İçerik Akışı

Karşılıksız çek- Konkordato

Keşideci şirketin konkordato talebi kabul edilmiş ve suça konu ileri tarihli çekin, konkordato başvurusunda gösterildiği ve ödeme planına alınmış olduğu hallerde, çek bedelinin hesapta bulundurulması zorunluluğu bir mahkeme kararına istinaden ortadan kalkacağı için bir "hukuka uygunluk" nedeninin varlığının kabul edilebileceği, ancak, karşılıksız kalan çekin konkordato kapsamında olmadığı hallerde (örneğin; konkordato ilanından sonra keşide edilmiş veya ibrazı konkordato mühleti içinde yapılmış ve konkordato başvurusunda gösterilmeyen ve ödemesi planlanmayan çekin söz konusu olduğu bir durumda) karşılıksız kalan çekle ilgili ceza sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği- (Yargıtayın da, "konkordato mühleti içinde çek düzenlemeye engel bir halin bulunmadığını ve bu süreçte çek düzenleyenin karşılığını bulundurma sorumluluğu altında olduğunu ve bu nedenle ceza sorumluluğunun bulunduğunu" kabul ettiği)- Keşide ve ibraz tarihi konkordato mühleti içine tekabül eden çeklerin ileri tarihli keşide edildiği, konkordato anlaşması ödeme planına alındığı ispatlanamadığından, sanıkların 5941 s. K. mad. madde 5/1 uyarınca ceza sorumluluklarının bulunduğu-

"Erkeğe notere başvurmak suretiyle tek taraflı irade beyanıyla boşanma yetkisi" veren kararın tanınması mümkün müdür?

Tarafların boşanmalarına, yabancı (İran) mahkemece karar verilmeyip "üç ay süreyle geçerli olmak üzere, erkeğe notere başvurmak suretiyle tek taraflı irade beyanıyla boşanma yetkisinin" verilerek kadının iradesinin yok sayılması niteliğindeki kararın, Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil edeceği ve bu itibarla yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesi olanağının bulunmadığı- Önceki bozma ilamında, davalı kadının açtığı, tanınması istenilen davaya konu yabancı mahkeme kararının iptaline ilişkin davanın sonucunun bekletici mesele yapılması belirtilerek karar usulden bozulmuşsa da, bozma ilamında diğer temyiz itirazlarının incelenmediğine de açıkça yer verildiği görüldüğünden, usuli kazanılmış bir haktan söz edilemeyeceği- Kamu düzenine ilişkin konularda usuli kazanılmış hakkın oluşmasının mümkün olmadığı-

Taşınmazın onaylı mimari projesine uygun olarak eski hale getirilmesi-

Anagayrimenkulün "mesken" olarak gösterilen bağımsız bölümünde faaliyet gösteren "avukatlık (hukuk) bürosu" hakkında yönetim planı hükümlerinin dikkate alınmayacağı- Eski hale getirilme kararı verilirken avukatlık bürosu olarak kullanılması halinin hariç tutulması gerektiği, bu hali de kapsar şekilde eski hale getirilmesi kararı verilmesinin hatalı olduğu-

Dava şartı- Görev- Taraf teşkili-

Dilekçeler safhası dolmadan görev konusunda karar verilebilir mi?

Tasarrufun İptali- İlamların İcrası- Usul Ekonomisi-

Tasarrufun iptali davalarının kabulüne ilişkin hükmün icrası nasıl yapılmalıdır? Davalı-üçüncü kişinin (de) sorumlu olduğu vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsili için yeni bir icra takibi mi yapılmalıdır? Davanın bedele dönüşmesi halinde -davacının icra takibine konu ettiği alacak ve fer’ileriyle sınrılı olarak- davalı-üçüncü kişinin hakkında hükmedilen tazminat için yeni bir icra takibi yapılabilir mi? Yoksa davacı-alacaklının, davalı-borçlu hakkında yapmış olduğu (asıl) icra takibi üzerinden mi bu alçaklar tahsil edilmelidir?

Tasarrufun iptali ilamının icrası- Usul ekonomisi-

Tasarrufun iptaline ilişkin ilamın ferilerine ilişkin alacak kalemlerinin, asıl takip dosyası üzerinden gerektiğinde ek takip talebi ile tahsilinin mümkün olduğu, ayrı bir takibe konu edilmesi usul ekonomisine aykırı olduğundan bu kalemler yönünden ayrıca başlatılan takibin iptali gerektiği-

Tasarrufun iptali- Alacağın belirlenebilmesi için katkı payı davasının beklenmesi-

Boşanma davasında lehine hükmedilecek mali haklar ile katılma alacağı davası sonucu lehine hükmedilecek tazminat alacağının tahsiline yönelik açılan muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasında, boşanma davasının kesinleştiği, katkı payı davasının ise kesinleşmediği görüldüğünden, bunun sonucunun beklenmesi, alacağın belirlenmesi halinde, bu alacak yönünden mevcut delillerin TBK. mad. 19 gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, davanın "katılma payı alacağına dayanarak, ayni haklar talep edilemeyeceği" gerekçesiyle reddinin hatalı olduğu-

Çek istirdadı- Mutlak defi- Faktoring kuruluşlarının istihbarat yükümlülüğü- Faktöring şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı-

Çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olduğu (TTK. mad. 792)- Çek istirdadına ilişkin açılan davada hırsızlık olayının mutlak defi olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği şeklindeki gerekçenin isabetsiz olduğu- Faktoring kuruluşlarının müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmaları yapması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerektiği-  Davalı faktöring şirketi, dava konusu çeki müşterisi olan ve kendisine ciro eden dava dışı kişiden faktöring sözleşmesi uyarınca aldığını, ciro silsilesinde çekte yer alanlar arasındaki alış verişin fatura ile tevsik edildiğini, çekin üzerinde davacının imzasının olduğunu, faktöring mevzuatına uygun olarak çeki aldığını ve iyiniyetli hamil olduğunu savunduğuna göre davalının dava konusu çeki alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, şirketin mali durumlarına ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı ve diğer yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususlarında araştırma yapıldıktan sonra davacının ileri sürdüğü iddialarda değerlendirilerek sonucunda davalı faktöring şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çekin istirdadına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği-

Avukatın azli- Vekalet ücreti-

Avukatını, bilirkişi raporu alınmasından sonra azleden davalı, "davacı avukatın kendisine yeterince bilgi vermemesi ve dava devam ederken kendisinden ücret istemesi nedeniyle davacıyı azlettiğini" ileri sürmüşse de, davacının vekâlet ücreti talep ettiği tarih ile azil tarihi arasındaki (yaklaşık 3 aylık) süre dikkate alındığında, davacının davalıdan ücret talep etmesi nedeniyle yanlar arasındaki güven ilişkisinin zedelendiğinin kabulü yerinde olmadığı- Davalının azil işlemi haksız olup davacının vekâlet ücreti isteyebileceği-

Menfi tespit davalarında arabuluculuk-

Menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi olmadığından, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığı-