İçerik Akışı

Boşanma- Manevi Tazminat

Davalı erkeğin borçlarını ödemeyerek ortak eve haciz gelmesine sebep olmasına ilişkin kusurlu davranışının davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektireceği-

150/c şerhi- Üst sınır ipoteği- Tahsil harcı-

İİK. mad. 150/C uyarınca konulan şerhin kaldırılmasının talep edilmesi ve limit ipoteğinin, asıl borçlunun bankadan kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olmak üzere üst sınır ipoteği olarak kurulması halinde, borçlu, ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak sorumlu olacağından, toplam takip çıkışı üzerinden değil, ipotek limitlerinin üzerinden tahsil harcının hesaplanarak alınması gerektiği-

İhalenin feshi- Tapu iptali ve tescil

İhalenin kesinleşmesinden (ihale usulsüz kesinleştirilmiş olsa bile) sonra, icra müdürünün tapuya yazdığı tescil yazısının iptalinin mümkün bulunmadığı, tescil işleminin, ancak ihalenin feshine ilişkin karar verilmesi halinde ilgilisi tarafından genel mahkemede açılacak tapu iptali ve tescil davası sonucunda alınacak bir ilam ile ortadan kaldırılabileceği-

Yetki Belgesi- Gerekçeli Kararın Tebliği- Stajyer Avukat-

Gerekçeli kararın davacı vekili adına stajyer avukatına kalemde elden tebliğ edildiği, ancak dosyada adı geçen kişiye davacı vekili tarafından verilmiş yetki belgesine rastlanmadığı gibi süre tutum dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmesine rağmen, davacının üzerine düşen temyiz harcının da tamamlattırılmadığı anlaşıldığından, öncelikle noksan temyiz harç ve giderinin tamamlatılması ve adı geçen stajyer avukat adına düzenlenmiş yetki belgesinin sunulması için davacı vekiline usulüne uygun şekilde muhtıra çıkarılması, yetki belgesinin ibraz edilmemesi halinde davacı vekiline gerekçeli kararın usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek ilgili belgeler dosyaya eklendikten sonra gönderilmesi gerektiği-

Stajyer avukatın mahkeme kararını temyiz yetkisinin bulunup bulunmadığı-

Davalı şirket adına dosyaya sunulan vekaletnamede hükmü temyiz eden avukatın stajyer avukat vasfında olduğu, oysa Avukatlık Kanunu'nun 26/1 maddesi gereğince stajyer avukatların asliye ticaret mahkemelerince verilen hükümleri temyiz edemeyecekleri anlaşıldığı-

Stajyer Avukat- Kararın Tebliği-

Asliye hukuk mahkemesi nezdinde yürütülen kararın stajyer avukat aracılığıyla tebliğ edilemeyeceği-

Stajyer avukatın yaptığı işlemlerin geçerliliği-

Alacaklı vekilinin UYAP sistemi üzerinden e-imza yolu ile feragat dilekçesi gönderdiği görülmüş olup, vekilin, o tarihte yurtdışında olduğunu, bu işlemin kendisi tarafından yapılmayıp o tarihte yanında stajyer avukat olarak çalışan tarafından sehven yapılmış olduğunu, özellikle sulh, feragat, kabul gibi işlemler için açık muvafakat arandığından, muvafakat vermediği stajyer avukatın sehven yapmış olduğu feragat işleminin geçerli olduğunun düşünülemeyeceğini savunmuşsa da, takip dosyasına yönelik feragat beyanının, vekilinin şifresi girilmek suretiyle elektronik ortamda yapılan feragat geçerli olup o tarihte yurt dışında olması aksine sonuç doğurmayacağı-

Stajyer avukatlık döneminde geçen süreler- Çalışma sürelerinin hesaplanması-

Mahkemece davacının davalı yanında avukat olarak (staj dahil) çalıştığı dönemler üzerinden çalışma süresini hesaplamış olsa da, davacı vekili, dava dilekçesinde; “davalı tarafça iş sözleşmesi haksız olarak feshedildiğinden müvekkile çalışmış olduğu 13.10.2011 tarihi ile 21.07.2014 tarihi (staj süresini dahil olmadığı dönem) arasındaki kıdem tazminatı ödenmelidir” açıklamasında bulunmuş olması karşısında, taleple bağlı kalınarak, davacının davalı yanında çalışma süresinin hesaplanmasında, stajyer avukat olarak çalıştığı süreler çıkarılarak hesaplama yapılması gerektiği-

Stajyer avukatın daimi çalışan olup olmadığı- Tanık delili ile ispat- Boşanma- Evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı-

Avukat stajyerinin, Tebligat Kanunu'nun 17. maddesinde sayılan daimi çalışan veya müstahdem sıfatını taşımadığı- Gerekçeli kararın "çalışan" sıfatıyla stajyer avukata tebliğinin geçersiz olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi addolunacağı (Teb. K. mad. 32)- HMK mad. 255 uyarınca aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça, tanıkların gerçeği söylediğinin kabul edileceği; akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı- Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması ve ortak hayatın çekilmez hâle gelmiş bulunması gerektiği- Evlilik birliğinin sarsılıp sarsılmadığı noktasında hâkime takdir hakkı tanındığı-

Dürüstlük Kuralı- Fiilen Taksim- Önalım Hakkı

Mevcut ön alım davasından önce birden fazla satış gerçekleşmişse, önalım davasının en son satın alana karşı açılması gerekeceği, zira dava, önalıma konu paya ilişkin tapu kaydının iptalini de amaçladığından kayıt sahibi aleyhine açılması zorunlu bulunduğu- Somut olayda, paydaşlar taşınmazı aralarından fiilen taksim ettiği anlaşıldığından, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacı/paydaşın tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının TMK mad. 2'de yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmadığı anlaşılmış olmakla ve bu haliyle, eylemli paylaşmanın varlığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-