İçerik Akışı

İİK’nın 97. maddesine göre yapılan şikayet- Takibin diğer borçlusunun iflası-

Şikayet konusu haczin bir başka borçlu yönünden icra edildiği haciz tutanağındaki borçlu kısmından anlaşıldığından, takibin diğer borçlusu şirket hakkında iflas kararının kesinleşmiş olmasının İİK 97'ye göre yapılan şikayet konusu haczin düşmesine sebebiyet vermeyeceği-

İyi Bayramlar

E-uyar ailesi olarak Ramazan Bayramı’nı sizinle birlikte paylaşmaktan mutluluk duyarak bu özel bayramı aileniz ile birlikte mutlu, huzurlu ve sağlıklı olarak geçirmenizi dileriz.

TL üzerinden kurulmuş limit ipoteği- Muayyenlik ilkesi- Yabancı para alacağı tebliğ edilen hesap özeti-

Türk Parası ile bir ipotek yapılıp, ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle takibe geçildiğinde alacağın muayyenlik ilkesine göre ana paranın tür ve miktarının değiştirilemeyeceği, bu nedenle kredi sözleşmelerindeki yabancı para alacağı üzerinden borçluya tebliğ edilen hesap özetine dayanılarak akdin muayyenlik ilkesi gözetilmeksizin icra emri tebliğ ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup her zaman ileri sürülebileceği-

Tecavüzün ref'i- Taraf ehliyeti- Davanın konusuz kalması-

Tecavüzün ref'i talepli davada, dava konusu dizi karakterlerinin kullanıldığı, dizi film oyuncusunun da yer aldığı sahnenin davalının üreticisi olduğu ürünün tanıtımı amacıyla internet sitesinde izinsiz olarak kullanıldığı, yapımcıya tazminat ödenmesi gerektiği, ilgili internet sayfasında dava konusu dizi film karesinin kaldırılmış olması nedeniyle ref'e ilişkin davanın konusuz kaldığı, ref talebine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına-

İmza inkarı- Senet sayılacak belgeler-

Alacak davasında, davalı vekilinin delil listesinin 3. maddesinde "Adres içindir ibareli karalama şeklindeki davaya konu haksız sözde delili kabul etmemek kaydıyla öncelikle davanın reddini talep ediyoruz. Sayın mahkeme aksi kanaatte ise de cevap dilekçemizdeki imza ve yazıya olan itirazımız da gözetilerek davalı müvekkil şirkete ait tüm şirket bilgilerinin detayları ile birlikte davaya konu edilen kartvizitteki tarih de dikkate alınarak şirket imza yetkilisinin ve imza sirkülerinin celbi ile imza incelemesi yapılarak kartvizitteki yazı ve imzalar ile şirket yetkilisinin imza ve yazı örneklerinin kıyaslanması için rapor aldırılmasına," şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığından, davalı tarafın "imza inkarında bulunmadığı ve bu nedenle davaya konu kartvizitin senet sayılacağı" kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin yanlış olduğu-

Bankaya yatırılan olağanüstü hal tazminatının tahsili istemi- Denkleştirici adalet ilkesi- Faiz-

Davacı adına bankaya yatırılan olağanüstü hal tazminatının tahsili istemine ilişkin davada, davalı bankanın denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanan miktarı ödeme yükümlülüğü bulunmadığı- Davalının vadesiz mevduat hesabına yatırılan para için hesap sahibine bildirimde bulunma yükümlülüğünün de olmadığı- Davacı, bankaya müracaat tarihinde hesapta ne kadar para varsa ancak bunu isteyebileceğinden, davacı adına bankaya yatırılan para ve davacının bankaya müracaat tarihi belirlenerek yatırılan paraya müracaat tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak koşulu ile tahsiline karar verilmesi gerektiği- İhbar olunanın kararı temyiz edemeyeceği-

Limited şirket müdürlerinin azli- Hukuki yarar-

Limited şirket müdürlüğü görevinden azil talepli davada, davacının şirketin %70 oranında hisse sahibi olduğu, TTK'nın 630/1. maddesi uyarınca davacının hisse oranı nazara alındığında genel kurulu toplayarak genel kurul kararı ile davalı şirket müdürünün görevini sona erdirmesinin mümkün olduğu, bu itibarla anılan yola başvurmaksızın müdürlük görevinin kaldırılmasına ilişkin işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığı-

Limited şirket müdürlerinin azli- Davanın konusuz kalması- Kayyım atanması

Limited şirket müdürlerinin azli talebine ilişkin dava açıldıktan sonra yapılan şirket genel kurulunda şirkete davalı dışında davalı yerine yeni bir müdür tayin edildiğinden, davanın açılışından sonra yapılan bu genel kurul ile davacının, davalının şirket müdürlüğünden azli istemine ilişkin davaların konusuz kalıp kalmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği-

Aynı davada İİK. 280 uyarınca tasarrufun iptali ve mal varlığı veya işletmenin devri bakımından eBK 179 hukuki sebeplerine dayanılması-

HUMK.un yürürlükte olduğu dönemde ticaret mahkemesince yazılı yargılama esasına göre görülüp sonuçlandırılan davada, davacı talepleri arasında terdit bulunmadığından ve davacı tarafın somut uyuşmazlığın niteliği gereği BK’nın 110, 179 ve 180. maddeleri kapsamındaki talepleri, İİK 280/3'deki iptal sebepleri bakımından da birlikte tartışılması gereken, yarışan talepler olup, taleplerden biri hakkında verilecek karar diğerini doğrudan etkileyeceğinden, davacının taleplerinin bütün olarak ele alınarak çözülmesi gerektiği, tasarrufun iptali dışındaki istemlerin tefrikine karar verilmesinin gerekmediği- İçerikleri itibariyle bir hakkın devrine ilişkin hükümler içermeyen sözleşmeler ile iptale tabi bir tasarruf işlemi yapıldığından söz edilemeyeceği- Karşılıklı borç vaatleri içeren borçlandırıcı işlemler hakkında tasarrufun iptali davası açılamayacağı- Davacı somut olarak taraflar arasında yapılan bir işlem iddia edilmediğinden icra iflas hukuku anlamında iptale konu edilebilecek bir devir ya da tasarruf işlemi bulunmadığı- Dava açıldıktan uzun bir süre sonra TMSF ile davalı arasında düzenlenen protokole göre iadesi kararlaştırılan mal varlıkları ile ilgili tasarrufun iptali talep edilmiş ise de; sözleşmedeki işlemlerde tasarrufun borçlular tarafından değil, ilgili mevzuatı uyarınca işlem yapan TMSF tarafından yapıldığı, borçlu ile ile davalı üçüncü kişi arasında iptali davasına konu edilebilecek bir tasarruf işleminin bulunmadığı- Menfi tespit davasına dayanak gösterilen sözleşmelerin tarafı olmayan şirketler yönünden tasarruf işlemine yönelik dava şartı da oluşmadığından, gerçek alacağın varlığının incelenmesine, dolayısıyla açılan menfi tespit davasının bekletici sorun yapılmasına gerek bulunmadığı-

İtirazın iptali- İcra inkar tazminatı- Taşıma sözleşmesi-

İtirazın iptali istemli davanın taşıma sözleşmesine ilişkin olduğu, taşıma sözleşmesinin taraflarının gönderen ve taşıyıcı olduğu, gönderilenin akit tarafı olmayan üçüncü kişi olduğu, taşıma konusu eşyanın tesliminin daha ziyade gönderilenin menfaatine olduğu, bu sebeple uygulamada taşıma ücretinin ödenmesinin gönderilene havale edilebildiği, taşıma konusu eşyanın tesliminde var olan menfaati sebebiyle taşıma sözleşmesi için üçüncü kişi olan gönderilenin bazı şartların gerçekleşmesi halinde borçlu olarak kabul edileceği, gönderilenin bu yükümlülükten ancak gönderenin borcu ödediği veya bizzat ödemeyi taşıyıcıya taahhüt ettiği anda kurtulabileceği, davacının davalıya taşıma işlemi için gönderdiği faturanın ödenmediği iddiasıyla icra takibi başlattığı, davalının ise ödemenin gerçekleştirildiği iddiasıyla itirazın iptalini talep ettiği, davacının ticari defterlerinden takip dayanağı faturanın ödenmiş olduğu, ayrıca davalı ile dava dışı satıcı arasındaki sözleşmede nakliye ücreti ve KDV'sini satıcının ödeyeceğinin kararlaştırıldığı göz önüne alındığında, davacının ticari defter kayıtlarının aleyhine delil olması nedeniyle davanın reddinin gerektiği-