İçerik Akışı

Organize Sanayi Bölgesinde Bulunan Katılımcılara Yönelik "Arsa Tahsisi Hakkı"nın Satışı:

Organize sanayi bölgesinde bulunan katılımcılara yönelik "arsa tahsisi hakkı"nın (4562 s. Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu mad. 18) , "ayni" bir hak olmayıp, "şahsi" bir hak olduğu- Arsa tahsisi hakkı, borçluya ait şahsi bir hak olduğundan, menkul satışında uygulanması gereken bir yıllık süre içerisinde satışın istenilmemesi halinde, tahsis hakkı üzerindeki hacizler düşeceği (İİK. mad. 106; 110)- Şikayetçi bankanın alacaklısı olduğu ipoteğe konu taşınmazın paraya çevrilmesinden sonra, bakiye ihale bedeli için parsel tahsisi hakkı üzerindeki birden fazla haciz bulunması sebebiyle hazırlanan sıra cetvelinde, şikayetçi bankanın yasal bir yıllık süre sonrasında satış talebinde bulunması sebebiyle hacizleri ayakta olmadığı- İki ayrı sıra cetveline konu bedelin aynı taşınmazın satışı sonucu bakiye ihale bedeli olduğu anlaşılmakla tek bir sıra cetveli düzenlenmesi gerekeceği-

Kamu Görevlisine Karşı Açılan Manevi Tazminat Davasında Görev:

Davalı kamu görevlisinin yetkisini kullanırken veya görevini yerine getirirken meydana gelen bir zarardan dolayı tazminat istemine ilişkin olmayan davada, davalının, Üniversite tarafından açılan idari tahkikat sırasındaki ifadesinde kullandığı ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmasından dolayı tazminat istemine ilişkin olması nedeni ile işin esasının incelenmesi gerekirken, mahkemece, "Anayasanın 129/5. maddesi, 657 s. K.'un 13. maddesi uyarınca kamu görevlisine karşı dava açılamayacağı gerekçesi ile istemin husumet nedeni ile reddedilmesinin isabetsiz olduğu-

Maddi Tazminatın Kapsamı (BK. mad. 42; TBK. mad. 50):

Gerçek zararın, mal varlığının haksız eylemden önceki duruma gelmesi, bir başka anlatımla haksız eylem meydana gelmeseydi ne durumda olacaksa o duruma getirilmesi için gerekli olan tutar olduğu- Eksik yatan gelir vergisinin, kanunen ödenmesi zorunlu olan borçlardan olup davalının haksız eylemi ile ortaya çıkan bir sonuç olmadığından gerçek zarar kapsamında olmadığı-

Kambiyo Taahhüdünde Bulunma Yetkisi:

Kambiyo taahhüdünde bulunabilmek için açıkça verilmiş bir yetkinin bulunması gerektiği- Vekaletnamede "poliçe imzalama" konusunda verilen yetkinin, “bono düzenlemeyi” kapsamayacağı-

İpoteğin Ne İçin Verildiği, İhtiyati Haciz:

Resmi ipotek senedi ve akit tablosunda ipoteğin, kefilin kefaleti için değil, asıl borçlunun borcunu teminen tesis edildiğinin anlaşılması halinde, müteselsil kefil hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği-

Ön İncelemenin Kapsamı ve Sonradan Delil Gösterilmesi:

Dava dilekçesinde iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği, cevap dilekçesinde; savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin belirtilmesi gerektiği- Delillerin dava ve cevap dilekçelerinde belirtilmesi; dilekçelerinde belirtikleri delillerin en geç ön inceleme duruşmasında mahkemeye sunulması, başka bir yerden getirtilecek olması halinde delillerin toplanması için gerekli işlemlerin yapılması gerektiği, yani dava ve cevap dilekçelerinin verilmesinden sonra tarafların iddia ve savunmalarını kanıtlayıcı delil bildirmelerinin mümkün olmadığı- Usulüne uygun tebligata rağmen, yasal süresi içinde davaya cevap vermediği gibi herhangi bir delil de bildirmeyen davalının ön inceleme duruşmasında delillerini bildirmesi ve ön inceleme duruşmasından sonra da isim ve adreslerini bildirdiği tanıkların dinlenilmesinin mümkün olmadığı-

İş Yerinden Ayrılmış Olan Aleyhine Hükmedilen Yoksulluk Nafakası:

Yoksulluk nafakası talep edenin çalıştığı işyerinden kendi isteği ile mi yoksa başka sebeple mi ayrıldığı hususunun araştırılması gerektiği-

Satıcı Tarafından, Davacı Tüketicinin Yasal Süresinde Ayıp İhbarında Bulunulmadığına Yönelik Bir Savunma İleri Sürülmedikçe Bu Hususun, Mahkemece Re’sen Dikkate Alınıp Değerlendirilemeyeceği-

HMK. mad. 25/1'de “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkimin, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamayacağı ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamayacağı”nın düzenlendiği- Ayıp ihbarı niteliği itibariyle satın alınan maldaki ayıbın varlığını satıcıya bildirmeye yönelik bir tasavvur açıklaması olduğundan, "bildirim yükümlülüğü"ne uyulmadığını davalı satıcının ileri sürmesi gerektiği- Satıcı tarafından, davacı tüketicinin yasal süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığına yönelik bir savunma ileri sürülmedikçe bu hususun, mahkemece re’sen dikkate alınıp değerlendirilemeyeceği- Davacı tarafından satın alınan aracın gizli ayıplı olduğu, davalı tarafından, davacının ihbar yükümlülüğünü süresinde yapmadığına ilişkin bir itirazın da bulunmadığı ve bu durumda ayıp ihbarının -mülga 4077 s. TKHK. mad. 30 yollamasıyla mülga 818 s. BK. mad. 198 uyarınca- süresinde yapıldığının kabulü gerekeceği-

Hizmet Tespiti ve İşçilik Alacaklarına İlişkin Davaların Ayrılması:

Davaya konu istemlerin yasal dayanaklarının ve buna bağlı olarak yapılacak inceleme ve araştırma yöntemlerinin farklılığı, temel ilişkinin kanıtlanmasında izlenecek usul gibi bir takım farklı olgular nedeniyle, yargılamanın daha iyi bir şekilde yürütülebilmesi için hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin davaların ayrılmasının daha uygun olacağı-

Ayrı Bir Takip Başlatılmasının Usul Ekonomisine (HMK. mad. 30) Aykırılık Teşkil Etmesi:

Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip başlatılması usul ekonomisine (HMK. mad. 30) aykırılık teşkil etmesi sebebi ile ayrı takip yapılmaması gerektiği- İtirazın iptali istemi üzerine mahkemece itirazın iptaline, takibin devamına, %40 inkar tazminatı ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olduğundan, ilama bağlanan alacaklar için ilk takip dosyasında icra emri düzenlenerek takibe devam olanağı bulunmasına karşın, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı bir takip yapılmasının usulsüz olduğu-