İçerik Akışı
Üst sınır (limit) ipoteği- İİK 134/5 maddesinden kaynaklı nemalar-
Üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmış olduğu- Bu durumda alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabilecek olsa da, İİK 134/5 maddesinden kaynaklı nemalar, alacaklıya alacağının yanında ihalenin kesinleşmesine kadar tahsil edememesi nedeniyle ödenmesi gereken ve depo edilen ihale bedelinin getirisi niteliğinde paralar olduğundan, ipotek limitine dahil edilmesinin isabetli olmadığı-
Pandemi- 7226 s. K. ile getirilen durma süreleri- Kıymet takdirine ilişkin 2 yıllık süre- İhalenin feshi-
Kıymet takdirine ilişkin iki yıllık sürenin kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerektiği ve bu sürenin, taraflar yönünden getirilen bir itiraz yada hak düşürücü süre niteliğinde olmadığı, taşınmazın değerinde oluşacak muhtemel değişimler nedeniyle taraf menfaatlerini korumaya yönelik bir süre olduğu- Covid-19 nedeniyle 7226 sayılı Kanun’la getirilen durma sürelerinin, İİK. m. 128/a-2'da yer alan 2 yıllık süreyi kapsamadığı- İİK’nun anılan hükmünde güdülen amacın kesinleşen kıymet takdirinden sonra 2 yılın geçmesi halinde yeniden kıymet takdiri yapılması zorunluluğuna ilişkin olduğu- Pandemi sürecinde ülkemizdeki taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar nazara alındığında, kanunda düzenlenen 2 yıllık azami sürenin üzerine durma sürelerinin de eklenmesi ile daha da uzayacak sürenin, malın gerçek değerinden satılmasına engel olacağı ve tarafların hak kaybına uğramalarına neden olacağı- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiğinden taşınmaz ihalesinin feshine (re'sen) karar verilmesi gerektiği-
Gemi adamı- Davacıların murisinin kalp krizi geçirmesi- İş kazası- İşyerinin yabancı bayraklı gemi olması- Uygulanacak hukuk-
İş kazasında ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma sebebiyle tazminat istemine ilişkin davada hangi hukuk kurallarının uygulanması gerektiği-
Birden fazla davalı için bedele dönüşen tasarrufun iptali davası- Davalıların sorumlu olacağı bedeller-
Tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi halinde, üçüncü kişinin sorumlu olduğu miktarın, takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeri olduğu- Hem üçüncü kişi, hem de dördüncü kişi yönünden bedele dönüşen davada da, davalıların sorumlu olacakları miktarın elden çıkardıkları tarihteki değerleri kadar olacağı- Dördüncü kişinin malı devrettiği tarihteki gerçek bedeli, üçüncü kişinin malı devrettiği tarihteki gerçek bedelinden daha yüksek ise, üçüncü kişi yönünden tazminata hükmedilen bedelden her iki davalının müşterek ve müteselsilen sorumlu olacağı, aradaki farktan sadece dördüncü kişinin sorumlu olacağı-
Şirketin ihyasına ilişkin karar- Ek tasfiye- Tasfiye memuru atanması-
Şirketin ihyasına ilişkin kararın TTK. m. 547 kapsamında "ek tasfiye" niteliğinde olup olmadığı, ihyasına karar verilen şirkete TTK. m 547/2 kapsamında tasfiye memurunun atanıp tescil ve ilanına karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Prof. Dr. Serdar Kale'nin Son İİK Değişikliklerine Göre Hazırlamış Olduğu Makale
İCRA VE İFLAS HUKUKUNDA ONLİNE SATIŞ
Av. Talih Uyar'ın Son İİK Değişikliklerine Göre Hazırlamış Olduğu Makale
24/11/2021 TARİHLİ ve 7343 SAYILI ‘‘İCRA ve İFLÂS KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN’’UN GETİRDİĞİ YENİLİKLER
Menfi tespit davası- Aval- Bedelsizlik iddiası-
Davanın icra takibine konu bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkin olduğu- Davaya konu bonoda davacının aval veren, davalının ise alacaklı lehtar konumunda bulunduğu- TTK'nın 702/2 maddesi uyarınca aval veren kişinin teminat altına aldığı borç 'şekle ait noksanlıktan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da' aval verenin taahhüdünün geçerli olduğu; bu nedenle davacı aval veren bedelsizlik iddiasında bulunamayacağından davanın bu nedenle reddi gerekirken kabulünün doğru görülmediği-
Elektrik faturası ödenmese de hizmetin devamı müterafik kusur oluşturur mu?
Abonelik sözleşmelerinin niteliği gereği abonelerin mal veya hizmeti bir defaya mahsus değil, sürekli olarak aldıkları- Sürekli olarak tüketilen mal veya hizmetlerin bir kısmı elektrik, su, doğalgaz gibi temel ve zorunlu ihtiyaçlar olup, satıcı veya sağlayıcı mal veya hizmeti düzenli bir şekilde aboneye sunmayı taahhüt ettikleri ve sözleşmenin kurulması ile abonenin de elektrik bedelini ödemesi gerektiği- Abone olan davalı elektrik kullanımından doğan faturaları ödememiş olup davalının elektriğin kesilmesi yönünde talebi olmaması nedeniyle elektrik vermeye devam eden davacının borcun artmasına neden olduğunun kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek davacı alacağından %30 oranında indirim yapılmasının hatalı olduğu-
Niğde Barosu Konferans Duyurusu
İcra Hukukuna İlişkin Yargıtay'ın Son İçtihatları ve İİK'da Yapılan Son Değişiklikler