Nafaka borçlusunun "fiilen bakma iddiasını" icra mahkemesinde tanıkla ispatı-

"Nafaka alacaklısı ile boşandıktan sonra 11 yıl 10 ay birlikte yaşadıklarını ve geçimini kendisinin temin ettiğini" ileri süren nafaka borçlusunun, bu fiilî durumu (hukuki fiili) -İİK 33'deki belgelerle bağlı olmaksızın- tanık delili ile icra mahkemesinde ispat edebileceği-

".. İcra (Hukuk) Mahkemesinin ..kararı ile; ilâmlı takiplerde ancak zamanaşımı ve itfanın ileri sürülebileceği, ödeme iddiası varsa buna ilişkin yazılı belge sunulması gerektiği, borçlunun iddialarının genel mahkemelerin konusu olduğu, dar yetkili icra mahkemesinde istihkak ve ihalenin feshi dışındaki davalarda tanık dinlenemeyeceği, tanık dinlenmesinin sonuca bir faydasının da bulunmadığı, tanıkların tarafların birlikte yaşadığını ve borçlunun alacaklıya harçlık verdiğine ilişkin beyanda bulunacakları, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve boşandıktan sonra birlikte yaşamış oldukları için borçlu kocanın alacaklı eşinin geçimini sağladığının mahkemenin kabulünde olduğu, ilâmlı takipte ödemeye ilişkin yazılı belge sunulmadığı için şikâyetin reddine karar verildiği, tarafların birlikte yaşadığı ve borçlunun alacaklıya harçlık verdiği mahkemece kabul edilmekle birlikte nafakanın ödenmiş olduğu sınırlı yetkili icra mahkemesince kabul edilerek, şikâyetin kabulü yoluna gidilmesi mümkün görülmediğinden şikâyetin reddine karar verildiği, borçlunun aile mahkemesinden nafakanın kaldırılmasını talep edebileceği ve borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabileceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi

10. Direnme kararı süresi içinde borçlu tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda borçlunun, alacaklı ile boşandıktan sonra 11 yıl 10 ay birlikte yaşadıkları ve geçimini kendisinin temin ettiği iddiasını icra mahkemesinde tanık ile ispat edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE

12. Uyuşmazlığın çözümü için yasal düzenleme ve kavramların açıklanması gerekmektedir.

13. Davayı kaybettiğini gören borçlu, borcunu rızası ile alacaklıya ödemiş olabilir. Bu hâlde normal olan alacaklının artık ilâmı icraya koymamasıdır. Fakat, alacaklı alacağını almış olmasına rağmen ilâmı icraya koyarsa, böyle kötüniyetli alacaklılar karşısında borçluyu korumak için borçluya icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteme hakkı tanınmıştır. İcranın geri bırakılması için icra mahkemesine sadece ödeme (itfa) hâlinde değil, borcun ertelenmiş veya zamanaşımına uğramış olması hâllerinde de başvurulabilir [2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK) m. 33-33/a]..."

Devamı için lütfen tıklayın…