa tarafların bu konudaki yazılı taktiri tüm delillerinin toplanması gerektiği- Davacının dilekçesinde iddia ettiği üzere davalı gelininin kendisine hakaret etmesi nedeniyle yaptığı şikayet ile ilgili evrakın da incelenmesi gerektiği; bu eylemin dahi başlı başına muvafakatın geri alındığının kanıtı olduğu- Kira sözleşmelerinin her zaman aksi ispat edilebilecek delil niteliğinde olduğu; ancak o sözleşmenin taraflarını bağlayacağı- Binanın inşa edildiği arazinin tapuda üçüncü kişi adına kayıtlı olduğu tartışmasız olup, davanın niteliği gereği yanlar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığı, bu tür bir davada binanın aidiyetinin tespiti için davada taraf olan kişiye süre verilmesinin mümkün olmadığı; böyle bir davanın Yargıtay uygulamalarına göre ortaklığın giderilmesinde ve kamulaştırma ile ilgili davalarda bedel ödemedeki ihtilafın giderilmesi için açılan bir dava türü olduğu- Binanın maliyetinin tespiti veya taşınmaz üzerindeki yerinin krokiyle belirlenmesine iş bu davada gerek olmadığı-
İmar yoluna el atmanın önlenmesi ve yolun eski hale getirilmesi talebinde, taşınmaz üzerinde imar parselleri oluşturulmuş, imar yolları belirlenmiş olmakla birlikte tescil işlemleri yapılıp imar yolları fiilen kullanıma açılmamış ve kadastro paftası hukuki varlığını korumakta ise yola el atmanın önlenmesi davasının dinlenemeyeceği-
Kiracılık sıfatının tespiti istemi-