İçerik Akışı

Şikayet Edilen Bilirkişi Hakkında Takipsizlik Kararı Verilmesi- Şikayet Edilen Bilirkişinin Manevi Tazminat İstemi-

Davacı bilirkişi hakkında “Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik veya Tercümanlık Yapma” suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmişse de, davalı, taraf olarak bulunduğu dosyada aleyhine bilirkişi raporu düzenlenmesi üzerine hukuk mahkemesinde rapora itiraz etmiş ve aynı zamanda olağan kuşku üzerine hak arama özgürlüğü kapsamında şikayet hakkını kullanmış olduğundan ve şikayet dilekçesi içeriğinde de kişilik haklarına saldırı oluşturabilecek ifadelerin bulunmadığı anlaşıldığından, şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları dahilinde olduğu kabul edilerek haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin istemin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-

Tüketici Uyuşmazlıklarında Ayıp İhbarının Süresi- Gizli/Açık Ayıp Ayrımı- Bilirkişi Raporu-

Tespit edilen hususların açık-gizli ayıp olduğu konusunda bir ayrım yapmayan bilirkişi raporunun hükmüne esas alınamayacağı- Davalının "süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı"na ilişkin savunması da değerlendirilmemiş olduğundan, mahkemece talep ve tespit edilen ayıplı işlerden hangilerinin açık ayıp, hangilerinin gizli ayıp niteliğinde olduğu bilirkişi raporu ile ayrı ayrı belirlendikten sonra, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının saptanması gerektiği-

Avukatlık (Akdi Vekalet) Ücreti-

Değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde, "hukuki yardımın başladığı tarihte yürürlükte olan kanun hükümleri" uygulanarak avukatlık ücretin belirleneceği-

Yapı Denetim Hizmet Bedeli- Görev-

Yapı denetim hizmet bedelinden kaynaklanan itirazın iptali davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-

Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat İstemi-

Davacıların murisi kazanın oluşumunda %75 oranında asli kusurlu bulunsa da, kusur durumu diğer hususlar göz önüne alınarak bir miktar da olsa hakkaniyete uygun ölçüde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Haksız eylem failinin, haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılacağı ve zarar görenin, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahip olduğu-

İhale Alıcısının KDV Oranına İlişkin Şikayetinde Süre-

Şikayetin konusu, alınacak KDV oranı ile ilgili olup bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca şikayetin süreye tâbi olmadığı, ancak gerek süreli, gerek süresiz şikayetin icra takibi sonuçlanıncaya kadar yani infaz oluncaya kadar mümkün olduğu, takip sonuçlandıktan sonra o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulamayacağı-

Muvazaalı Senet ve Bu Senede Dayalı Olarak Yapılan İcra Takibinin İptali İstemi (TBK. 19)

İİK. 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkının, davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel olmadığı- TBK. mad. 19 gereğince muvazaalı senet ve bu senede dayalı olarak yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkin davada, davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi arasındaki senedin ve bu senede istinaden yapılan icra takibinin muvazaalı olduğu anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının kabulü ile dava konusu senedin ve icra takibinin davacıların alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline, icra takip dosyasından davalıya yapılan ödemelerin tahsili ile davacılara (takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak) ödenmesine karar verilmesi gerektiği-

Rehnin Paraya Çevrilmesi- Islah

Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinin ıslah yolu ile alacak davasına dönüştürülemeyeceği-

Kentsel Dönüşüm Projesi- Yapı Bedeli- Enkaz Bedeli-

Gecekondunun, Kentsel dönüşüm projesi kapsamında davalı belediyeye devri hususunda taraflar arasında taahütname imzalanmış olup davacıya yapı bedelinin tamamının mı yoksa sadece enkaz bedelinin mi ödenmesi gerektiği konusunda, tarafların mevzuat hükümleri çerçevesinde imzaladıkları taahhütnamede "hak sahibinin kıymet takdir komisyonunca belirlenmiş bedele itiraz etmeyeceği" kararlaştırılmış olup, taraflar arasında düzenlenen bu taahhütname özel hukuk hükümlerine tabi ve geçerli olduğundan taraflar yönünden bağlayıcı olduğu, davacının sözleşme kapsamında davalıya devrettiği gecekondusu için sadece enkaz bedeli isteyebileceği, enkaz bedelinin de davacıya ödenmiş olması karşısında davacının başka bir şey talep edemeyeceği-

Anlaşmalı Boşanma Protokolünün Aşırı İfa Güçlüğü Nedeniyle Uyarlanması İstemi-

Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında sonradan meydana gelen değişiklikler sebebiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması şartları oluştuğuna göre, kadın yararına daha önce hükmolunan yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, kadının emekli olduğu tarihten geçerli olacak şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılmasının hatalı olduğu- Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle taraflardan biri aleyhine katlanamayacak derecede bozulmuşsa, tarafların; artık o akitle bağlı tutulmayacağı ve değişen bu koşullar karşısında Türk Medeni Kanununun 2. maddesinden yararlanarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesini mahkemeden isteyebilecekleri- Tarrafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ilişkin kararın 27.04.1999 tarihinde kesinleştiği gözetilerek, tarafların açtıkları davaların tarihine kadar geçen süre de dikkate alındığında, tarafların anlaşmalı boşanma protokolünü düzenledikleri tarihteki ve açtıkları dava tarihlerindeki sosyal ve ekonomik durumlarının emekli maaş bilgileri ilgili kurumdan istenerek araştırılması, boşanma protokolünde anne ile birlikte yaşayacağı belirtilen ortak çocuğun halen anne ile birlikte yaşayıp yaşamadığının tespit edilmesi, tarafların olağan yaşam gereksinimlerinin ve kadına ait olduğu belirtilen taşınmazın edinilme tarihinin detaylı olarak belirlenmesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 138. maddesinde düzenlenen aşırı ifa güçlüğüne dayanan uyarlama istemi yönünden davalı-davacının talebinin değerlendirilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca hakkaniyet ilkesi de gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-