"....Alacaklı vekili, icra mahkemesine başvurusunda, alınan ihtiyati haciz kararı üzerine, ihtiyati haciz kararının infazı ile birlikte borçlular aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine giriştiklerini, mal varlığına ihtiyati haciz konulan borçlu Adin Uluslararası Ticaret … Ltd. Şti.'nin ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde takibe itiraz ettiğini, borçlunun itirazının taraflarına usulsüz olarak tebliğ edildiğini, borçlu itirazının öğrenilmesinden sonra İİK'nun 264/2. maddesi uyarınca süresi içinde itirazın kaldırılması talebinde bulundukları halde icra müdürlüğünce, haksız olarak, Adin Uluslararası Ticaret … Ltd. Şti. hakkındaki ihtiyati hacizlerin hükümsüzlüğüne karar verildiğini belirterek bu işlemin iptalini talep etmiş, mahkeme, talebin reddine karar vermiştir.
İİK'nun 264/2. maddesi 1. cümlesi gereğince borçlunun ödeme emrine itirazı, icra dairesi tarafından hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, borçlunun bu itirazını gidermek (hükümden düşürmek) için, itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde, ya icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek (m.68-70) veya mahkemede itirazın iptali davası açmak (m.67) zorundadır ( m.264,II,c.2).
Alacaklı, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemez veya mahkemede itirazın iptali davası açmaz ise, ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz kalır (düşer) (m.264,IV).
Somut olayda; alacaklı tarafından İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/554 D.İş sayılı dosyasından 25.06.2015 tarihli ihtiyati haciz kararı alınarak, 30.06.2015 tarihinde ihtiyati haczin infazının talep edilip ayrıca genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçlu A... Uluslar arası Ticaret … Ltd. Şti.’ne 07.07.2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine adı geçen borçlunun 13.07.2015 tarih ve yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, itirazın 04.08.2015 tarihinde alacaklı vekiline Tebligat Kanunu’nun 21/1 maddesine göre tebliğ edildiği, borçlu vekilinin talebi üzerine 17.08.2015 tarihinde icra müdürlüğü tarafından ihtiyati hacizlerin hükümsüz kalmasına karar verildiği, alacaklı vekili tarafından 18.08.2015 tarihinde icra mahkemesine itirazın kaldırılması isteminde bulunulduğuna dair evrakın 20.08.2015 tarihinde icra müdürlüğüne sunulduğu görülmektedir....
...Borçlunun takibe yaptığı itiraza ilişkin tebliğ işleminin, 04.08.2015 tarihinde, “adreste kimse bulunamaması üzerine isim ve imzadan imtina eden yan komşuya soruldu. Muhatabın çarşıda olduğunu sözlü beyan etti. Beyana imza istendi. İmzadan imtina etti. Evrak Çamlıca Mahalle Muhtarlığına teslim edildi. 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı. Muhataba haber vermek üzere yan komşuya bilgi verildi” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği görülmektedir. Bu durumda, tebligat mazbatasına, tebliğ memuru tarafından beyanda bulunan ve kendisine haber verilen komşunun adı ve soyadı yazılmadığı için Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddeleri gereğince, anılan tebliğ işlemi usulsüzdür.
Bu durumda, alacaklı vekiline, borçlunun takibe yaptığı itiraza ilişkin tebliğ işlemi usulsüz olup alacaklı vekilinin, bahse konu işlemi öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde itirazın kaldırılması isteminde bulunduğu anlaşıldığından, İİK 264/2 maddesi uyarınca, ihtiyati hacizler halen geçerli olup aksi yönde işlem tesis eden icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....."
12. HD. 27.03.2017 T. E: 2016/13072, K: 4582
Ayrıntılı görüntülemek için tıklayın.