İçerik Akışı

Konkordato- Uzman komiserlerin varmış olduğu sonuçların aksine mahkemenin "projenin uygulanabilirlik kabiliyetinin bulunmadığı" sonucuna varması-

Mali konularda uzman kişilerden oluşan komiserlerin varmış olduğu sonuçlar itibariyle, "davacıların konkordato taleplerinin yerinde olduğu" ve "tasdiki halinde projenin uygulanabileceği" belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece bu konuda uzmanlarından rapor alınmayarak, hakimlik bilgisi de mali konularda değerlendirmeye yetmediğinden, ayrıca iflas yönünden konkordato da belirlenen rayiç değerlerin güncel ve iflas kararlarına özgü yöntemle denetlenmeden "projenin uygulanabilirlik kabiliyetinin bulunmadığı" sonucuna varılmasının kanuni dinlenme hakkı ve usul kurallarına uygun düşmediği- Mahkemece, "sunulan iyileştirme projesinin uygulanabilirlik kabiliyeti bulunup bulunmadığı, somut ve gerçekçi verilere dayanıp dayanmadığı, geçici mühlet içerisinde taahhüt edilen ticari faaliyetlerin yapılıp yapılmadığı, bu süre içerisindeki ödemelerin ifa edilip edilmediği ve buna göre bu projenin uygulanabilirlik durumu bulunup bulunmadığı, davacı tarafça talep edilen mehilin uygulanması halinde alacaklıların alacaklarının tenzilatı sonucunun çıkıp çıkmayacağı, konkordato talebinin bu hususları da içerip içermediği" hususlarında karar vermeye ve denetime elverişli "İİK mad. 287'de yer alan yasal unsurları taşıyan bir ön proje niteliğinde olup olmadığı" noktalarında aynı komiser heyetinden ek rapor ya da yeni oluşturulacak konusunda uzman komiser heyetinden rapor alınmadan ve bu raporlar alındıktan sonra ise eksiklerin ikmalinden itibaren verilmesi muhtemel kesin süre halinde İİK. mad. 302 uyarınca, alacaklıların belirlenen hesaplarda konkordato projesini kabul edip etmedikleri hususu da değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Bölge Adliye Mahekemsince "Konkordato komiserlerinin vardığı sonucu da tartışıp değerlendiren bir uzman heyet raporu alınıncaya kadar önceki tarihli tedbir kararlarının devamına, kararının kaldırıldığının HMK. mad. 289 gereğince mahkemece ilanına, ayrıca aynı hüküm gereğince usul ekonomisi ilkesi gereği ilgililere tebliğine gerek olmadığına, davada birden çok davacı olmasına rağmen projenin tek olması, alacaklıların çoğunlukla aynı kişiler olması dolayısıyla değerlendirmenin tek taraf gibi yapılacak olması karşısında kamu düzenine ilişkin olan usul ekonomisi ilkesi nazara alınarak ve de talep edenlerin davayı açmaktaki durumları dikkate alınarak usul ekonomisi ilkesi gereğince komiser heyetine takdir edilen ücretin mahkemesince yeniden değerlendirilmesine, karardan bir örneğinin derhal iflas Müdürlüğüne ve Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne bildirilmesine" karar verildiği-

Eşler arasında sadakat yükümlülüğü- Manevi tazminat istemi- Görevli mahkeme-

Dava dilekçesinde iddiaların ileri sürülüş biçimi itibariyle davacı, TMK. mad. 185/3 fıkrasında belirtilen "sadakat yükümlülüğüne" aykırı davranmaktan dolayı, kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiasıyla davalı eşinden manevi tazminat isteminde bulunmuş olduğundan, davanın yasal dayanağının, bu hâliyle dava aile hukukundan kaynaklandığı ve davaya bakmakla aile mahkemesinin görevli olduğu- "Davanın hukuki dayanağının Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri olduğu, boşanmaya sebep olan olay nedeniyle kişilik hakları zedelenen tarafın manevi tazminatı boşanma davasıyla birlikte isteyebileceği gibi, boşanmaya bağlı olmaksızın 'hakların yarışması' çerçevesinde genel hükümlere dayanarak da isteyebileceği, bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa, hâkimin zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar vereceği, somut davada davacının manevi tazminat talebi boşanmadan bağımsız olarak haksız fiile ilişkin hükümlerden kaynaklandığından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

Tüketici işlemi- Görev-

OHAL ile ilgili mevzuat hükümlerine göre adına nemalandırılmak üzere Toplu Konut Fonuna yatırılmış olan tazminatın davalı bankadan tahsiline ilişkin alacak davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği- "Davacı adına yatırılan paranın bankada olmasının davacının bankayla yaptığı bir sözleşmeye veya hukuki işleme dayalı olmayıp fon ile banka arasındaki işlemden kaynaklandığı dolayısıyla, 6502 sayılı TKHK kapsamında tüketici işleminin bulunmadığı, tahsili istenen tazminatın mesleki nedenlerle tahakkuk ettirilmiş olduğu, bu sebeplerle ticaret mahkemelerinin görevli olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

Karşılıksız çek- Konkordato-

Suça konu çeki keşide eden sanıkların yetkilisi olduğu şirket hakkında iflasın ertelenmesi/konkordato başvurusu olup olmadığı, varsa başvurunun hangi tarihte yapıldığı, ne şekilde karar verildiği, kararın hangi tarihte kesinleştiği, iflasın ertelenmesi kararının hangi tarihe kadar geçerli olduğu, şirketin işlerini yönetme hususunda mahkemece görevlendirme yapılıp yapılmadığı, çekin keşide ve ibraz tarihi itibariyle, sanıkların çek keşide etmeye ve karşılığını hesapta bulundurmaya yetkili olup olmadığı ve bu tarihlerde şirketin konkordato durumunun devam edip etmediği hususlarının açıklığa kavuşturularak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği- Sanıkların "çekin keşide tarihi yazılmadan boş olarak teminat çeki olarak bir şirkete verildiği" savunmaları karşısında, suça konu çekin keşide tarihi ve lehdarı boş şekilde sanıklar tarafından bahsi geçen şirkete verilip verilmediği, verilmiş ise çekin kime teslim edildiğinin araştırılması, bu hususta müştekinin de beyanına başvurulup gerektiği takdirde her iki tarafın defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak çekin, 5941 sayılı Kanunun 5/1. maddesinde değişiklik yapan 6728 s. Kanun'un yürürlük tarihinden önce düzenlenip düzenlenmediği tespit edilerek sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği-

Karşılıksız çek- Konkordato

Keşideci şirketin konkordato talebi kabul edilmiş ve suça konu ileri tarihli çekin, konkordato başvurusunda gösterildiği ve ödeme planına alınmış olduğu hallerde, çek bedelinin hesapta bulundurulması zorunluluğu bir mahkeme kararına istinaden ortadan kalkacağı için bir "hukuka uygunluk" nedeninin varlığının kabul edilebileceği, ancak, karşılıksız kalan çekin konkordato kapsamında olmadığı hallerde (örneğin; konkordato ilanından sonra keşide edilmiş veya ibrazı konkordato mühleti içinde yapılmış ve konkordato başvurusunda gösterilmeyen ve ödemesi planlanmayan çekin söz konusu olduğu bir durumda) karşılıksız kalan çekle ilgili ceza sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği- (Yargıtayın da, "konkordato mühleti içinde çek düzenlemeye engel bir halin bulunmadığını ve bu süreçte çek düzenleyenin karşılığını bulundurma sorumluluğu altında olduğunu ve bu nedenle ceza sorumluluğunun bulunduğunu" kabul ettiği)- Keşide ve ibraz tarihi konkordato mühleti içine tekabül eden çeklerin ileri tarihli keşide edildiği, konkordato anlaşması ödeme planına alındığı ispatlanamadığından, sanıkların 5941 s. K. mad. madde 5/1 uyarınca ceza sorumluluklarının bulunduğu-

"Erkeğe notere başvurmak suretiyle tek taraflı irade beyanıyla boşanma yetkisi" veren kararın tanınması mümkün müdür?

Tarafların boşanmalarına, yabancı (İran) mahkemece karar verilmeyip "üç ay süreyle geçerli olmak üzere, erkeğe notere başvurmak suretiyle tek taraflı irade beyanıyla boşanma yetkisinin" verilerek kadının iradesinin yok sayılması niteliğindeki kararın, Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil edeceği ve bu itibarla yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesi olanağının bulunmadığı- Önceki bozma ilamında, davalı kadının açtığı, tanınması istenilen davaya konu yabancı mahkeme kararının iptaline ilişkin davanın sonucunun bekletici mesele yapılması belirtilerek karar usulden bozulmuşsa da, bozma ilamında diğer temyiz itirazlarının incelenmediğine de açıkça yer verildiği görüldüğünden, usuli kazanılmış bir haktan söz edilemeyeceği- Kamu düzenine ilişkin konularda usuli kazanılmış hakkın oluşmasının mümkün olmadığı-

Taşınmazın onaylı mimari projesine uygun olarak eski hale getirilmesi-

Anagayrimenkulün "mesken" olarak gösterilen bağımsız bölümünde faaliyet gösteren "avukatlık (hukuk) bürosu" hakkında yönetim planı hükümlerinin dikkate alınmayacağı- Eski hale getirilme kararı verilirken avukatlık bürosu olarak kullanılması halinin hariç tutulması gerektiği, bu hali de kapsar şekilde eski hale getirilmesi kararı verilmesinin hatalı olduğu-

Dava şartı- Görev- Taraf teşkili-

Dilekçeler safhası dolmadan görev konusunda karar verilebilir mi?

Tasarrufun İptali- İlamların İcrası- Usul Ekonomisi-

Tasarrufun iptali davalarının kabulüne ilişkin hükmün icrası nasıl yapılmalıdır? Davalı-üçüncü kişinin (de) sorumlu olduğu vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsili için yeni bir icra takibi mi yapılmalıdır? Davanın bedele dönüşmesi halinde -davacının icra takibine konu ettiği alacak ve fer’ileriyle sınrılı olarak- davalı-üçüncü kişinin hakkında hükmedilen tazminat için yeni bir icra takibi yapılabilir mi? Yoksa davacı-alacaklının, davalı-borçlu hakkında yapmış olduğu (asıl) icra takibi üzerinden mi bu alçaklar tahsil edilmelidir?

Tasarrufun iptali ilamının icrası- Usul ekonomisi-

Tasarrufun iptaline ilişkin ilamın ferilerine ilişkin alacak kalemlerinin, asıl takip dosyası üzerinden gerektiğinde ek takip talebi ile tahsilinin mümkün olduğu, ayrı bir takibe konu edilmesi usul ekonomisine aykırı olduğundan bu kalemler yönünden ayrıca başlatılan takibin iptali gerektiği-