İçerik Akışı
Meskeniyet şikayetinin sonucu beklenmeden yapılan satış usulsüz müdür?
Meskeniyt şikayeti sırasında, İİK. mad. 22 gereğince verilmiş icranın durdurulması kararı bulunmadığından, taşınmazın ihaleye çıkartılabilmesi için, meskeniyet şikayetine konu ilamın kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmadığı-
Ara Kararların İcrası
Tedbir niteliğinde olan ara kararları, yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemez ise de; anılan karar hükme de bağlanmış ise ilamlı takip dosyasında usul ekonomisi gereği tedbirin infazının da mümkün kılınması gerektiği- Takip tarihinde hükme de bağlanmadığı anlaşılan ve henüz ilam niteliği kazanmayan "çocukla kişisel ilişkiye dair" ara karara dayalı olarak ilamlı takip başlatılamayacağı ve bu durumda takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Gaziantep Barosu İcra Hukuku Paneli
Gaziantep Barosu tarafından düzenlenen, "Son Yargıtay Kararları Işığında İcra ve İflas Hukuku" konulu panel 03 Şubat 2017 Cuma günü, 10.00 - 18.00 saatleri arasında yapılacaktır.
Birden Fazla Alacaklı Tarafından Sıra Cetveline İtiraz Edilmesi Durumuna Paranın Paylaşımı
Dava birden fazla alacaklı tarafından açılır ve kabul edilirse; davacı alacaklılar sıra cetveline göre davalı alacaklıya isabet eden paydan alacaklarını temin edecekleri, bu tutarın davacı alacaklıların sıra cetveline göre istifade edebilecekleri alacak tutarı ile yargılama giderlerinden ibaret olduğu- Kanun sıra gözetmeksizin bütün alacaklıların sıra cetveline itiraz davası açabileceğini öngördüğüne göre, burada davalının alacak ve miktarına karşı koymanın, yanı itiraz eden davacı alacaklı olmanın, dava hasılatından pay almak için gerekli ve yeterli olacağı, kanun davacıların sırası konusunda bir ayırım ve yollama yapmadığına göre, davacıların eşit haklara sahip olduğunun kabul edilmesi ve bu eşitliğin "aynı sırada" oldukları şeklinde anlaşılması gerektiği- Aynı sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, aynı alacaklılara husumet yöneltilerek davalar açılmış olması halinde, açılan tüm davaların birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılması, davaların birleştirilerek yargılama yapılması gerektiği- Bir yargı çevresinde aynı düzeyde bulunan birden fazla mahkemenin, davaların birleştirilmesi açısından aynı mahkeme sayılacağı, bu durumda mahkemece, aynı sıra cetvellerine karşı, aynı yer sayılan mahkemelerde açılmış başka davalar da olup olmadığı araştırılıp, varsa HMK'nın 166/4. maddesi uyarınca birbiriyle bağlantılı olduğunun kabulü ile önce esas kaydı yapılan dosya üzerinde 166/1. maddesi uyarınca işbu davanın birleştirilmesi, önce açılan davanın bu dava olduğunun tespiti halinde diğer davaların bu dava ile birleşmesinin beklenmesi, mahkemelerince birleştirme kararı verilmemesi halinde davaların sonuçlarının beklenmesi, aynı yer sayılmayan mahkemelerde açılmış başka davalar olması halinde ise, yine o davaların da sonuçlarının beklenmesi gerektiği-
Düzenleme Tarihi ile Vade Tarihi Arasında 23 Yıl Olan Bono:
Bonoda tanzim tarihiyle vade tarihi arasındaki süreye ilişkin bir kısıtlama olmadığı, bu sürenin uzun olmasının (örneğin; düzenleme tarihi ile vade tarihi arasında 23 yıl bulunmasının) senedin bono vasfını etkilemeyeceği-
Tehiri İcra Kararının Getirilme Şekli ve Teminat:
Yerel mahkemelerin kararlarına karşı önce "istinaf" sonra da "temyiz" yoluna başvurulması halinde, İİK. mad. 36'ya göre ne kadar "teminat" yatırılacak "nasıl" tehiri icra kararı getirilecektir?
Kişinin Nüfus Bilgilerinin Rızası Dışında İcra Takip Dosyasında Kullanılması:
Davacıya ait nüfus bilgilerinin onun rızası dışında icra takip dosyasında kullanılmasına neden olunmasının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı- Davacının, abonman sözleşmesine uyulacağı yönünde kendisinde uyandırılan güvene (koruma yükümüne) aykırı olacak şekilde meydana gelen davranış sonucu manevi zarara uğramış olduğu, hem sözleşmeye aykırılık hem de haksız eylem unsurlarının bir arada gerçekleştiği, mahkemece, davalıların birlikte kusurları ile davacıya ait nüfus bilgilerinin onun rızası dışında icra takip dosyasında kullanılmasına neden olunduğundan, uygun tutarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Satış Vaadi Sözleşmesinin Ayni Hak Kazanmış Olan 3. Kişiye İleri Sürülemeyeceği
Satış vaadi sözleşmesinden doğan hak, kişisel bir hak olduğu için, vaat alan alıcının bu hakkını, sözleşmenin tarafı olmayan başka kişilere dava yoluyla ileri süremeyeceği, taşınmazın mal sahibi tarafından başka kişilere satılması halinde, yeni malike karşı herhangi bir hak iddia edemeyeceği, taşınmaz satış vaadinin bu akdin dışında bulunan kişileri bağlamayacağı, bu akitten doğan hakkın onlara karşı ileri sürülemeyeceği ve taşınmaz satış vaadinin tapu siciline de şerh edilmediği anlaşıldığından şahsi hak doğuran satış vaadi sözleşmesinin üçüncü kişi durumunda bulunan ve tapuda satım akdi ile ayni hak kazanmış olan davalıya karşı husumet yöneltilmesi mümkün olmadığı-
Tasarrufun İptali Davalarında İhtiyati Haciz:
Borçlu hakkında henüz aciz belgesi alınmadığından mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilebilir mi?
Kredi Kartından Kaynaklanan İhtiyati Haciz Talebi
Kredi kartı hesabı kat edilmekle alacak muaccel hale geldiğinden, alacağın rehinle temin edilmemesi nedeniyle, ihtiyati haciz koşulları gerçekleştiği ve yaklaşık ispat kuralı da gözetildiğinde, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiği-