İçerik Akışı

İpotek Hakkının Bölünmezliği İlkesi-

İpotek hakkının bölünmezliği ilkesi gereğince alacaklı, ipotek ile teminat altına almak istediği tüm alacağını aynı takip dosyasından talep belirterek ipoteğin paraya çevrilmesini talep etmesi gerektiği, bunun sebebinin, takip konusu taşınmazın satışı gerçekleştiğinde taşınmazda yer alan ipoteğin çözülerek teminat oluşturmaktan çıkması olduğu, yine dosya borcunun ödenmesi nedeniyle ipotek satışının yapılmamış olmasının bu sonucu değiştirmeyeceği, sırf ipotek şerhinin tapudan fek edilmemesi nedeniyle aynı ipoteğe bağlı olarak, borçlunun alacaklı nezdinde doğmuş doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmayacağı gibi, tahsilde tekerrür olmamak üzere takip başlatılmış olmasının da bu sonuca etkili olmayacağı-

Bölge adliye mahkemesince kısmen kaldırma kararı verilmesi- Bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri- Delillerin "eksik" toplanması-

Bölge Adliye Mahkemelerinin, bir yandan hukuki denetim yapan mahkemeler iken, diğer yandan aynı zamanda vakıa incelemesi yapan mahkemeler olduğu, ilk derece mahkemelerince yapılan vakıa incelemesini yerinde bulunmadığı takdirde ilk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırması ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde kendisinin yeni bir hüküm kurulması gerektiği- Bölge adliye mahkemesince kısmen kaldırma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacı tarafın Bakırköy'deki taşınmaza yönelikte alacak isteğinde bulunduğu ve dayanak tapu senedi dava dosyası içinde yer aldığı, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbirinin toplanmamış veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olmasından söz edilemeyeceği- Bölge adliye mahkemesinin dosyayı ilk derece mahkemesine geri gönderme sebepleri tadadi olarak değil tahdidi olarak sayılmış olup, Kanun'da sayılan geri gönderme sebepleri arasında "Delillerin eksik toplanmasının" bulunmadığı- Bakırköy'deki taşınmaza yönelik eksik delillerin Bölge Adliye Mahkemesince toplanması ve sonucuna göre hem Bakırköy'deki hem Edremit'teki taşınmazı kapsayacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken, kararın kısmen kaldırılması ve yargılamanın eksiklikler tamamlanarak kaldığı yerden devamı için dosyanın ait olduğu mahkemeye iadesine şeklinde hüküm kurulması yerinde olmadığı-

İşe iade- Arabuluculuk-

Arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği, davalı işverenin ihtarnamesi ile davacıya aynı ücret ve haklar ile çalışma teklifi yapılıp, davacının işe iade talebini kabul etmediği anlaşılmış ise de, bu talebin dava şartı olan arabuluculuk sürecinin başlamasından (yani 1 aylık hakdüşürücü süre içerisinde arabulucuya başvurulmasından) sonra yapıldığı ve bu durumda işe davetle birlikte dava kabul edilmediği sürece sırf işe davet ve bu davete icabet etmemenin işe iade davasının reddini gerektirmeyeceği-

Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı- Yeniden yargılama- Temyiz- İstinaf-

Anayasa Mahkemesince ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilen karar üzerine, ilk derece mahkemesince artık önceki kararlardan bağımsız olarak Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı çerçevesinde yeni ve ayrı bir inceleme yapılması gerektiği- HMK. mad. 374/4 kapsamından bağımsız olarak, bu ilk derece mahkemesinin kararına karşı temyiz yoluna değil; istinaf yoluna başvurulması gerekeceği-

Oyunculuk ücret alacağı- Prim alacağı-

Oyunculuk sözleşmesinde yer alan aylık "ücret alacağına" dayalı dava, daha önce açılan "prim alacağına" ilişkin davadan “konu” itibariyle farklı olduğundan, o davanın eldeki davaya derdest kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-

İlam niteliğindeki belgenin icra dairesine teslimi-

İlam niteliğindeki belge icra dairesine verilmeden borçluya icra emri tebliğ edilmesinin kanuna aykırı olduğu ve bu durumda "icra emrinin iptaline" karar verilmesi gerektiği-

İş mahkemelerindeki zorunlu arabuluculuk-

Devam eden iş sözleşmesi varken, arabuluculuğa başvurulması durumunda iş mahkemelerindeki zorunlu arabuluculuk şartının gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği-

Tahliye- Temyiz kabiliyeti-

Tahliye ve alacak talepleri hakkındaki mahkeme kararının, alacak talepleri bakımından yasada belirtilen parasal sınırların altında kalması nedeniyle istinaf/temyiz kabiliyeti bulunmasa da, talebin 'tahliye' hususunu ihtiva etmesi nedeniyle, istinaf/temyiz kabiliyetinin artık mümkün olduğu-

Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinden kaynaklanan alacak istemi-

Davacının kendi müvekkili ile arasındaki vekâlet ilişkisine göre hak ettiği akdi vekalet ücretinden, bu ilişkinin dışında bulunan davalının sorumlu tutulamayacağı-

Sözleşme uyarınca ödenmeyen bedelin tahsili- Perdenin kaldırılması-

İkinci sözleşmenin yüklenicisi olan şirketin % 99 hissesinin davacıya ait olduğu bu nedenle perdeyi kaldırmaya gerek bulunmadığı belirtilmişse de, bu durumda sözleşmenin bizzat tarafı olan gerçek kişinin sonradan kurduğu şirket ile aynı edimleri içeren bir sözleşmeyi davalı ile imzalayıp sonrasında danışmanlık talebinde bulunulmadığı halde ücret talep edilmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşır bir yanı bulunmadığı, "sırf tedbirli davranmadığı" gerekçesiyle eldeki davanın kabulü oluşa ve mevzuata uygun düşmediği- Tarafların sonraki sözleşmeyi ilk sözleşmenin yerine kaim olacak saikiyle imzaladıkları, ilk sözleşme uyarınca yükleniciden her hangi bir edim talep edilmediği anlaşıldığına göre davacının ilk sözleşme uyarınca davalıdan alacak talebinde bulunması mümkün görülmediği-