İçerik Akışı

Rehnin paraya çevrilmesi- Rehin Bedelinin Altında Satışa Muvafakat-

Rehin alacaklısı bankanın satıştan önceki aşamalarda rehin bedeli altında satış yapılmasını istemediğine ilişkin herhangi bir beyanının bulunmaması, rehinli aracın 50.000,00 TL olan muhammen değerinin 150.000,00 TL olan rehin bedelinin altında olması ve buna rağmen alacaklı tarafından rehin bedeli altında satışa muvafakat edilmediğine yönelik bir beyanda bulunulmaksızın satış istenmiş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; "alacaklının satış sırasında 150.000,00-TL.’nin altında satışa muvafakat etmediğini" ileri sürerek satışın yapılmasına engel olmasının hatalı olduğu- İcra mahkemesi gerçekleşmiş bir ihalenin feshi talebi ile önüne gelen uyuşmazlıkta ihalenin feshine karar verebilir ise de, İİK’nun 129. maddesindeki şartları taşıyan pey sürülmediğinden bahisle icra müdürlüğünce satışın ikinci artırmaya bırakılmasına dair karar verilen şikayete konu uyuşmazlıkta; icra mahkemesinin, icra müdürlüğüne ihalenin birinci artırmaya göre tamamlanmasını emretme yetkisinin bulunmadığı- Şikayet tarihi itibariyle tamamlanmış bir ihale bulunmadığından, şikayetin bu aşamada reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin kabulü ile birinci artırma tutanağına göre satışın tamamlanması yönünde hüküm tesis edilemeyeceği-

İcra dosyasının ihyası-

İmha edilen icra takip dosyasının da -4473 s. Yasa'nın 18. maddesi uygulanarak- ihya edilebileceği-

Borca İtiraz- Baba Oğul Arasındaki İcra Takibi- Tazminat-

Senet lehdarı ile takip alacaklısı cirantanın baba-oğul olduğu dikkate alındığında alacaklının, senedin gerçek miktarını bilebilecek konumda olduğu- Borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabul edildiği ve itiraz dilekçesinde de tazminat talebinin bulunduğu gözetilerek, İİK. mad. 169/a-6 uyarınca, tahrifat sonucu artırılan alacak tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği-

Tazminat Davası-

Davacı, davalıdan satın aldığı dondurma ürününün Suriye'ye ihracının Suriye makamları tarafından kabul edilmemesi nedeniyle satın alınan mal bedeli ile yapılan masraflardan kaynaklanan zararını dava etmiş olup, alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak davalının davacıya satış yaparken malın Suriye'ye ihracının sağlanacağı hususunda bir garanti vermediği gibi ihracı kabul edilmeyen malların Türkiye'ye girişine Tarım İl Müdürlüğünce izin verildiği gerekçesiyle dava reddedilmişse de, mahkeme kararı satış bedeli dışındaki tazminatlar yönünden doğru olmakla birlikte satışa konu malların davalı tarafından geri kabul edildiği anlaşıldığından, mal bedeli talebinin de reddedilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece davacının mal bedeli yönünden talebi belirlenip bu miktarın davacıya iadesine karar verilmesi gerektiği-

İşçilik Alacakları-Davalı idarenin taraf olduğu asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı-

Mahkemece, salt önceki dönem yapılan ve davacının çalışması bulunmadığından onun yönünden sonuç doğurmayan Bölge Çalışma Müdürlüğü iş müfettişi tespiti esas alınarak muvazaanın varlığının kabulünün hatalı olduğu- Mahkemece, muvazaa tespit edilen hizmet alım sözleşmesi döneminden sonra yapılan ve davacının çalıştırılmaya başlandığı ihale döneminin ayrıca incelemeye tabi tutularak, yeni dönemde yapılan hizmet alım sözleşmesinin kanunda belirtilen asıl-alt işverenlik unsurlarını taşıyıp taşımadığı, hizmet alım sözleşmelerinin işçi teminine yönelik bulunup bulunmadığı ve muvazaalı bir ilişki olup olmadığının belirlenmesi gerektiği- Davacının tabi olduğu hizmet alım sözleşmeleri ve ekleri diğer delillerle birlikte incelemeye tabi tutularak ve mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak hizmet alım sözleşmesine konu olan işin "asıl" ya da "yardımcı" iş olup olmadığı, dava dışı firmaların üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip olup olmadığı, başka bir anlatımla üstlendiği işe ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimini üstlenip üstlenmediği, kısaca asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının tereddütsüz biçimde tespiti gerektiği-

İflasın Ertelenmesi- Kıdem Tazminatı İçin Verilen Senedin Takibi-

Alacaklının, "kambiyo senedinin kıdem tazminatı için verildiğini" belirtmesinin borçlu tarafından kabul edilmedikçe senedin kambiyo vasfını etkilemeyeceği- Borçlu şirket hakkında iflas erteleme davasında verilen tedbir kararı ile "icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına" şeklinde karar verildiği dikkate alındığında, icra müdürlüğünce kambiyo takibinin durdurulmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-

İflasın ertelenmesi- Tedbir kararının devamı-

İflasın ertelenmesi davasının reddine ilişkin karar kesinleşmediğinden, ihtiyati tedbir kararının da devam edeceği-

İstihkak Davası- 3. Kişi Yararına İstihkak İddiasında Bulunma- 103 Davetiyesi-

Borçlunun eşi , davacı 3. kişinin de oğlu olan kişinin, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı- Davacı 3. kişi, borçlu ve hacizler sırasında hazır bulunan kişiler (borçlunun görümcesi, borçlunun eşi, davacı üçüncü kişinin oğlu) arasındaki anılan akrabalık bağı ve davaya konu haciz tutanağının bir suretinin 103 davetiye yerine kaim olmak üzere borçlu adına tebellüğe yetkili hazirunlara tebliğ edildiğine dair şerhin varlığı ile haciz yapılan yerin bir işyeri olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın süresinde açılmadığının kabulü gerektiği- Haciz bir işletme için olağandışı bir gelişme olup; haciz sırasında hazır bulunanın davanın taraflarıyla olan akrabalık bağı da dikkate alındığında, davacı 3. kişinin hacizlerden 3 ay sonra haberdar olduğunu iddia etmesi hayatın olağan akışına da uygun düşmediği-

İflasın Ertelenmesi- İhtiyati Tedbir- İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile İlamlı Takip- Zorunlu Takip Arkadaşlığı- Süresiz Şikayet-

"İflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince takip yapılamayacağı" ve "ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte zorunlu takip arkadaşlığına aykırı davranıldığına" ilişkin şikayetlerin süresiz olarak yapılabileceği-

İcra Takibinde HMK. 124/3-4 Uygulaması

Alacaklı tarafından tüzel kişiliği olmayan Hava Lojistik Komutanlığı’nın bağlı olduğu Milli Savunma Bakanlığı yerine Hava Lojistik Komutanlığı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-