İçerik Akışı

Mülkiyet Hakkının Ahlaka, Örf ve Adete Aykırı Olarak Kullanıldığının Kabul Edilemeyeceği:

Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, çekişme konusu kerpiç ev nitelikli taşınmazın kayden davacıya ait olup üzerindeki evde annesi olan davalının oturduğu sabit olup, davacıyla davalı annesi arasında taşınmazda oturmasını haklı kılacak bir akdi ilişki olduğu savunulup bu konuda bir delil bildirilmiş olmadığından mülkiyet hakkına üstünlük tanınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-

Edirne Barosu İcra Hukuku Paneli

Edirne Barosu tarafından düzenlenen, "Son Yargıtay Kararları Işığında İcra ve İflas Hukuku" konulu panel 24 Şubat 2017 Cuma günü, 10.00 - 18.00 saatleri arasında yapılacaktır.

Kiracı Aleyhine Düzenleme Yasağı:

Kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu- Bir kimsenin Vergi Usul Kanunu'na göre esnaf sayılmasının, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmeyeceği, ticaret siciline ya da Oda'ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamanın da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemeyeceği-

İİK 94' e Dayalı Tapu İptali ve Tescil İstemine İlişkin Dava:

İcra müdürlüğünce, davacıya İİK. mad. 94 uyarınca, borçlunun iktisap ettiği ve henüz tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer hakların borçlu namına tescili veya bu nedenle doğan alacağın tahsili için dava açmak üzere yetki verilmesi, davacı tarafından da bu yetkiye dayanarak, davanın açılması gerektiği- Mahkemece, dava açmak üzere icra müdürlüğünden yetki alması için HMK. mad. 52, 53, 54 ve 77/1 hükümleri uyarınca, uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilmesi; verilen süre içinde bahsi geçen yetkinin alınamaması durumunda ise, davanın HMK. mad. 54/son ve 77/1 uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-

EPDK.nun Genişletilen Yetkileri- Elektrik Abonelerinden Tahsil Edilen Kayıp-Kaçak Bedeline İlişkin Davalara Etkisi:

"Elektrik enerjisinin hırsızlanması ile oluşan kaçak bedellerin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı" Yargıtay HGK'nca kabul edilmişse de, yapılan kanun değişikliği ile bu konularda açılacak davalarda mahkemelerin inceleme ve araştırma yetkilerinin geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış ve bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiş olduğundan, yerel mahkemenin bu kanun değişikliğini tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-

İştirak Nafakası-

Takibe konu boşanma ilamında; tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine ve çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de; anılan nafakanın alacaklısı kendisine velayet görevi verilen anne olduğundan, velayet sonlanana kadar nafakaların anne tarafından talep edilebileceğinin kabulü gerektiği-

Mersin Barosu İcra Hukuku Paneli

Mersin Barosu tarafından düzenlenen, "Yargıtayımızın İcra ve İflâs Hukukuna İlişkin Son İçtihatları" konulu panel 10 Şubat 2017 Cuma günü yapılacaktır.

687 sayılı KHK

OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA BAZI DÜZENLEMELER YAPILMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE

Borçlunun 3. Kişi Nezdindeki Doğmuş ve Doğacak Alacaklarının Haczi- Avukatın Vekalet Alacağı-

İcra hukukunda şikayet yargılamasına asli müdahil olarak katılmanın mümkün olmadığı- Borçlunun üçüncü kişi nezdindeki doğmuş ve doğacak alacaklarının haczedilebileceği, haciz ihbarnameleri ile konulan haciz ile borçlunun alacaklı olduğu icra dosyası üzerine konulan hacizlerin birlikte değerlendirilerek sıra cetveli yapılması gerekirken sadece borçlunun alacaklı olduğu icra dosyası üzerine konulan hacizlerin dikkate alınmasının hatalı olduğu- Şikayetçi avukatın vekalet alacağının, Avukatlık Kanunu'nun 166/2. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve Avukatlık Kanunun 164/2. maddesindeki sınır göz önünde tutularak gerekirse bu konuda denetime elverişli rapor alınıp sıra cetvelinin iptalinin gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerektiği-

Kesin Süre-

Kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla açılan alacak davasında, bilirkişinin emeğine karşılık ödenmesi gereken miktarın davacının gider avansından yatırılması gerektiği hususu davacıya açıklanmışsa ve davacı vekilince 1 aylık kesin süre sonrasında bu miktar yatırılmış, davacı vekili celsenin ertelenmesine ve yargılamanın uzamasına sebebiyet verilmediğinden mahkemece, kesin süre içinde gerekli masrafların yatırılmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği-