İçerik Akışı

Sigorta- Ölüm aylığı- Çift aylık-

Sigortalıya ilişkin koşulların sigortalının ölüm tarihinde; hak sahibine ilişkin koşulların ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan mevzuat kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının eşinin 01.10.2008 tarihinden sonra vefat ettiği, babasından dolayı ölüm aylığı alma açısından hakkı doğuran olayın eşin vefatı olduğu ve babasından dolayı hak sahibi sıfatını eşinin ölümü ile kazandığı, bu nedenle eşinin ölüm tarihinde yürürlükte olan ve uygulanması gereken davacıya hem eşinden hem de babasından dolayı ayrı ayrı ölüm aylığı bağlanmasının mümkün olmayıp davacının çift aylığa hak kazanmasına olanak bulunmadığı-

Temerrüt nedeniyle tahliye- Götürülüp ödenmesi gereken borçlar- Havale gideri-

İtirazın iptali ve temerrüt nedeniyle tahliye istemli eldeki davada, kira bedelinin kiralayanın banka hesabına havale yoluyla ödenmesi hâlinde, havale giderinden kiracının mı yoksa kiraya verenin mi sorumlu olduğu buradan varılacak sonuca göre takip konusu eksik ödenen kira bedelleri üzerinden itirazın iptali ile kiralananın tahliyesine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanan uyuşmazlıkta takibin konusu, sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğundan ve sözleşmede aksine bir şart konulmadığından kira bedeline ilişkin para borcu alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödeneceğinden, ifa yerinin de alacaklının yerleşim yeri olduğu- TBK.’nin 89. maddesi uyarınca kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla banka hesabına yatırılması ya da konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesinin gerektiği, kira bedelinin kiraya verenin banka hesabına yatırılması durumunda banka tarafından kesilen havale giderinden kiracının sorumlu olduğu, açıklanan şekilde yapılmayan ödemelerin yasal ödeme olarak kabul edilemeyeceği, mahkemece, takibe konu eksik ödenen kira bedelleri üzerinden itirazın iptali ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekeceği- Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında, ilamsız tahliye takibinde, borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine, alacaklı kiraya verenin icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunabileceği, ancak alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmazsa, sulh hukuk mahkemesinde yalnız temerrüt nedeniyle alacak ve tahliye davası açabileceği, itirazın iptali ve tahliye davası açamayacağı, İİK.’nin 269/d maddesinde aynı Kanun’un 67. maddesinin sayılmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşün Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-

Kurban bayramı- Koyun satışı- Görevli mahkeme-

Kurban bayramı öncesinde davalıya koyun satışına ilişkin davada, tarafların tacir olmaması sebebiyle nisbi ticari dava olmadığı; Vergi dairesi ve Ticaret Sicili yazı cevabına göre davacı ve davalının vergi kaydının olmadığı gibi ticaret siciline de kayıtlarının olmadıkları anlaşıldığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği-

İyi Bayramlar

E-uyar ailesi olarak Kurban Bayramı’nı sizinle birlikte paylaşmaktan mutluluk duyarak bu özel bayramı aileniz ile birlikte mutlu, huzurlu ve sağlıklı olarak geçirmenizi dileriz.

Menfi tespit davası- Bono- Harca esas değer- Faiz- Asıl alacak-

Dava değeri üzerinden hesaplanacak eksik peşin harcın tamamlatılması yönünde davacıya süre verileceği, öte yandan karar başlığına davacıların tümünün adının yazılacağı ve davacı şirket yönünden ise menfi tespite hükmedileceği-

Tahliye taahhüdüne dayalı takip- Aile konutu şerhi- Bekletici mesele-

Tahliye taahhüdüne dayalı takibin iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta, taşınmaza ait güncel tapu kaydında halen davacı lehine verilmiş şerh ya da aile konutu şerhinin bulunmadığı, icra mahkemelerinin önlerine gelen uyuşmazlığı takip hukuku kurallarına göre ve basit usulde yargılama yaparak çözmekle görevli olduğu, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevini yerine getirirken bir başka dava dosyasının bekletici mesele yapılamayacağı-

Kiralananın tahliyesi- Ceza şart alacağı-

Kiralananın tahliyesi ve feshe dayalı ceza şart alacağına ilişkin tazminat istemine ilişkin davada, mahkeme kararı ile tahliye ilamı alınmadığı sürece akdin sözleşmede belirlenen tarihten önce sona erdiğinden söz edilemeyeceği-

Müşterek çocuğun özel okul eğitim ücreti- Sözleşmede taraf olarak yer almayan eş- Eğitim bedelinden sorumluluk- Sözleşmenin nispiliği-

Müşterek çocuğun özel okul eğitimiyle ilgili davalı eğitim kurumu ve dava dışı baba/eş arasında imzalanan sözleşmede taraf olarak yer almayan davacı eşin, TMK m. 188, 189 ve 327 çerçevesinde, dava dışı eşle birlikte eğitim bedelinden müteselsilen sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceği-

Muvazaa- Satış sözleşmesi- Akrabalık bağı- Şirket müdürünün sorumluluğu-

Taşınmazların satışlarının muvazaalı olduğuna dair davacı iddiasının ispatlanıp ispatlanamadığı noktasında toplanan davada, taşınmazların sözleşmede gösterilen devir bedelleri ile keşif ile belirlenen değerleri arasındaki fark, taşınmazların satış sözleşmelerini şirket adına imzalayan şirket müdürü ile davalının akrabalık bağı ve taşınmazların devir bedellerinin şirket kasasına girmemiş olması anılan sözleşmelerin muvazaalı olduklarına dair iddiayı ispata yeterli olmadığı- Karşı oy yazısında şirket ile yöneticileri arasındaki ilişkinin vekâlet akdi olduğu, vekilin özen borcu altına bulunduğu, davacı iddiasının şirket müdürünün temsil yetkisinin kötüye kullanım hukuksal nedenine dayalı olduğu, müdürün sözleşmenin karşı tarafıyla el ve işbirliği içerisinde davacı şirketi zararlandırıcı işlem yapıldığı iddiası bakımından davacı şirketin üçüncü kişi konumunda olduğu, bu sebeple muvazaa iddiasının her türlü delille ispatlanabileceği hususuna dikkat çekildiği-

Faaliyet izni olmayan bankaya ilamsız icra takibi-

Davalı tarafından davacı banka aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, ancak davacı bankanın faaliyet izni bulunmadığı, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 106/2 maddesi gereğince müvekkili banka hakkında takip yapılamayacağından beyanla takibin iptalinin talepli davada, BDDK'dan gelen 26.12.2019 tarihli cevabi yazıda, borçlu bankanın yönetiminin 26.05.1997 tarihinde TMSF'ye devredildiği, bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme yetkisinin 01/07/2001 tarihinde kaldırıldığı, TMSF tarafından tasfiyesine karar verildiği, bankaca 18.12.2019 tarihi itibariyle yeniden faaliyet izni başvurusunda bulunduğunun bildirildiği, bu durumda takip ve dava tarihi itibariyle borçlu bankanın faaliyet izni bulunmadığı, kaldırılan izinle ilgili yapılan başvuru sonucunda henüz faaliyet izni verilmediği, Bankacılık Kanunu'nun 106/2. maddesi uyarınca hakkında icra takibi yapılamayacağı-