İçerik Akışı

Dosya alacağına haciz konulması- Satış isteme süresi-

Dosya alacağına haciz konulması durumunda, alacaklının ancak fiili olarak o dosyaya para girdiği tarihten itibaren kendisinin paranın gönderilmesini isteyebileceği, öncesinde fiili imkansızlık olduğu- Hacze konu icra dosyasına henüz tahsil edilip giren bir para mevcut olmadığından, 6 aylık isteme süresinin başlamayacağı, İİK120/2 uyarınca verilen yetki belgesi isteme süresinin de 6 aylık süreye bağlanmasının yerinde olmadığı- İİK’da yetki belgesi talep etmek için belirli bir sürenin öngörülmediği-

Bel fıtığı- Meslek hastalığı- Maluliyet bulunmaması- Manevi tazminat miktarı

Davalının işyerinde çalışması nedeniyle davacıda oluşan bel fıtığı meslek hastalığının mahiyeti ve bu hastalık nedeniyle maluliyetinin bulunmaması da gözetildiğinde hükmedilen (20.000 TL) manevi tazminat miktarının fazla olduğu-

Tapuya haciz şerhi işlenmeden taşınmazın üçüncü kişiye satılması-

İcra müdürlüğünce taşınmazın haczine karar verildikten sonra, taşınmazın üçüncü kişiye satılması ve hacze ilişkin şerhin tapuya taşınmazın üçüncü kişiye satış tarihinden sonra işlenmesi halinde, taşınmaz haciz karar tarihinde borçlu adına kayıtlı olduğundan haczi geçerli olduğunun kabulü gerektiği-

İşçinin mutad işyeri- Yurt dışı iş sözleşmeleri- Hukuk seçimi anlaşması-

Davalıya ait işyerinde çalışan davacı işçinin mutad işyeri, işini fiilen yaptığı Suudi Arabistan ve Dubai olduğundan, davacının imzaladığı yurt dışı iş sözleşmeleri uyarınca ilgili dönemde iş sözleşmesi ile seçilen hukukun uygulanması gerektiği- Taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan, MÖHUK 27/1 kapsamında davacının Suudi Arabistan’da yaptığı çalışmalar yönünden ilgili dönemde Suudi Arabistan hukukunun; Dubai'de yaptığı çalışmalar yönünden ise Dubai hukukunun uygulanması gerektiği-

BAM tarafından hükmedilen avukatlık ücreti-

Şikayetçinin "usulsüz tebligat nedeni ile memur muamelesine yönelik şikayeti"nin BAM tarafından kabulü halinde, şikayetçi vekili için -karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'ne göre- 2100,00TL maktu 'dilekçe yazım ücretine' de hükmedilmesi gerekeceği-

İstinaf mahkemesinin kesin kararları (HMK 353/1-a 6)- İlk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi-

HMK 353/1-a'da 6 bent hâlinde sayılan hâllerde istinaf mahkemesinin verdiği esası incelemeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın ilgili ilk derece mahkemesine gönderilmesi kararlarının kesin olduğu, temyiz edilemeyeceği- "Bu madde gereğince kesin karardan bahsedilebilmesi için bölge adliye mahkemesinin işin esasına girmemesi gerektiği, somut olayda bölge adliye mahkemesince işin esasına girilerek tartışma yapıldığı, bu nedenle bölge adliye mahkemesi kararının kesin nitelikte olmadığı" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

Covid-19'un konkordatoya etkisi- Şirketin rayiç değer ve borçlarına göre borçlarını ödeyememe tehlikesi içerisinde olması-

Covid-19 pandemisinin yarattığı olumsuz etkinin konkordatonun tasdiki için bir neden olarak kabul edilemeyeceği- Komiser heyeti raporu ve kayyım raporu incelendiğinde "şirketin işlerine devam etmesi hâlinde borçlarının tamamını ödeyebilecekken, iflâsı hâlinde borçlarının %80’ini ödeyebileceğinin" öngörüldüğü ve talep eden şirketin maddi varlıklarının hemen paraya dönüştürülemeyeceği de dikkate alındığında, şirketin rayiç değer ve borçlarına göre borçlarını ödeyememe tehlikesi içerisinde olduğunun kabulü gerektiği- Satışlardan elde edilecek muhtemel gelirlerin, geçmişe dönük olarak tasdik şartlarının incelenmesinde dikkate alınamayacağı, alacaklıların çoğunluğu tarafından da kabul edilen konkordato projesinin tasdikine karar verilmesi gerektiği-"Konkordato talep eden şirketin borçlarını ödeyememe koşullarını taşımadığı, konkordato talep eden şirket yönünden tasdik şartlarının oluşmadığı" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçu- Asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayini-

"Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek'' suçundan suçun işleniş şekli ve özellikleri ile suç konusunun önem ve değeri dikkate alınarak" şeklinde kanundaki ifadeler tekrarlanmak suretiyle; takdiren ve teşdiden 10 ay hapis ve 250 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına, TCK'nun 62/1. maddesi uygulanarak netice olarak '' 10 ay hapis ve 250 gün karşılığı olmak üzere 5.000 TL adli para'' cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmesinin (fiilin ağırlığı ile orantılı olmayacak şekilde, asgari hadden uzaklaşılarak temel ceza belirlenmesi suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmesinin) hatalı olduğu-

Kooperatif üyeliğinin tespiti- Kooperatifin davalı olarak gösterilmesi gerekliliği-

Kooperatif üyeliğin tespiti talebi hâlinde kooperatif kayıtlarının da incelenmesi gerektiği- Kooperatif hissesinin devrine ilişkin sözleşmenin hüküm ifade etmesi için kooperatif yönetim kurulunun kararına ihtiyaç duyulması, üyelik devrinin ancak yönetim kurulunun kararı ile sonuç doğurması, mahkemece verilecek kararın kooperatif tarafından yerine getirileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifin de davada taraf olarak yer almasının zorunlu olduğu- "Davalının kooperatif hissesini dava dışı kişiye devrettiği" gerekçesiyle davanın "sıfat yokluğu" nedeniyle reddine karar verilemeyeceği- "Dava dışı kimsenin dava tarihinden sonra kooperatif üyeliğini kazandığı, bu durumda "kooperatifin davada yer alması gerektiğine" ilişkin bozma gerekçesi yanında HMK 125 uyarınca davacıya, davaya üyeliği devralan ortağa karşı mı, yoksa davalılara karşı tazminat davası olarak mı devam edeceği sorularak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

Kiralananın hor kullanılması iddiasıyla açılan tazminat davası- Delil tespiti-

Kira süreci boyunca sözleşmenin amacına uygun hareket etmiş olmak kaydıyla, kiracının olağan kullanımın getirdiği yıpranma ve eskimelerden sorumlu tutulamayacağı- Delil tespit raporunda belirlenen eskime/hasar/yıpranma olguları üzerinden hareket edilerek yapılacak bir bilirkişi incelemesiyle, bunlardan hangilerinin olağan kullanımın dışında, hor kullanıma bağlı ortaya çıktığının, taraf itirazlarını karşılar ve denetime elverişli şekilde tespit edilmesi ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının sorumluluğunu gerektiren zararın, yıpranma payı da göz önünde bulundurularak takdir ve tayini gerektiği- "Yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekmediği, tespit raporu çerçevesinde davalının sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiğine" ilişkin görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-