İçerik Akışı
Nafaka Alacağında Zamanaşımı:
Nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekeceği-
Meskeniyet Şikayetinin Dinlemeyeceği Durum:
İcra takibine dayanak ilamın katkı payı alacağına ilişkin olması halinde, İİK. mad. 82/son gereğince, alacağın konusu evin bizzat bedelinden kaynaklandığından meskeniyet iddiasının dinlenilemeyeceği-
İtirazın İptali İlamının Usul Ekonomisine Aykırı Olarak (Yeni Bir Takip Üzerinden) İcrası:
Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu ilamsız takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkünken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip başlatılmasının usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği-
Muğla Barosu Konferansı:
İcra İflâs Uygulamaları
Ödenmeyen İlave Tediye Ücretinin Tahsili-
Davalı işyeri 6772 s. Kanun kapsamında kaldığından, davacıya yılda 4 tam maaş tutarında ikramiye verilmesinin mümkün olmadığı, en fazla 2 maaş tutarında yevmiye verilebileceği- Davacının sendikaya üye olduğu tarih ile Toplu İş Sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarih ilgili sendikadan araştırılarak, davacının dönem bordroları ise işyerinden getirilerek, yılda 4 maaş tutarında ikramiye ödenip ödenmediği belirlenip, yılda 112 gün yevmiye ödenmişse, davanın reddine karar verilmesi, ödenmediği taktirde ise aradaki fark tespit edilerek bu farka hükmedilmesi gerektiği-
Temyiz Kesinlik Sınırının Belirlenmesi:
Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değerinin dikkate alınacağı, faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hesaba katılmayacağı- Temyize getirilen itirazın iptali davasına konu icra takibi miktarı karar tarihi itibariyle hüküm kesin nitelik taşıdığından davalının temyiz dilekçesinin reddi gerektiği-
Tebligat Usulsüzlüğüne Dair Kararlar:
“Tebligat usulsüzlüğü şikayeti”ne ilişkin icra hukuk mahkemesi kararlarının kesinleşmeden uygulanamayacağı-
Adi Ortaklığı Oluşturan Ortakların Borçlu Olması:
Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak "kâr payı" veya "tasfiye payı"na haciz konulmasının mümkün olduğu, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı- İcra müdürlüğünce çıkarılan haciz müzekkerelerinde adi ortaklığın hakedişlerinin haczine ilişkin bir karar bulunmasa da, borçlu "adi ortaklıkların hak ve alacakları üzerine haciz konulduğu"nu iddia etmiş olduğundan, mahkemece, adi ortaklıkların hak ve alacakları üzerine haciz konulup konulmadığının sorularak saptanması sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Akdi Vekalet Ücreti - Hukuki Mütalâa
Avukat Olan Davacı, Müvekkili Davalı Şirkete Belediye Tarafından Gönderilen “Ödeme Emrinin İptali”ni İdare Mahkemesi’nde Sağladıktan ve Müvekkili Davalı Şirket Tarafından Azledildikten Sonra, Aralarında Yazılı Bir Avukatlık Ücreti Sözleşmesi Olmamasına Rağmen, Akdi Avukatlık Ücreti Olarak Müvekkilinden Avukatlık Kanunu mad. 164/4 Uyarınca “Nisbi Avukatlık Ücreti” Talep Edebilir mi, Yoksa Davacı Avukatın, Müvekkilinden Talep Edebileceği Avukatlık Ücretinin, (Avukatlık Kanunu mad. 168 ve) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince, “Maktu” Olarak mı Belirlenmesi Gerekir?
Kredi Kartından Doğan Uyuşmazlıklarda Görev:
Kredi kartından doğan uyuşmazlıkların çözümünde hangi mahkemenin görevli olduğunun, mülga 4077 s. Kanunla 5464, 6102 ve 6502 sayılı Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesiyle belirlenebileceği- İlgili kanunların yürürlük tarihiyle bağıntılı olmaksızın, kart hamilinin de "tacir" olduğu durumlarda, kart veren kuruluş ile tacir olan kart hamili arasındaki davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olacağı- HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra görevli mahkemenin, dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesi olduğu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 s. TTK'nın -6335 sayılı Kanunla değişik- 5. maddesi uyarınca asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmeden önce, asliye ticaret mahkemesinde açılmış ve taraflarca işbölümü itirazında bulunulmamışsa, ortada "görev uyuşmazlığı" bulunmadığından bu davaya asliye ticaret mahkemesince devam edilmesi gerekeceği- Dava, kredi kartını veren banka tarafından 02.04.2014 tarihinde (6502 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce), tüketici olan kart hamiline karşı açılmış olduğundan, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davada, 6102 s. TTK. mad. 4 ve 5. uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli bulunduğu düşünülebilirse de, özel kanun olan 5464 s. Kanunun 44/2 ve 43 gereğince, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu kabulü gerekeceği-