İçerik Akışı

Yabancı Dilde Düzenlenen Çek- Kambiyo Vasfı- Bilirkişiye Başvuru-

İcra takibine konu belgenin yabancı dilde düzenlendiği, muhatap banka da yabancı olduğundan işlemin "yabancılık unsuru" içerdiği görüldüğünden, TTK. mad. 820 gereğince, takibe konu belgenin imza edildiği ülke ile ödeme yerinin bulunduğu ülkenin hukuk mevzuatını ve dilini bilen Üniversitelerin Ticaret Hukuku kürsüsünden özellikle kambiyo hukuku alanında yetkin bilirkişiden "takibe dayanak belgedeki kayıtların kambiyo hukukundaki karşılıkları ile açıklanması" amacıyla rapor alınması gerektiği- Alınacak bilirkişi raporunda Türk mevzuatına ilişkin ve hukuki nitelendirme olmaması gerektiği- İcra takibine dayanak belgenin kambiyo vasfında olduğunun ve alacaklının takip hakkının bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde borçluların borca yönelik itirazların mahkemece inceleneceği-

Tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentileri karşılığında ödenecek bedelin belirlenmesi- Enkaz bedeli-

Tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentileri karşılığında ödenecek bedelin belirlenmesinde, tapu tahsis belgeli gecekonduların bulunduğu arsa üzerindeki yapı ve müştemilatlar ile ağaçlara ait bedelin belirlenmesinde enkaz bedelinin esas alınması gerektiği- Davacı, hak sahibi olduğu tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentisine enkaz bedelinin değil de, yapı bedelinin ödenmesini istemiş ise de, mevzuat ve sözleşme hükümleri ile tapu tahsis belgeli taşınmaz üzerindeki bina ve eklentilerine enkaz bedelinin ödeneceği kabul edildiğinden ve davacıya anılan mevzuat ve sözleşme uyarınca belirlenen enkaz bedeli ödendiğinden, bakiye enkaz bedeline ilişkin alacak davasının reddine karar verilmesi gerektiği-

Duruşma gününün tebliği- UYAP'tan öğrenme-

Mazereti kabul edilen tarafa yeni duruşma gün ve saatini gösterir tebligatın gönderilmesinin gerekli olduğu; duruşma gününün UYAP’tan öğrenilmesine yönelik ara kararın tebliğ mahiyetinde kabul edilemeyeceği-

Ödenmeyen sigorta prim ve gecikme zammlarına ilişkin olarak düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemi- Hak düşürücü süre- Menfi tespit-

Davacının yönetim kurulu üyeliği dışında bir sıfatının bulunmaması durumunda, prim alacakları yönünden 3. şahıs olarak kabulü gerekeceği- Kurum alacağı için 6183 s. K. mad. 55 uyarınca düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlunun, 6183 s. K. mad. 58 uyarınca 7 gün içinde iş mahkemesine itiraz davası açabileceği- İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu- Kanunda öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açamayacağını kabul etmenin ve sorumlu olmadığı bir borcu ödemeye zorlamanın, genel hukuk ilkeleriyle çeliştiği- Salt 6183 sayılı Kanun'da açık bir düzenleme bulunmadığı gerekçesi ile hak düşürücü süreyi kaçıran 3. şahıs için menfi tespit davası imkânını kabul etmemek büyük hak kayıplarına neden olabileceği-

Protokol- Davaya son veren taraf işlemi-

Davacı vekili tarafından temyiz dilekçesine ekli olarak sunulan ve davalı ile davacı vekili tarafından imzalanan protokolde; "işbu dava sonucunda verilen karardan kaynaklanan borcun tüm fer'îleri ile işbu davaya konu sözleşme nedeniyle davalının davacıya toplam ....TL ödeme yapacağının" kararlaştırıldığı, "ayrıca ödemenin yapılması durumunda davacının davalıdan işbu dava ve davaya konu sözleşme gereğince hiçbir talepte bulunmayacağının" belirtildiği, yine "ödeme yapıldığında davalının tüm sonuçları ile ibra edileceği" hususunun kararlaştırıldığının anlaşıldığı, söz konusu protokol gereğince davalı tarafından ciro edilerek davacıya verilen toplam ....TL bedelli çeklerin davacı tarafından tahsil edildiğinin de taraf beyanları ile sabit olduğu, hâl böyle olunca yerel mahkemece, temyiz aşamasında davacı tarafça dosyaya sunulan protokolün, tarafların karardan sonra eldeki davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak aralarında anlaşmaya vardıkları ve bu nedenle söz konusu protokolün davaya son veren taraf işlemi niteliğinde olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-

İpoteğin paraya çevrilmesi- Üçüncü şahsa ihbar- İlamlı takip- Muacceliyet ihtarı- Şikâyetin duruşmalı/duruşmasız görülmesi- Alacaklı vekiline verilen kesin süre-

İpotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamayacağı- İİK. mad. 150/ı uyarınca, "hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılmasının, TMK.'nun 887. maddesinde öngörülen ödeme istemi yerine geçeceği", bu hususun ilamlı takip yapma şartı olup, mahkemece resen nazara alınması gerektiği- Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu muacceliyet ihtarına ilişkin tebliğ parçası borcu söndüren nitelikte bir belge olmasa da takip şartına ilişkin olduğu ve takip talebinde de anılan belgeye dayanıldığı gözetildiğinde, mahkemece şikâyetin mahiyeti gereği duruşma açılarak, takip şartlarının oluşup oluşmadığının re'sen araştırılması gerektiği- Tensip tutanağı ile muacceliyet ihtarı tebliğ şerhi örneğinin sunulması için alacaklı vekiline verilen kesin sürenin sonuçları hatırlatılmadığından usulüne uygun olmadığı- "Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgeyi, cevap dilekçesi ekinde sunmuş olması hâlinde duruşma açılması gerekmeyeceğinden, hâkimin duruşma açılmaması yönündeki takdir hakkının yasaya uygun olduğu, temyiz aşamasında sunulan belgeye itibar edilemeyeceği ancak kesin sürenin usulüne uygun olmadığı belirtilerek yerel mahkeme direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

Prim alacağı- Usulsüz tebligat- Ödeme emrinin iptali- Hak düşürücü süre-

506 ve 5510 s. Kanunlardan kaynaklanan ve dolayısıyla iş mahkemesinde görülmesi gereken prim alacağına ilişkin uyuşmazlıklarda 7201 s. Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması ve prim alacağına ilişkin olarak yapılan takipler nedeniyle düzenlenecek ödeme emirlerinin 7201 s. Kanun hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerektiği- Kanun veya Tüzüğe uygun düzenlenmeyen veya tebliğ edilmeyen tebligat usulsüz tebligat olduğu- Davacı adına babasına yapılan ödeme emri tebligatında babasının davacı ile birlikte aynı konutta oturup oturmadığının belirtilmemiş olması karşısında tebligatın usulsüz olduğu (7201 s. K. mad. 16)- Usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından, ödeme emirlerinin iptaline ilişkin olarak açılan davanın 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü gerektiği-

Tasarrufun iptali davası- Arabuluculuk- Dava şartı-

Tasarrufun iptali davasının, "ticari dava" olarak değerlendirilemeyeceği ve bu davalarda arabulculuya başvurunun "dava şartı" olarak kabul edilemeyeceği (Konya BAM 3. HD. kararı)-

Menfi tespit- İcra kefaleti-

Asıl borçlu hakkında verilen menfi tespit kararının icra kefilini de bağlayacağı- Menfi tespit kararının kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti ile kesinleşmesi halinde asıl borçlu hakkında borç sona ermiş olacağından icra kefilinin de sorumluluğu olmadığından takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-

İş mahkemesi kararları- Karar düzeltme- Bozmadan sonra ıslah- Maddi hata-

İş mahkemeleri kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı- (Bozma sonrası ıslah mümkün olmadığından, bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edilerek maddi hata başvurusu kabul edilmeli midir?)