Mahkemece davalı ...’nın temyize gelmediği gözönünde bulundurularak, taşınmazdaki her bir katın kim ya da kimler tarafından, ne şekilde kullanıldığı hususu şüpheden uzak şekilde belirlenip ,bizzat kullanım bulunması halinde bu paydaş ya da paydaşlar yönünden intifadan men şartının yerine getirilip getirilmediği üzerinde durulması, gerek kiraya vermek gerekse de bizzat kullanılmak suretiyle tasarruf edilen her bir kat için Kanun'da belirtilen ilke ve esaslara uygun ecrimisil hesabı yaptırılarak o katı tasarruf eden davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği, taşınmazda tasarrufu bulunmayan davalı ya da davalılar varsa bunlar yönünden ise davanın reddedilmesi gerekeceği-
Dosya içeriği ve tanık beyanlarından dava konusu binada yer alan 2 dükkan ile 2 dairenin tarafların murisine isabet ettiğinin, bu dairelerden birisinin çekişmesiz olarak davacı tarafından kullanıldığının, dava konusu dükkanın ise davalıya bırakıldığının sabit olduğu, bu durumda henüz kat mülkiyeti ya da kat irtifakına geçilmeyen dava konusu taşınmazda taraflar arasında fiili kullanım biçiminin oluştuğunun, dava konusu dükkanın davalı kullanımına bırakıldığının ve dava tarihine kadar da kullanımın bozulmadığının anlaşılması karşısında mahkemece ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu davacıya ait 379 ada 10 parsel ile davalıya ait bağımsız bölümün üzerinde bulunduğu 379 ada 2 parselin Uyap sisteminden (Tapu / Kadastro seçeneğinden) yapılan inceleme doğrultusunda kaydı kapandığına göre yeni parsel numarası üzerinden infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken, kapalı kayıt üzerinden karar verilmiş olmasının doğru olmadığı, bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğundan re’sen gözetilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazda davacı ... Genel Müdürlüğü’nün tam malik bulunduğu, davacı ile davalı 3533 Sayılı Kanun'un 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardan olduğu sabit olduğundan, bu Kanun'un 2570 sayılı Kanun'la değişik 4. maddesi gereğince eldeki uyuşmazlığın "Hakem" sıfatı ile çözümlenmesi gerekeceği-
8. HD. 09.06.2021 T. E: 2020/711, K: 4902-
Bozma ilamında da izah edildiği üzere; davacı dava dilekçesinde, ecrimisile ilişkin işlemiş faiz talebini açıkça belirttiğine göre her dönem için tahakkuk eden ecrimisile dönem sonundan itibaren işleyecek faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesinin doğru olmadığı- Bozma ilamında belirtildiği halde, tarafların murisine ait veraset belgesi ya da nüfus aile akit tablosu dosyaya kazandırılmadan, davacının miras payının 1/2 olduğunun kabulü ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Mahkemece yapılması gereken işin; taşınmazların ilk talep tarihi olan 2004 ve 2006 dönemlerinde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenip sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmesi olduğu- Mahkemece, mahallinde yapılacak keşifte davalı tarafından belirtilen masrafların yapılıp, yapılmadığı, yapılmış ise değerleri tespit edilerek sonucuna göre ecrimisil bedelinden mahsup edilmesi gerekirken dosya içerisinde yer alan adi yazılı belgelere itibar edilip, sadece tanık beyanlarına değer verilerek ecrimisil mahsup edilmiş olması doğru olmadığı gibi davacı asil tarafından dosyaya ibraz edilen dilekçede, banka hesabına davalı tarafından ........ TL kira bedelinin gönderildiğinin beyan edilmiş olması karşısında anılan banka hesabına gönderilen ve talep konusu ecrimisil dönemi içerisinde kalan ödemelerin hükmedilen ecrimisil bedelinden mahsup edilmesi gerekeceği-
Bozma ilamında açıklandığı üzere davacı tarafından dava dilekçesinde duvara ilişkin bir talep olmadığından ve mahkemece taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiğinden duvar yönünden elatmanın önlenmesi ve kal kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı- Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde bozmaya uyulmuş ve bu doğrultuda hükmün 1. fıkrasında duvar yönünden bir karar verilmemişse de maddi hataya düşülerek kararın gerekçe kısmının son paragrafında “duvarın davalı tarafından kaldırılmasına” ibaresine yer verilmiş olmasının doğru olmadığı- Mahkemece bozma ilamına uyularak duvar yönünden hükmün 1. fıkrasında duvara ilişkin bir karar bulunmadığı halde hükmün 3. fıkrasında “duvarın kaldırılmasına” ibaresinin bulunması yanı sıra müdahalenin sonlandırılması ve kal için de davalıya süre verilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu edilen dükkanın bulunduğu ..... no'lu parsel tapuda halen arsa vasfında kayıtlı olup arsa üzerindeki binada kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurulu olmadığından, pay satın alan kişilerin arsa üzerinden pay satın aldığının kabulü gerekeceği, davacı eldeki davada dava dışı müteahhitten aldığı payın karşılığının çekişme konusu dükkan olduğunu iddia etse de; yargılama sırasında davacı tanığı olarak dinlenen binanın müteahhidinin beyanında, davacıya satmak istediği dükkanın dava konusu edilen dükkan olmadığını bildirdiği, bu hali ile davacının payının karşılığının çekişme konusu dükkan olduğunun kanıtlanamadığı, sonuç olarak mahkemece; hesaplanacak olan ecrimisilin, davacının payı karşılığı olan 2/15'i üzerinden kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın yenileme kadastrosu sonucu yüzölçümü değişmesine rağmen bozma sonrası infaza elverişli bilirkişi raporu alınmadan sonuca gidildiği anlaşıldığından, mahkemece, ............ tarihinde yapılan keşif ile belirlenen (28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile uyumlu) kıyı kenar çizgisi de baz alınmak suretiyle ..... ada ...... parsel sayılı taşınmaza yönelik hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra oluşacak sonuca göre dosya kapsamına (ve önceki bozma ilamına) uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlar mesken niteliğinde olup mahkemece Kanun'da belirtilen esaslara uyulmadan, bilirkişi tarafından son dönem ecrimisil bedeli belirlendikten sonra geriye doğru endeks uygulanmak suretiyle aylık ecrimisil bedelinin bulunmasının doğru olmadığı- Davacı dava dilekçesinde iki daire için ecrimisil bedeli talep etmiş iken hükümde sadece bir daire için ecrimisil bedeline hükmedilmesinin bozmayı gerektirdiği-