İçerik Akışı

Ölünceye kadar bakma sözleşmesi- Muris muvazaası- Miras bırakanın irade ve amacı-

Satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı- Semenin, mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği- Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçılarından mal kaçırma olmadığı, kendisine özenle bakan oğlu davalıya minnet duyguları ile çekişmeli taşınmazı temlik ettiği, temlikin, bakım, hizmet ve emek karşılığı gerçekleştirildiği kabul edilmesi gerektiği- Muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerektiği ve herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu- Davacı tanığı "temlikin muvazaalı olduğuna" dair bir beyanda bulunmadığı gibi, ikinci tanık listesinden dinlenilen davacı tanıklarının beyanlarına da itibar edilemeyeceğinden, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

Duruşmaya davet usulü- Duruşma gününün Uyaptan öğrenilmesi-

Mazereti kabul edilen davacı tarafın duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilemeyeceği- Davacı vekili usulüne uygun davetiye ile duruşma gününden haberdar edilmediğinden eksik gider avansının yatırılmasına ilişkin verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı-

Mevsimlik işçi- Yıllık izin- Sürekli çalışma-

İşçilik alacağı davasında, davacı işçinin 1999 yılında 11 ayın üstünde çalışması nedeniyle sadece bu yıl açısından, 2001 yılı ve sonrasında ise kadroya geçirilip sürekli çalıştığından bu tarihten emeklilik tarihine kadar olan süre için yıllık izin alacağının bulunup bulunmadığının değerlendirilip, 2000 yılı çalışmasının mevsimlik çalışma olduğundan hesaplama dışında bırakılması gerektiği- "Mevsimlik statüde çalışan davacı işçinin 1999 yılındaki çalışmasının 11 ayın üzerine çıkması nedeniyle bu yıldan itibaren mevsimlik işçi statüsünün sona erdiği ve daimi işçi kadrosuna alınmadan önce mevsimlik işçi olarak geçen 2000 yılı için de davacının yıllık izne hak kazanacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Hakkında

19 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Kanun, - Abonelik sözleşmesinden doğan para alacaklarının takip usulü,  - Konkordato kurumu, - Arabuluculuk kurumuna ilişkin değişiklikler (ve yeni hükümler) içermektedir.

7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun

19 Aralık 2018 tarih ve 30630 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan bu Kanun; a- Abonelik sözleşmesinden doğan para alacaklarının icra takip usulüne, b- Konkordato kurumuna, c- Arabuluculuk kurumuna ilişkin değişiklikler içermektedir.

Davacı defterlerinde kayıtlı faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına akdi ilişkiyi kanıtlar mı?

Ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmuş olması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerektiği- Davacının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olan faturanın dayanağının da usulüne uygun olduğunun ispatlanması gerekeceği- Fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olmasının tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamayacağı- Malların alıcıya teslim edildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini davacı tarafın ispat etmesi gerektiği-

Devre Tatil- Cayma Hakkı-

Sözleşme konusu tesise hiç gitmediği, devre tatil hakkını kullanmadığı anlaşılan tüketicinin tatil hakkından faydalanmadığı, sözleşme imzalanmış olsa da cayma hakkı süresinin askıda kaldığı, davacının gönderdiği ihtarname ile cayma hakkını süresinde kullandığı ve buradan hareketle sözleşmenin feshi ve ödemelerin iadesi talebinin de haklı olduğu-

Belirsiz Alacak Davası- Faiz Başlangıcı-

İlk hükmü temyiz etmiş ancak sair temyiz itirazları reddedilmiş davalı lehine bozma konusu yapılan hususa ilişkin olarak mahkemece bozmaya uyulmuş olduğundan, davalının direnme kararını temyizde hukuki yararının bulunmadığı- Fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak ve dava konusu alacaklar ayrıştırılmak sureti ile fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacakları yönünden belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilen, bilirkişi raporundan sonra talep artırım dilekçesi verilerek alacak miktarlarının arttırıldığı, ayrıca faiz talebinde bulunulmadığı davada, arttırılan miktarlar dâhil alacağın tümü bakımından faiz başlangıç tarihinin temerrüt tarihi olduğu- Taleplerin arttırıldığı dilekçede faiz talep edilmediğinden yalnızca dava dilekçesi ile talep edilen alacak miktarlarına temerrüt tarihinden faiz işletilip, arttırılan miktarlara faiz işletilmemesinin hatalı olacağı-

Konkordato- Kesin Mühlet-

Kesin Konkordato Mühletinin ‘Alacaklılar Bakımından’ Sonuçları (İİK m. 294)

Tasarrufun iptali davaları (İİK. mad. 277 vd; TBK. mad. 19)- Alacaklının borçludan alacağının olması ve bu alacağının tahsil imkanının olmaması ön koşulu-

Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. mad. 284'deki 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi sebeplerle TBK. mad. 19 uyarınca dava açabileceği- Davacı alacaklının gibi aynı işlem için İİK. mad. 277 vd. ya da TBK. mad. 19. uyarınca iptal davası açma konusunda seçimlik hakka sahip olduğu- Davacı ile arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin fesh edilerek bu sözleşme gereğince davacının bir alacağının doğmuş olduğu ve daha ötesinde bu alacağı tahsil edememiş olması gibi bir durumun iddia ve isnat olunmadığı anlaşıldığından, davacının öncelikle sözleşmeden kaynaklanan şahsi alacak haklarını ancak sözleşmenin diğer taraflarından talep ederek somutlaştırması ve sonuçta doğan hakkını tahsil edememe durumunun gerçekleşmesi gerektiğinden ve alacak yeterli somutluğa ulaşmadığı gibi arsa sahiplerinin yeni yaptıkları sözleşme gereğince sahip olacakları dairelerden alacağın tahsili mümkün olduğundan, bu aşamada tasarrufun iptali davasının açılamayacağı-