İçerik Akışı

İİK. mad. 120/2- Yetki Belgesi- Hazce İştirak Eden Alacaklıların Muvafakati-

Şikayet dilekçesinde borçlu hakkında çok miktarda icra takibinin başlatıldığı iddia edilmiş olup, icra müdürlüğünce borçlu hakkında başka alacaklılar tarafından takip yapılıp yapılmadığı, yapılmış ve hacze de iştirak edilmiş ise, hacze iştirak eden alacaklılar belirlenmeden ve anılan alacaklıların muvafakatı alınmadan doğrudan takip alacaklısına İİK'nun 120/2. maddesi gereğince yetki belgesi verilmesinin doğru olmadığı-

Haksız El Koymadan Kaynaklanan (Devlete Karşı) Tazminat Davası-

Elkoyma tarihi itibari ile devlete karşı açılacak olan haksız el koymadan kaynaklanan tazminat davalarında CMK. mad. 141 ve 142 uyarınca ağır ceza mahkemesi görevli olduğu-

Satış Vaadi Sözleşmesi- Sübjektif İmkansızlık-

Noter huzurunda düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin, “borç doğuran” bir sözleşme olarak geçerli olduğu ve davacının, sübjektif imkânsızlık nedeniyle tasarrufi işlemin, yani ifanın yerine getirilememesi sonunda meydana gelen zararın tazminini, TBK. mad. 112 uyarınca satıcıdan isteyebileceği- İfa imkansızlığı nedeniyle taşınmazı devir ve temlik yükümünü yerine getiremeyen vaad borçlusu olan tarafın, ifa edemediği bu edim yerine karşı tarafa yani vaat alacaklısına tazminat ödeme yükümlülüğünün söz konusu olduğu- Mahkemece, taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle değeri tespit edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-

Kefalette Eş Rızası-

Kefalette eş rızasını arayan hükmün (TBK. mad. 584), yürürlük tarihi olan 01.07.2012'den önce düzenlenmiş sözleşmelerde uygulanamayacağı-

Banka tarafından davalılara gönderilen kat ihtarında belirtilen ödeme süresi dolmadan girişilen takipte takip tarihi itibari ile istenilebilir bir alacağın varlığından bahsedilebilir mi?

Davacı alacaklı tarafından icra takibine geçilebilmesi için hesabın kat edilmesi yeterli olduğunu, kat ihtarnamesinde ödeme için verilen süreden önce icra takibine başlanması halinde bu durumun, sadece faiz hesabında dikkate alınması gerektiği, "güven müessesesi niteliğine sahip Bankanın borçlularına gönderdiği ihtarname ile ödeme için süre tanımasına rağmen, bu süre dolmadan takip başlatmasının iyiniyet ve dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı" şeklindeki görüşün kabul edilmediği-

Satış Kararı Tarihi İtibariyle (İİK. 129 Uyarınca) Karşılama Prensibi-

Satış karar tarihi itibariyle, İİK.nun 129. maddesinin 6352 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmasından önceki halinin uygulanması gerektiği- İİK.nun 129. maddesinin 6352 sayılı kanun ile değişiklik yapılmasından önceki halinde, 2. arttırmada ihale bedelinin, muhammen bedelin %40’ı ile satış masrafları toplamını karşılaması gerektiğinin düzenlendiği-

Usulsüz Tebligat Şikayeti-

Muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, borçlunun gerçek kişi olduğu dikkate alınmadan ve adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan “şirketin yetkilisi imzasına” şeklinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Borçlu adına yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu dikkate alınarak, borçlunun tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verildikten sonra, süresinde olan borca yönelik itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi gerektiği-

Usulsüz Tebligat Şikayeti-

Tebligat mazbatasında, muhatabın "görevde" olduğu bilgisinin kimden alındığı belirtilmediği gibi, borçlunun tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği de tespit edilmediğinden, tebligatın usulsüz olduğu- Borçlu icra takibinin iptali istemi ile dava açmış ise de, ilk çıkan ve iade gelen tebligatın örnek 4-5 icra emrini ihtiva ettiği, alacaklı vekilinin talebi ile borçluya, daha sonra, genel haciz yoluyla ilamsız takipte ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşıldığından, borçlunun, takibin iptali istemi ile dava açtığı ve takipten bu tarihte haberdar olduğunun kabul edilemeyeceği-

Borçlunun İtirazının taraflarına Usulsüz Tebliği- İtirazın Kaldırılmasını İsteme Süresi- İİK. 264/2-

Tebligat mazbatasına, tebliğ memuru tarafından beyanda bulunan ve kendisine haber verilen komşunun adı ve soyadı yazılmadığı için tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Borçlunun takibe yaptığı itiraza ilişkin alacaklı vekiline yapılan tebliğ işlemi usulsüz olup alacaklı vekilinin, bahse konu işlemi öğrenme tarihinden itibaren süresi içinde itirazın kaldırılması isteminde bulunduğu anlaşıldığından, İİK 264/2 maddesi uyarınca, ihtiyati hacizlerin halen geçerli olduğu- Alacaklı, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemez veya mahkemede itirazın iptali davası açmaz ise, ihtiyati haczin kendiliğinden hükümsüz kalacağı-

Tahliyenin infazı- Eski hale iade-

İİK’nun 40/2. maddesi hükmünün ilamlı takiplerde uygulanabileceği, tahliye istemli takip bakımından anılan maddenin uygulanamayacağı-