Kefalette Eş Rızası-

Kefalette eş rızasını arayan hükmün (TBK. mad. 584), yürürlük tarihi olan 01.07.2012'den önce düzenlenmiş sözleşmelerde uygulanamayacağı-

Davacı vekili, ..  Bankasından kredi kullanan davalılardan Salih...'ya kefil olan eşinin bu durumu müvekkilinden sakladığını ve müvekkilinin muvafakatı olmadan eşini borçlandırdığını ileri sürerek, haksız kefaletin sonlandırılmasına yönelik açılan davanın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, kredi sözleşmesinin akdedildiği tarihte müşterek müteselsil kefillik için eşin rızasının alınması için yasal bir zorunluluk bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece toplanan delillere göre, 6098 sayılı Kanunun kefalette eş rızasını arayan maddesinin kamu düzeni kuralı olarak kabul edilmesi gerektiği, Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak daha önce gerçekleşmiş olsalar bile içeriklerinin tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere uygulanacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.......

...

Uyuşmazlık 13/04/2012 tarihinde düzenlenen kefalet sözleşmesinde eşin rızasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Kefalet sözleşmesinde eşin rızasını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 584. maddesi hükmü 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kefalet sözleşmesinin düzenlendiği tarihte 818 sayılı Borçlar Kanununun kefalete ilişkin hükümleri yürürlükte olup sözleşme tarihi itibariyle eş rızasına ilişkin bir yasal düzenleme mevcut değildir. 6101 sayılı TBK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 1. maddesine göre TBK'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonraki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadığına dair sonuçlara, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse , o kanun hükümleri uygulanır. 

Her ne kadar 6101 sayılı Kanunun 2. ve 7. maddelerinin kamu düzenine ilişkin hususlarda gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemler ile görülmekte olan davalara da uygulanacağına dair düzenleme bulunmaktaysa da belirtilen yasa hükümlerinin somut olay bakımında uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Mahkemece, bu yönler gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 

19. HD. 06.02.2017 T. E: 2016/6751, K: 820

Ayrıntılı görüntülemek için tıklayın.