İçerik Akışı

İcra edilen ilam hükmünün bozulması- Eski hale iade- Paranın iadesine ilişkin muhtıra- Temerrüt- Faiz

İcra edilen ilam hükmünün bozulması halinde, ödeme yapan kişinin borçlu olmadığının ancak kesinleşen bir ilamla belirlenmesinden sonra icranın eski hale iade edilebileceği- Alacaklı (iade borçlusu) tarafından tahsil edilen paranın iadesine ilişkin muhtıranın alacaklıya tebliğ edildiği tarihte temerrüt gerçekleştiğinden, borçlunun (iade alacaklısı) ancak bu tarihten itibaren yasal faiz isteyebileceği-

Boşanma sebebi olmayan bir olaya dayanan manevi tazminat talebi- Sadakat yükümlülüğünün ihlali- Görevli mahkeme- 06.07.2018 T. 5/7 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı- Dürüstlük kuralı- Hakkın kötüye kullanılması-

Davacının, eşi olan davalıdan boşanma sebebi olmayan bir olaya dayanan manevi tazminat talebinin boşanma davasının ferî mahiyetindeki TMK’nın 174/2. maddesi çerçevesinde incelenmesi hukuken mümkün bulunmadığı, davacı sadakat yükümlülüğünün ihlali olgusuna dayanmış ise de, bu durum manevi tazminat talebini boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkının saldırıya uğraması hususunu düzenleyen TMK’nın 174/2. maddesinin kapsamına dâhil etmeyeceği, davacı ile davalılardan eşi arasında bir boşanma davası bulunmadığından, davacının kişilik hakkı saldırıya uğradığı iddiasıyla açtığı manevi tazminat davasının hukuki dayanağı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümler olduğu ve bu nedenle davacının eşi olan davalıdan manevi tazminat talebini inceleyip karara bağlamakla aile mahkemesinin değil asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerektiği- "Davanın hukuki dayanağının (TMK. mad. 185/3) sadakat yükümlülüğünün ihlali olduğu, bu olguya dayanarak açılacak manevi tazminat davasının boşanma davası ile birlikte açılabileceği gibi müstakilen de açılabileceği, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığı, bu nedenle eşe karşı açılacak manevi tazminat davalarında taraflar arasında boşanma davası bulunup bulunmadığı hususuna bakılmaksızın aile mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle davanın davacı ile davalı eşi arasındaki manevi tazminat istemine ilişkin kısmı yönünden görev nedeniyle bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından kabul edilmediği- İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlayacağı- Davacının dava dilekçesinde manevi tazminat istemine dayanak olarak gösterdiği maddi olgular; evlilik birliğinin devamı sırasında davacının eşi tarafından sadakat yükümlülüğünün ihlali niteliğindeki eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişi olan ve evlilik birliğinin tarafı olmaması nedeniyle üçüncü kişi konumunda olan diğer davalının salt evli bir kişiyle birlikte olmak şeklindeki eylemine ilişkin olup davalının evli olduğunu bilerek davalı eşi ile birlikte olmaktan ibaret olduğu anlaşılan eyleminden başka doğrudan doğruya davacıya yönelik olarak bağımsız, özel ve nitelikli bir kişilik hakkı ihlâlinde bulunduğuna dair bir iddia da bulunmadığından, eldeki davanın konusu itibariyle davalının durumunun 06.07.2018 T. 5/7 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği- Dosya kapsamından, davacının resmî nikahın kendisinin üzerinde olması hâlinde çocuklarına bakacağını bildirmesi üzerine davalıların anlaşmalı şekilde boşandıkları ancak fiilen ayrılmadıkları, davacının da bu durumu bilerek anlaşmalı boşanmadan iki gün sonra davacı ile evlendiği, ancak fiilen birlikte yaşamadıkları, davacının davalıların birlikte yaşadığını ve evlendikten sonra davalının kendisi ile birlikte yaşamayacağını bilerek resmî nikahla evlendiği anlaşıldığına göre, davacının açtığı bu davanın dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın açıkça kötüye kullanılması niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği-

Ziynetlerin iadesi- Görev-

Davacının, kendisine takılan bilezikleri ödünç olarak davalıya verdiğini, ancak geri alamadığını ileri sürerek açtığı davada, davalı, davacının kayınpederi olduğu gibi taraflar arasında da aile hukuku kapsamında bir ilişki mevcut dolmadığından ve  taraflar arasında karz akdi bulunduğundan davaya "aile mahkemesince" değil, genel mahkemece bakılması gerektiği-

Islah- Yabancı para alacağının vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk Parası ile ödenmesi-

Dava dilekçesinde döviz cinsinden talepte bulunan alacaklının artık bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi ile TL cinsinden talepte bulunmasının mümkün olmadığı-

Ölü kişi hakkında takip yapılması-

Alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde ve dürüstlük kuralına da aykırı değil ise, alacaklının taraf değişikliği yapmak sureti ile bu yanlışlığın düzeltilmesinin mümkün olduğu- Ancak mirasçılar hakkında ek takip talebinde bulunulmadan örnek 2 icra emri çıkarılamayacağı ve bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği- İİK. mad. 53/1 uyarınca borçlunun ölümü ile birlikte (3) günlük sürenin bitiminden itibaren başlayacak olan TMK'nun 606. maddesinde yazılı süre geçmeden mirasçılar aleyhine takip yapılmasının da mümkün olmadığı-

Ev hizmetinde çalışan kişinin işçilik alacakları- Görev- Geri çevirme kararı- Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi- Merci tayini-

Ev hizmetinde çalışan kişinin işçilik alacaklarına ilişkin açtığı davada görevli mahkeme- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun geri çevirme kararı sonrasında ancak henüz mahkemece verilen direnme kararı Hukuk Genel Kurulunca incelenip sonuçlandırılmadan dosya üzerinden ek karar verilmek suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği- Yargıtay Özel Dairesinin merci tayinine ilişkin kararına karşı direnme yolunun kapalı bulunduğu (HUMK. mad. 25 "5236 sayılı Kanunla değişiklikten önceki metin")-

İcra hukukunda usul ekonomisi-

Borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz ettiği taşınmazlardan biri, aynı zamanda meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaz olup, mahkemece her iki şikayet konusunun da aynı dosyada çözümlenmesi ve borçludan alınacak tek bir gider avansı ile yapılacak keşifte her iki şikayet konusuna ilişkin olarak da tek rapor alınabilecek olması karşısında, mahkemenin tefrik kararının usul ekonomisi ilkesi gereğince hatalı olduğu-

Konkordato

Konkordato Gider Avansı Tarifesi 13 Haziran 2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.

"Dava konusu yerin şube olarak ticaret siciline tescili" istemi-

Bir yerin şube sayılıp sayılamayacağının belirlenmesinde, (merkeze bağlı olmak, dış ilişkilerde bağımsızlık, faaliyet yönünden merkezle benzerlik, aynı kişiye ait olma, idare ve mekanın ayrılığı, ayrı muhasebeye sahip olması ve muhasebenin şubede tutulması zorunluluğunun bulunmaması, ayrı bir sermaye tahsisi zorunluluğunun bulunmaması) şeklindeki unsurların delillendirilmesi gerektiği- Mahkemece, davalının ticari defterlerinin resen incelenip bu unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlemesiyle "dava konusu yerin şube olarak ticaret siciline tescili" istemine ilişkin karar verilmesi gerektiği-

İstihkak iddiası- Haciz müzekkeresi-

Banka'nın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz müzekkeresinin davalı Banka'ya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Banka'ya olan borcun varlığını koruması ve Banka'nın herhangi bir riskinin bulunması durumunda bu miktarlar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi bankanın dava konusu hesaplar üzerinde rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği-