İçerik Akışı

Site yönetimin, kat malikleri adına; binadaki ortak ve bağımsız bölümlerdeki ayıplı işlere ilişkin dava açabilir mi?

Ana gayrimenkulün yönetimi için atanan yönetici veya Yönetim Kurulunun, kural olarak, aktif ve pasif husumet ehliyetleri bulunduğu, ancak bu ehliyetin kapsamının KMK.'nın 35. maddesi uyarınca yönetim işlemlerine ilişkin temsil görevi ile ilgili olduğu, binadaki ortak bölümlerdeki ayıplı imalat ve eksik iş bedellerinin tahsiline ilişkin dava açma yetkisinin bulunmadığı- Bağımsız bölüm maliklerinin, kat malikleri kurulu kararı ile de olsa yönetime yetki vermesi ve site yönetiminin kat malikleri adına; binadaki ortak ve bağımsız bölümlerdeki ayıplı işlere ilişkin dava açmasının mümkün olmadığı, açılan davaya muvafakat vererek taraf teşkili sağlanmasının da mümkün olmadığı, bu tür davaların bizzat kat malikleri tarafından açılması gerektiği, mahkemece, yapı yönetiminin dava açma ehliyeti bulunmadığından aktif husumet ehliyeti yokluğundan ayıplı mala ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

İhale Bedelinin Sevhen İpotekli Taşınmazın Sahibinin Hesabına Yatırılması- Menfi Tespit/İstirdat Davası- Pasif Husumet-

Davacı bankanın dava dışı olan üçüncü kişi aleyhine icra takibi yaptığı ve takip alacağını Varlık Yönetim A.Ş.’ye temlik ettiği, dava dışı üçüncü kişinin davacı bankada hesabının bulunduğu, ihale bedelinin sehven dava dışı bu üçüncü kişinin hesabına yatırıldığı ve bu kişinin vergi dairesine borçlarının olduğu, vergi dairesinin bu borçlardan dolayı dava dışı bu kişinin hesabındaki paraya e-Haciz koyduğu ve paranın davacı tarafından davalı vergi dairesine ödendiği anlaşılmakla, dava dışı borçlu üçüncü kişinin davalı vergi dairesine borcu olduğu ve bu borca karşılık olarak banka hesabına haciz konulduğu görülmekle, davaya konu olayda, davalı vergi dairesi vergi borcundan doğan alacağına karşılık olarak haciz işlemi uygulayıp parasını tahsil etmiş olduğundan, davalı vergi dairesi yönünden haksız bir zenginleşme söz konusu olmadığından davalıya husumet yöneltilemeyeceği-

Davacı Savcı Hakkında "Fetö Mensubu Olduğuna Yönelik Yapılan Haksız Şikayet"ten Kaynaklı Tazminat Davası-

Manevi tazminatın zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği- Dava konusu olay tarihi, oluş şekli, tarafların sıfatları, ifadelerin ağırlığı (davalının, davacıyı HSYK’ya şikayet ederek paralel yapı (fetö/pyd) mensubu olduğunu ileri sürmesi) gözetildiğinde, davacı yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-

İşten Çıkarılanın Eski Şirketi Hakkında Sosyal Medyadaki Beyanları- İfade Özgürlüğü-

Davalının, çalıştığı eski şirket hakkında hakkında sarf ettiği hoşa gitmeyen, sarsıcı hatta rahatsız edici, icapsız, kaba ve kişisel değer yargısı niteliğindeki ifadeler nedeniyle, davacı şirket lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği, ifade özgürlüğüne yönelik sınırlamaların her halde dar yorumlanması gerektiği-

Karşılıksız Çek

Suça konu çekin "ödeme yasağı" nedeni ile bankaya ibrazında ödeme yapılmadığı, muhattap banka tarafından çek arkasına vurulan kaşe ile anlaşıldığından, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı-

Karşılıksız Çek

Her çek yaprağının ayrı bir suç oluşturacağı ve bu nedenle sanık hakkında her bir çek için ayrı ayrı çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı uygulanması gerektiği- Sanık hakkında iki ayrı çekten dolayı mahkumiyet hükmü kurulduğu halde çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının hangi çekle ilgili olarak verildiğinin gösterilmemesinin hatalı olduğu- Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının bulunması halinde, bu yasağın devamına, bulunmaması halinde ise çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilmesi gerekirken hem daha önce verilen yasakların devamına hem de sanığın çek düzenleme ve çek hesabı açmaktan yasaklanmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının yargılama sırasında mahkeme tarafından re'sen koruma tedbiri olarak uygulanması gerektiği, hükümle birlikte bu tedbire hükmedilmesi halinde ise güvenlik tedbiri niteliğinde olması nedeniyle aleyhe istinaf olmasa bile sanık lehine kazanılmış hak oluşturmayacağı-

Kişilik Haklarına Saldırı- Tazminat İstemi- Matufiyet Unsuru-

Hukuka aykırı eylemde bulunan kişi mağdurun ismini açıkça belirtmemiş veya isnat ettiği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılacağı- Davalının sosyal paylaşım ağı Twitter hesabı üzerinden yazdığı ifadelerinde; davacı isminin ve sıfatının belirtilmediği, ortalama bir kişinin davalının sözlerinin muhatabının davacı olduğunu anlayamayacağı görüldüğünden, internet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davanın, matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden reddine karar verilmesi gerektiği-

Vekalet Ücreti Sözleşmesinin Üçüncü Kişileri Bağlayıcı Nitelikte Olmadığı-

Davacı beraat ettiği ve haksız olarak kendisine karşı açılmış olduğunu iddia ettiği ceza davasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş ve buna ilişkin vekili ile arasında ücret sözleşmesi imzalanmış ise de, sözleşme taraf olan yanları bağlayıp üçüncü kişileri bağlayıcı nitelikte olmadığından, sözleşmeden kaynaklanan vekalet ücretinden davalı taraf sorumlu tutulamayacağı ve maddi tazminat olarak sözleşmeden kaynaklı vekalet ücreti miktarına hükmedilemeyeceği-

Yedieminlik Ücreti Alacağı-

Yedieminlik ücreti alacağı saklama sözleşmesi kapsamında olup, bu konudaki uyuşmazlığın genel mahkemede çözülmesi gerektiği-

Tüketicinin Seçimlik Hakları-

Malın ayıplı olması durumda, tüketicinin seçimlik haklarının 6502 s. Yasanın 11. maddesinde düzenlendiği- Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahip olduğu ve satıcının, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu- Tüketicinin de bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmesi gerektiği- Mahkemece, araca ait kasko ve zorunlu trafik sigorta dosyaları, servis kayıtları getirtilerek, araç üzerinde konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetine inceleme yaptırarak araçtaki ayıbın gizli veya açık ayıp olup olmadığı ve bu mevcut bulguların üretim hatasından mı yoksa kullanım hatasından mı kaynaklandığının kesin olarak belirlenerek, ayıbın süresinde ihbar edilip edilmediği değerlendirilerek, davacının seçimlik haklarından aracın misliyle değiştirilmesi hakkını kullanmasının iyiniyet kuralları, tarafların hak ve menfaatleri değerlendirilerek aşırı bir dengesizliğe neden olup olmayacağı, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirim uygulanmasının gerekip gerekmediği değerlendirilerek hüküm tesisi gerekirken, "aracın aynı vasıf ve nitelikle yenisi ile değiştirilmesine" karar verilmesinin hatalı olduğu-