İçerik Akışı

Tasarrufun iptali- Takibin ve alacağın henüz kesinleşmemesi- Dava değerinin belirlenmesi- İhtiyati haciz-

İcra takiplerin henüz kesinleşmediği, itirazın iptali ve takibin iptali davalarının derdest olduğu ve bu dosyaların tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapıldığı, (dava konusu gayrimenkulün tasarruf tarihindeki değerinin 180.259,00 TL olduğu) uyuşmazlıkta, dava konusu gayrimenkulün kaydına, dava değerinin %10'u üzerinden alınan teminata istinaden ihtiyati haciz konulması üzerine, davalı üçüncü kişi dava değeri olarak gösterilen 20.000,00 TL'yi mahkeme veznesine depo ederek "ihtiyati haczin kaldırılmasına" karar verilmesini talep etmişse de, davacı tarafından ıslah dilekçesi sunularak dava değeri arttırılmamış olsa da, tasarrufun iptali davalarında dava değerinin belirlenmesi için sürecin beklenmesi gerektiğinden, "ihtiyati haczin kaldırılmasının" hatalı olduğu-

Fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları- Tanık beyanı- İşyeri giriş-çıkış kayıtları- Taraflarca getirilme ilkesi-

Fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin davada, işe giriş çıkış kayıtlarının davalı işyerinden getirtilmesi gerektiği belirtilmişse de davalı tarafça ibraz edilmeyen kayıtların mahkemece re’sen getirtilmesinin taraflarca getirilme ilkesine aykırılık teşkil edeceği-

Muris muvazaası- Bilirkişiye başvurulması- Kesin süreye uyulmadığından davanın reddi

Temliklerin muris muvazaası nedeniyle geçersiz olup olmadığı hususunun hâkim tarafından çözümlenmesi gerektiği, bilirkişiye başvurulmasının hatalı olduğu ve bu durumda davacı tarafa bilirkişi ücretini yatırması için verilen süre ve buna bağlanan sonuç da usul hukukuna aykırı olduğundan, kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilemeyeceği-

Anlaşmalı boşanma- Tazminat talebi olmadığına dair beyanlar- Edinilmiş mallara katılma mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı-

Anlaşmalı boşanma protokolünde "eşlerin birbirlerinden başkaca maddi ve manevi tazminat talepleri bulunmamaktadır” şeklindeki beyan ve ifadenin, edinilmiş mallara katılma mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkını kapsamadığı-

Adi senedin düzenleniş nedeninin talil edilmesi- İspat yükü-

Davaya konu senedin bononun “keşide tarihi”ni taşımaması nedeniyle adi senet niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği- Davacı alacaklı Savcılık ifadesinde "senedin elden borç olarak verilen para karşılığı düzenlendiğini" açıkladığından, malen kaydının bulunan takibe konu belgenin düzenleniş nedeninin talil edilmiş olacağı ve bu talili ispatlayacak başkaca delil de sunulmaması ve davalının "elden para verilmediğini" savunması, ispat yükü üzerine düşen davacının yazılı bir delil sunulmaması ve yemin teklif hakkı hatırlatılmasına rağmen yemin teklif edilmemesi nedeniyle, davacı tarafça icra takibine dayanak malen kaydı ile düzenlenmiş adi senetten kaynaklanan alacağın ispat edilememiş olduğu-

Müşterek çocuğun okul ve servis giderleri için yaptığı harcamaların davacının iştirak nafakası borcuna mahsuben yapıldığının kabul edilip edilemeyeceği-

Davacı "müşterek çocuğunun özel okulda okuyabilmesi ve davalının bu yöndeki talebi üzerine, iştirak nafakası borcundan çok daha fazlasını nafaka borcuna mahsuben ödediğini" ileri sürmüşse de, davalı bu konuda aralarında bir anlaşma olduğu iddiasını kabul etmemiş olduğundan, dava dışı okul ve servis yetkililerine yapılan ve iştirak nafakası borcuyla ilgili herhangi bir açıklama içermeyen dekont ve tanık beyanlarının davacının iddiasına ispata yeterli görülemeyeceği-

İcra dairesince teslim edilen taşınmaz veya gemiye tekrar girenlerin cezası (İİK 342)- Suça iştirak- El atmanın önlenmesi ilamının icrası-

Suça iştirak edenlerin İİK 342 uyarınca cezalandırılabileceği- El atmanın önlenmesine dair kararın icra dairesi tarafından infaz edilmesinden sonra sanıkların "tel çiti kaldırmak" suretiyle atılı suçu işlediklerinin anlaşıldığından, sanıkların mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği-

Kefilin borcu ödemesi- Sebepsiz zenginleşme- Asıl borçlunun temerrüt tarihi-

Kefilin kambiyo takibindeki asıl borçlunun borcunu ödediği tarihte sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği ve davalı asıl borçlunun temerrüde düştüğü, iyiniyetli olduğunu ispatlayamayan davalı asıl borçlunun işlemiş faiz yönünden de itirazının iptaline karar verilmesi gerektiği-

BAM Hukuk Dairelerinin Kesin Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemi-

Arabuluculuk anlaşma belgesinde; alacağın şarta bağlanması, eda hükmü içermemesi hallinde söz konusu belgenin ilamlı takibe konu edilemeyeceği-

Davalının kredi borcu için davacının ipotek verdiği taşınmazının icra kanalıyla satılması nedeniyle zararın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemi- Takas mahsup talebi- Tarihsiz ibraname-

Davalının kredi borcu için davacının ipotek verdiği taşınmazının icra kanalıyla satılması nedeniyle zararın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemi- Takas mahsup talebi- Tarihsiz ibraname- "Kredi borcunun asıl borçlusu davalının borcunun, kendisinin ipotek verdiği taşınmazının satışı ile ödendiğinden davalıdan alacaklı olduğunu" iddia eden davacı ile "aslında kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu ve buna ilişkin kesinleşen ilama karşın alacağını tahsil edemediğini" ileri sürerek "takas-mahsup" talebinde bulunan davalı arasındaki düzenlenen taahhütnamede, davalının, "ipoteğe konu borcun kendi borcu olduğu ve davacının zarara uğraması halinde zararının karşılanacağını" taahhüt ettiği ve davacının taahhütname ile davalının alacak iddialarına karşı onun imzasını taşıyan tarihsiz bir ibranameye dayandığı uyuşmazlıkta, mahkemece, davalının "davacıdan alacaklı olduğu beyanı" ve "takas-mahsup talebi" dikkate alınarak ibranamenin hangi tarihte verildiğinin araştırılması, davalının ilama bağlı alacağından önce verilip verilmediği üzerinde durulması, ibranamenin ilama bağlı alacağı kapsamadığının anlaşılması halinde davacının alacak talebi ile davalının takasa konu olabilecek alacaklarının karşılaştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-