Dava konusu taşınmazın davacı ile davalı ...'ın evlilikleri süresince birlikte oturdukları konut olmadığı gibi davalı ...'ın boşanma davasının açıldığı tarih sonrası yerleştiği, öncesi diğer davalılar ..... ve ......'nın birlikte yaşadığı konut olduğu, keza davalıların savunması ve tanık beyanları bu doğrultuda olup, dosya kapsamında aksi iddia ve ispat edilmediğinden Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddi gerekçesinin yerinde olmadığı, davacı dava konusu taşınmazın maliki olduğuna göre, her zaman taşınmazına yönelik müdahalenin men'ini isteyebileceğinden ve davalılar dava konusu taşınmazda davacının muvafakati ile oturmakta iken davacı gönderdiği ihtarname ile muvafakatini kaldırdığından; elatmanın önlenmesi ile davacı tarafından gönderilen ihtarnamede işgalin sonlandırılması için davalılara 15 gün süre verildiği gözetilerek, ihtarnamenin tebliği tarihinin 15 gün sonrasından başlatılmak üzere ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Ecrimisil ve maddi tazminat isteği-
8. HD. 10.06.2021 T. E: 2019/5348, K: 4998-
Aynı maddi ve hukuki ilişkiden doğmuş talepler aynı dava dilekçesi ile ileri sürüldüğünde dava değerinin bu iki talebin toplamı olarak değerlendirilmesi gerekeceği-
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu .... nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu ve davalının taşınmazda bir müddet oturduğu, eldeki dosya davalısı tarafından tescilin yanlış yapıldığı iddiası ile dava konusu.... no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescili için .......... tarihinde açılan davada bahsi geçen dairede 10 aydır eldeki dosya davalısının oturduğunun beyan edildiğinin anlaşıldığı, ancak dosya kapsamından davalının dava konusu taşınmazı ne zaman boşalttığının net olarak anlaşılamadığı, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış olmasına rağmen, mahkemece tanık isim ve adreslerinin bildirilmesi için süre ve imkan verilmediği ve tanık dinlenmeden karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece usulüne uygun şekilde tanık isim ve adreslerinin bildirilmesi için süre ve imkan verilmesi, davacı tanıkları dinlenerek davalının taşınmazda oturduğu ve taşınmazı boşalttığı tarihlerin tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği- Mahkemece, dava konusu ilk dönemdeki kira bedeli belirlenip buna ÜFE oranında artış uygulanarak ilerleyen yıllar ecrimisil bedelinin belirlenmesi gerekirken, her dönem ecrimisil bedelinin ayrı ayrı belirlenmesinin isabetli olmadığı-
Taşınmazın başkasına satılmasının, kiracının kişisel hakkını ortadan kaldırmayacağı, davacının mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası değil, 6570 sayılı Yasa hükümleri uyarınca kiralananın tahliyesi ve kira alacağı davası açması gerekeceği-
8. HD. 10.06.2021 T. E: 2019/2774, K: 4997-
Davacılarla davalılar arasında mirasçılık ilişkisi bulunmadığının, davalıların davacılar murisi ... ...’nın mirasçıları olmadığının, külli halefiyet ilkesi gereğince davacıların, murislerinin hayatta olduğu döneme ilişkin koşullarının bulunması halinde ecrimisil talep edebileceklerinin sabit olduğu, bunun yanında davacılarca gerek davalılar gerekse bir kısım kiracılara yönelik olarak keşide edilen ihtarnamelere ve tanık beyanlarına göre kira ilişkilerinden haberdar olduklarının da kabulü gerektiğinden, dava konusu taşınmazların tek tek tespitlerinin yapılıp, hangi taşınmazı kimin kullandığının, kullanıyorsa hangi sıfatla ve ne şekilde kullandığının tespit edilip, kira ilişkisi söz konusuysa davacıların bu kira ilişkisini bilip bilmediğinin gerek tanık beyanları gerekse ihtarnameler vasıtasıyla, kira ilişkisiyle ilgili bilgileri ve muvafakatleri olup olmadığının ortaya koyulması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık sürenin dava tarihinden geriye doğru işlemeye başladığı-
Bozma ilamında da izah edildiği üzere; davacı dava dilekçesinde, ecrimisile ilişkin işlemiş faiz talebini açıkça belirttiğine göre her dönem için tahakkuk eden ecrimisile dönem sonundan itibaren işleyecek faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığı- Bozma ilamında belirtildiği halde, tarafların murisine ait veraset belgesi ya da nüfus aile akit tablosu dosyaya kazandırılmadan, davacının miras payının 1/2 olduğunun kabulü ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Mahkemece yapılması gereken işin; taşınmazların ilk talep tarihi olan 2004 ve 2006 dönemlerinde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenip sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmesi olduğu- Mahkemece, mahallinde yapılacak keşifte davalı tarafından belirtilen masrafların yapılıp, yapılmadığı, yapılmış ise değerleri tespit edilerek sonucuna göre ecrimisil bedelinden mahsup edilmesi gerekirken dosya içerisinde yer alan adi yazılı belgelere itibar edilip, sadece tanık beyanlarına değer verilerek ecrimisil mahsup edilmiş olması doğru olmadığı gibi davacı asil tarafından dosyaya ibraz edilen dilekçede, banka hesabına davalı tarafından ........ TL kira bedelinin gönderildiğinin beyan edilmiş olması karşısında anılan banka hesabına gönderilen ve talep konusu ecrimisil dönemi içerisinde kalan ödemelerin hükmedilen ecrimisil bedelinden mahsup edilmesi gerekeceği-