İçerik Akışı

Haksız Eylem Nedeniyle Tazminat İstemi-

Asıl davanın kesinleşmesinden sonra, o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamayacağı- Davacının kendi vekili ile yaptığı ve sadece akdeden tarafları bağlayan nitelikteki ücret sözleşmesi uyarınca ödenmesi kararlaştırılan bedelden, eldeki tazminat davasında davalının sorumlu tutulmasının hatalı olduğu- Ceza mahkemesince davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olup, avukatlık ücretine dair maddi tazminat isteminin reddi gerektiği-

Noterlerin Hukuki Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat İstemi-

Noter vekilinin tek taraflı ibra beyanında bulunan kişinin gerçekten rehin alacaklısı olup olmadığını araştırma görevinin bulunup bulunmadığı, ayrıca sırf rehnin kaldırılmış olmasının rehin alacaklısını zarara uğratıp uğratmayacağı, rehinle temin edilen alacağını rehin borçlusundan alamadığı yönünde bir iddiası bulunmayan davacının doğrudan noterin sorumluluğuna başvurup vuramayacağı, burada varılacak sonuca göre davalı noter vekilinin sorumluluk koşullarının oluşup oluşmadığı-

Açık Ayıp- Gizli Ayıp- 4077 s. K. mad. 4-

Satılan maldaki ayıp "açık" ayıp niteliğinde ise, 4077 s. K. mad. 4 uyarınca malın teslim tarihinden itibaren otuz gün içinde ihbar edilmesi gerektiği- Konut ve villaların satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde yer verilen olanakların gerçekte bulunmamasının açık ayıp mahiyetinde olduğu- Davacılar, satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren ayıpların açık ayıp mahiyetinde olduğu, davalıların da bu ayıbı gizlemek için herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği ancak davacıların 4077 s. K. mad. 4 gereğince davalılara ayıp ihbarında bulunmadıkları anlaşıldığından, davanın reddi gerektiği- "Sosyal donatı alanlarının siteye ait olmayan bir başka taşınmaz üzerinde inşa edilmiş olmasının eksik ifa teşkil ettiği, bu hâlde on yıllık genel zamanaşımı süresi içerisinde tazminat talebinde bulunulabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

İş Kazası- Rücuen Tazminat-

İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalıdan tahsili istemine (506 s K. mad. 26) ilişkin davada,  iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerle birlikte kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesi gerektiği- Her ne kadar baskın kusur kazalıda ise de, fenni nezaretçi aracılığıyla, davaya konu iskelenin tüzüğe uygun olarak kurulmasını sağlamadığı anlaşılan işverenin de kusurlu olması karşısında, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman bilirkişi heyetince tarafların kusur oran ve aidiyetinin tespiti konusunda yeniden bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-

Şikayet- Yargılama Usulü- Emekli Maaşına Konulan Haczin Kaldırılması- Harç-

Emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkin şikayette, icra memurunun yasanın amir hükmüne aykırı bir işlem yapıp yapmadığını mahkemenin kendiliğinden araştırarak aydınlatması gerektiği- Şikâyet yoluyla icra mahkemesine yapılan başvuruda da maktu başvurma harcı ile maktu karar ve ilamı harcı alınacağı- Mahkemeler veznesine tek harç (başvurma ve peşin karar ve ilam harcı) yatırılmak suretiyle iki ayrı icra dosyası için şikâyette bulunulmuş ise de, bu harcın hangi icra dosyası için yatırıldığı belirgin olmadığından, harcın hiç yatırılmadığından söz edilemeyeceği ve bu nedenle, iş bölümü uyarınca dosya tefrik edilip emekli maaşına haciz uygulamış olan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine gönderildiği takdirde harcın tamamlanmasının mümkün olduğu, bu nedenle icra mahkemesince  ilgili şikâyet bakımından tefrik kararı verilerek, dosyanın ilgili icra mahkemesine gönderilmesi gerektiği-

Bağıştan Rücu- Hak Düşürücü Süre-

Resmi akitte şartsız bağış olduğu yazılmış ise de; bağışlamada tarafların gerçek iradesi önem taşıdığı- TBK. mad. 297/3 uyarınca, bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabileceği-

Boşanma Davası- Karşılık Dava- Tazminat İstemi- Harç- Ortak Hayatın Temelinden Sarsılması-

Davalı-karşı davacı kadın tarafından boşanmaya ilişkin açılmış bir karşı dava olmadığı halde, karşılık boşanma davası var kabul edilerek boşanmaya karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu- Aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, bu dava içinde maddi ve manevi tazminat isteyebilecekken, bu isteklerini bağımsız bir dava ile ileri sürmesi halinde nispi harç yatırmak zorunda olduğu- Davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık davalı-karşı davacı kadının ise eşine hakaret ettiği ve fiziksel şiddete yönelik davranışta bulunduğu anlaşıldığından, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu ve erkeğin de dava açmakta haklı olduğu boşanmaya karar verilmesi gerektiği-

Düğünde çekilen kamera kayıtlarından kaynaklı ayıplı hizmet sebebiyle manevi tazminat davası-

Düğün merasimi kapsamında çekilen kamera kayıtlarının bozuk olmasından dolayı ayıplı hizmet sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkin davada, davalıların sözleşmeye aykırı olarak, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek düğünün görüntülerinin kaydını sağlayamadıkları sabit olup, nikah, düğün gibi özel öneme sahip, insan hayatında genellikle bir kez yaşanan telafisi mümkün olmayan, önemli günlerin belgelenememiş olmasının, gelin ve damat, hatta yakınları için yaşam boyu üzüntü kaynağı olacağı tartışmasız olduğundan davacılar yararına takdir olunan "1.000,00'er TL" manevi tazminatın az olduğu-

Cezai Şart- Kısmi Dava- Yürürlükten Kaldırılan HMK. mad. 109/2

HMK. 109'/2'nin yürürlükten kalmasıyla birlikte, bölünebilir alacaklar yönünden, dava hakkının kötüye kullanılması yasağı dışında, kısmi dava açılabileceği- Bu usul kanunu değişikliğinin derhal yürürlüğe girmiş olduğu-

Hukuki Dinlenilme Hakkı- Ön İnceleme Duruşması-

Ön inceleme duruşma gününün belirlenmesi, dava dilekçesine cevap, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinin karşılıklı olarak uygun şekilde tebliğ olunması aşamasından sonra yapılması gerektiğinden; buna uyulmadan ve ön inceleme günü belirlenmeden davanın esası hakkında verilen hükmün, davalının hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği-