İçerik Akışı

İtirazın iptali davası- Geçerli bir icra takibi- Dava şartı- Sonra düzenlenen rehin açığı belgesi-

İtirazın iptali davalarında, ortada geçerli bir icra takibinin bulunmasına ilişkin dava şartının tamamlanabilir nitelikte olmadığı- Alacaklı tarafından, dava konusu icra takibinden sonra girişilen icra takibi sırasında, ipotekli taşınmazın satılarak paraya çevrildiği ve fakat elde olunan hasılanın borcu ödemeye yetmediği için rehin açığı belgesi düzenlendiği anlaşılmaktaysa da, genel haciz yoluyla icra takibinden ve itirazın iptali davasından sonra düzenlenen rehin açığı belgesinin, rehin tutarının altında kalan alacağın tamamı için girişilen bu davaya konu icra takibine geçerlilik kazandırmayacağı ve açılan itirazın iptali davası açısından dava şartının tamamlanması gibi bir etkisinin bulunmasının söz konusu olmadığı- "Davacı, vekilinin yargılama sırasında rehinin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde bulunması ve kesin rehin açığı belgesi ibraz etmesi ile hüküm esnasında noksanlık giderildiğinden, artık davanın usulden reddedilemeyeceğine" dair karşı oyun benimsenmediği-

İtirazın iptali davası- Harç ikmali- Borçlunun kısmi ödemeleri- TBK 100 uygulaması-

İtirazın iptali davasında, icra takibinde talep edilen ancak harç ikmalinde bulunulmayan gayrinakdi alacak yönünden karar verilmesinin hatalı olduğu- TBK 100 uyarınca, davalı borçlunun kısmi ödemelerinin öncelikle faiz ve masraflara mahsubu ile bakiye kalması halinde asıl borçtan düşülerek, itirazın iptali davası tarihi itibariyle kapak hesabının çıkartılarak hesap yapılması gerektiği, anılan maddenin uygulanması için takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekmediği-

Tasarrufun iptali- Haksız ihtiyati haciz- Manevi tazminat-

Borçlu ile yaptığı bir tasarruf olmadığından hakkında açılan tasarrufun iptali davası reddedilen kişinin araçlarına ve gayrimenkullerine uzun süreli olarak haciz konulduğu anlaşıldığından, haksız hacze maruz kalan bu kişi lehine 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-

Dava konusu bonoyu kefil sıfatıyla imzalayan davacı- Menfi tespit- Teminat senedi- İspat yükü- Lehtarın banka olması- Genel kredi sözleşmesi hükümleri-

Dava konusu bononun tanzim tarihi ile kredi sözleşmesinin tanzim tarihinin ve davacının ipotek tesisine ilişkin resmî senet tarihinin aynı tarih olması, davacının genel ticari kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması, kredi borçlusunun dava dışı şirket olması, genel ticari kredi sözleşmesindeki "...Müşteri, bankanın gerekli gördüğü zaman talep edeceği miktar ve nitelikte ticari senetleri vermeyi taahhüt eder. Banka senetlerin dilerse rehnini, dilerse temlikini istemeye yetkilidir..." şeklindeki hüküm karşısında, senet metninde "teminattır" kelimesi yazılı olmasa da, dava konusu senedin teminat senedi olduğunun kabulü gerektiği- Borcun kapatılmasından sonra ipoteğin fek edileceğini bildirip, davacının dava dışı şirket adına söz konusu borcu kapatmasından birkaç saat sonra aynı gün dava dışı şirkete yeniden kredi kullandırıp, yeni kredi borçlarından dolayı davacıyı ilk kredinin teminatı olarak verilen bono nedeniyle sorumlu tutmasının da iyiniyet prensipleri ile bağdaşmayacağı- Dava konusu bononun kredi sözleşmesinin teminatı olarak davalı bankaya verildiği ancak taraflar arasındaki genel ticarî kredi sözleşmesinde davacının vermiş olduğu teminat hâlen devam ettiğinden ödeme tarihiden hesabın kat edildiği tarihe kadar olan borç miktarının hesaplanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

Usulsüz tebligat- Adil yargılanma hakkı- Alacak davası- Adres kayıt sistemi- Tebliğden haberdar olma- Tebligat mazbatası- Görevsizlik kararı

Tebliğ tutanağında; beyanına başvurulmuş olup da isim ve imzadan imtina etmiş komşunun ad ve soyadının belirtilmemesi hâlinde tebliğ işlemi usulsüz olacağından, muhatabın beyan ettiği tarihe göre temyiz isteminin süresinde olduğu- Görevsizlik kararından sonra, görevli mahkemede davaya devam edilebilmesi için öncelikle görevsizlik kararının kesinleşmesi gerektiği- Davanın taraflarının, görevsizlik kararı kesinleşmeden (iki haftalık başvurma süresi işlemeye başlamadan) önce, görevsiz mahkemeye (dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için) başvurmuş ise bu başvurmanın da geçerli olduğu-

Kambiyo takibi- Vasi gösterilmeksizin düzenlenen ödeme emri- Vasi yerine kısıtlı hakkında icra takip yapılması- Maddi hata, kabul edilebilir bir yanılgı (HMK 124/3-4)- Taraf değişikliği-

Kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olduğundan, HMK 124/3-4 uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltebileceği- Kısıtlı borçlunun vasisinin ek takip talebiyle takipte gösterilmesi ve buna uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin vasiye tebliği gerektiği-

Menfi tespit- Senedin imzalı boş bir belgeden yararlanılmak suretiyle sahte olarak oluşturulduğu yönündeki davacı iddiası-

Mahkemece, üniversitelerin güzel sanatlar bölümünde görevli imza ve yazı konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişilerden ve yine üniversitelerin bilgisayar mühendisliği bölümünde görevli yazılım, bilgisayar programları konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişi/bilirkişilerden oluşan bir heyetten, dava konusu senedin yüksek miktarlı olmasına, düzenlenme ve ödeme tarihlerinin çok yakın olmasına, matbu bir senet olmamasına, tarafların kardeş bulunmasına göre, imza ile yazılar arasındaki konumlandırılış, uyum, yazı karakteri, kullanılan format, senet metnindeki yazı tipinin hangi bilgisayar programında kullanılan yazı tipi olduğu ve söz konusu bilgisayar programının hangi tarihte kullanılmaya başlandığı, toner, söz konusu yazıların birlikte ve sırası dahilinde yazdırılıp yazdırılmadıkları, imzanın konumu değerlendirilmek ve incelenmek suretiyle dava konusu senedin imzalı boş bir belgeden faydalanılmak suretiyle sonradan oluşturulup oluşturulmadığı, yazılar ile imzanın aynı anda yazılıp yazılmadığı, imzanın mı önce atıldığı yazıların mı önce yazıldığı, imza ve yazı yaşı konusunda ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınıp, dava dosyasına giren tüm deliller, tarafların bütün iddia ve savunmaları değerlendirilerek, soruşturma dosyaları getirtilip bu dosyalara yansıyan beyanlar ve deliller, icra hukuk dava dosyasına yansıyan beyanlar ve deliller (özellikle senedin ihdas nedeninin taliline ilişkin bir beyan olup olmadığı da değerlendirilerek) irdelenip değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği- Hakimin reddi talebinin, kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi hâlinde, talepte bulunanların her biri hakkında beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına hükmolunacağı-

Yabancı devletlerin haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlık- Yargı yolu-

Yabancı devletinin haksız fiil sebebiyle sorumluluğuna dayanıldığından, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin özel hukuktan kaynaklanan bu haksız fiil bakımından 3. kişi durumunda bulunduğu-Tazminat isteğinin, İYUK 2'de belirtildiği şekliyle idarenin herhangi bir işlem ve eyleminden kaynaklanmadığı, tazminatın ödeneceği kişilerin, tazminat miktarı ve ödeme biçiminin belirlenmesi yetkisine ve idarenin bu yöndeki işlemlerine yönelik de olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yalnızca tazminat davasında belirlenen miktarın yabancı devlete izafeten ifa edilmesi sorumluluğunu üstlendiği, somut olay bakımından kanunlarla düzenlenmiş ve miktarı belli, idarece kendiliğinden ödenmesi gereken bir alacaktan henüz bahsedilemeyeceği, alacakların miktarının ancak tazminat davalarının sonuçlanmasına göre tespit edilebileceği gözetildiğinde adli yargının görevli olmasının benimsenmesi gerektiği- Yargı yolu caiz olmadığından bahisle görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğu- Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarının sadece ilişkin oldukları dava bakımından bağlayıcı olduğu-

Menfi tespit- Harici satış sözleşmesi- Geçersiz hukukî işleme dayalı verilen senet- Senedin illetten mücerretlik durumu- Denkleştirici adalet-

"Aleyhine icra takibine konulan senedin hile ile imzalatıldığından hükümsüz olduğu" iddiasını ispat edemeyen davacı-borçlunun "davaya konu edilen senedin taraflar arasındaki haricî taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle verildiğini" belirterek temel borç ilişkisini bu şekilde açıkladığı, davalının da beyanlarıyla temel borç ilişkisini haricî taşınmaz satışıyla ilişkilendirdiği uyuşmazlıkta, davacının taşınmaz hisselerinin haricî satım sözleşmeleriyle bedel karşılığında davalıya satarak zilyetliğini teslim ettiği, ancak tapu devrinin sağlanmadığı, bir süre sonra ise davalı tarafından zilyetliğin iade edildiği, sözleşmeler sırasında verilen bedellere karşılık gelmek üzere taraflar arasında davaya konu edilen senedin düzenlendiği, haricî satıma konu olan taşınmazın satış tarihlerinde tapulu olduğu anlaşılmakla, anılan haricî satımların ve dolayısıyla taşınmazın zilyetliğinin iadesi sırasında senet karşılığında yapılan anlaşmanın da hukuken geçersiz olduğu- Geçersiz olan hukukî işleme dayalı verilen senedin tahsil edilemeyeceği ve tarafların ancak birbirlerine verdiklerini denkleştirici adalet ilkesine göre geri alabilecekleri- Denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması gerektiği-

İcra takibi- Pasif taşınmaz kayıt sorgulaması-

Somut olayda, borçlular adına pasif taşınmaz kayıtlarının tespiti ile sorgulaması yapılan taşınmazların resmi senet ve ilgili evraklarının getirtilmesinin istendiği- Takip alacaklılarının ileride açabilecekleri muhtemel davaların malzemelerinin toplanması ödevinin icra müdürlüğüne ait olmadığı- Mülkiyet hakkının korunması amacıyla açılacak bir davanın taraflarını tespit edebilmek için 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 2/3. maddesine göre avukatın, yazılı başvuru ile tapu sicilinde inceleme yapabileceği- Alacaklının hukuki yararının, üçüncü şahısların Anayasa ile korunan özel hayatın gizliliğine ilişkin temel hakkından üstün tutulmasının mümkün olmadığı; bu sebeplerle ilk derece mahkemesince şikayetin reddedilmesinin isabetli olduğu-