İçerik Akışı
İhtiyati Haciz Sahibi Alacaklının Satış İsteme Süresi-
İhtiyati haciz sahibi alacaklıların hacizler kesin hacze dönüşmeden satış isteyemeyecekleri- Takibin kesinleşmesiyle, ihtiyati hacizler kesin hacze dönüştüğünden ve kesin hacze dönüşme tarihinde yürürlükte bulunan İİK. mad. 106 uyarınca iki yıllık süre dolmadan satış talep edilerek satış avansı dosyaya yatırıldığından, mahkemece, satış talebinin yasal süresinde olması sebebi ile haczin düşmediğinin kabulü gerektiği-
Tebligat Kanunu mad. 17- Vekile Tebligat-
Borçlu vekilinin adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan doğrudan çalışanına yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı-
Satış İsteme Süresi Ne Zaman Başlar?
Haczin tapuya işlenmesinin, "kurucu" bir unsur değil "bildirici" nitelik taşıdığı- Haciz tarihinin, "haczin tapuya şerh verildiği tarih" değil, "haciz kararının verildiği tarih" olarak kabulü ile satış istemenin yasal sürede yapılıp yapılmadığının bu tarihe göre belirlenmesi gerektiği-
103 Davetiyesinin Tebliği ile Takipten Haberdar Olunması-
Borçlu vekilinin icra memurluğuna başvurarak, ödeme emri, takip konusu çek ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin bütün tebliğ mazbatalarının fotokopilerini talep ettiği ve şikayet dilekçesinde sadece ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığı ancak duruşmada 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü görülmekle, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği tarihte takibi öğrendiğinin kabulü ile şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği-
Vekalet Ücreti Alacağı- Görevli Mahkeme-
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmeyeceği- Vekalet ücretinden kaynaklanan alacak davalarının olayın somut özelliğine göre tüketici/asliye hukuk mahkemesince görülebileceği-
İcra Suçları- Kanun Yararına Bozma
Kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ilişkin kararların "kanun yararına bozma" konusu olamayacağı-
Fatura/Koçanlar için Zayi Belgesi Verilmesi Talebi-
Basiretli bir tacirin, iş yerindeki yangını en geç olay tarihi yada ertesi gün öğreneceğinin hayatın olağan akışı gereği olduğu-
İhale Alıcısının Yüksek KDV Alındığına Yönelik Şikayeti-
Herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin de kesinleşmesinden sonra KDV’nin düşük olması gerektiğinden bahisle iade isteminin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği-
Limited Şirket Ortağından Prim Borçlarının İstenmesi- Usulsüz Tebligat
Usulsüz olarak gönderilen tebligat nedeniyle prim, işsizlik sigortası primi, damga vergisi borçlarına ilişkin gönderilen ödeme emrinin iptali, maaşa konulan haczin kaldırılması, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, mahkemece "davacının yut dışında ikamet ettiği ve kurumca çıkartılan ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edilmesi" sebebiyle "ödeme emirlerinin iptaline" karar verilmesinin isabetli olduğu- 6183 s. K. mad. 35 uyarınca, limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacaklarından, araştırma yapılmadan, davacının, şirkette hisse sahibi olduğu dönem borçlarından sorumlu tutulamayacağı şeklinde menfi tespit oluşturacak kesin hüküm niteliğinde karar verilmesinin ise usul ve yasaya aykırı olduğu-
Çekin Keşide Tarihinin Değiştirilmesi- Paraf- Tahrifat Önceki Tarihin Keşide Tarihi Olarak Kabulü-
Keşide tarihindeki paraf imzanın keşideci borçlunun eli ürünü olduğu ya da olmadığı kesin olarak belirlenememiş olup keşide tarihindeki düzenlemeye ilişkin keşideci borçlunun onayı olmadığından söz konusu değişiklik geçerli olmayıp, ispat yükünün alacaklıda olduğu dikkate alındığında çekin keşide tarihinin tahrifattan önceki tarih olan 23.10.2014 olduğunun kabulü gerekip 23.12.2014 tarihinde yapılan ibraz 10 günlük süreden sonra olup alacaklının takip haklarını kaybettiği- Borçlu keşidecinin ödeme beyanı lehtara karşı olup, takip alacaklısına karşı herhangi bir ödeme defi bulunmadığı anlaşıldığından, İİK'nun 170/a-son maddesi hükmünün uygulama yeri olmadığı-
