İçerik Akışı

Adli tatil- İstinaf süresi-

İstinaf süresinin adli tatil süresi içerisinde sona erdiğinden bir hafta uzamış sayılacağı- Adli yılın başladığı 01.09.2018 tarihinden itibaren istinaf talep etme süresinin bir hafta uzayacağı ve bu hale göre istinaf talep etme süresinin son günü 08.09.2018 tarihi olup, bu günün Cumartesi gününe rastlaması nedeniyle 10.09.2018 tarihli istinaf başvurusunun süresinde olduğunun kabulü gerektiği-

Forwarding (kur bağlama) işlemi-

Varlığı ileri sürülen forwarding (kur bağlama) işleminin iptali nedeniyle oluşan zarardan ötürü, davalı bankaca, davacının hesabından tahsil edilen paranın istirdadı istemi- Davacı yanın davalı banka nezdindeki döviz tevdiat hesabından, davadışı bir şirket hesabına döviz cinsinden yapılan virman işleminin, davacı müşterinin bankada mevcut döviz tevdiat hesapları arasında yapılan bir virman işlemi niteliğinde bulunmaması nedeniyle, davaya konu maddi vakıanın, davalı yan savunmasının aksine, taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesi ile ilişkilendirilemyeceği- E-posta yazışmaları ile ses kayıtlarından, davacı yetkilisi ile davalı banka personeli arasında bu yönde bir takım görüşmeler gerçekleştirildiği anlaşılmakta ise de, davalı yanca, davacı yanın bankaya yönelik icaba davetine uygun bir icabın ve buna bağlı bir kabulün gerçekleştiğini gösterir bir delil sunulmadığı gibi yine davacının kur bağlama işleminin iptaline yönelik bir talimatının da bulunmadığı anlaşılmakta olup, mahkemece davalı banka kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde de, davacının bu hususlarda yazılı yahut sözlü bir talimatının bulunmadığının saptandığı, bilirkişi incelemesi ile davalı bankanın defter kayıtlarında, işlem nedeniyle ortaya çıkan zararı davacı hesabına borç kaydederek muhasebeleştirmiş olduğunun belirlenmiş olması, forwarding işlemine davacının onay verip sonra da iptal ettiğine yönelik dayanakları ispat edilmediği sürece, taraflar arasındaki sözleşmenin, delil sözleşmesi kapsamında davalıyı ilzam eden bir delil niteliğinde olmayıp davanın tek başına ispatına da elverişli olmadığı- Mahkeme kabulünün aksine, davacı yanın, davalı bankadaki TL hesabındaki parayı, işlemin ertesi günü, ortaya çıkan zarara eşdeğer kabul edilen bir tutara yükseltmiş olmasının, dava konusu işlemin iptalinden kaynaklanan zarara ve dolayısıyla bu zararın oluşmasına neden olan işlemlere davacı yanca icazet verildiğini kabule elverişli olmadığı- Davalı bankanın savunmasının ispatlanamadığı, talimatsız işlemler nedeniyle ortaya çıkan zarara davalı bankanın katlanması gerektiği göz önüne alınarak davanın kabulüne, davacı hesabından bu nedenle tahsil edilen tutarın iadesine karar verilmesi gerektiği, ispat yükü dağılımına ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-

Boşanma davasından sonra ekonomik durumunda meydana gelen olumsuz değişiklikler- Nafakanın kaldırılması/azaltılması talebi-

Davalı kadın boşanma davası öncesinde olduğu gibi çalışmaya devam etmekte olup, davacı erkeğin ise ekonomik durumunda ise olağanüstü bir değişiklik meydana gelmediğinden, davacı erkeğin ekonomik ve sosyal durumundaki kısmi değişiklik yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmeyeceği, ancak nafakanın hakkaniyet oranında indirilmesi sebebi olabileceği- Davalı kadın açısından sosyal ve ekonomik durumunda boşanma öncesine göre önemli değişiklik olmadığına göre davacı erkeğin gelirindeki azalma yakıt giderleri ve eğitim giderlerinin davacı tarafından ödeneceğine dair protokolün ilgili maddesinin kaldırılmasını gerektirmeyeceği, hakkaniyete uygun, belirli miktarda uyarlanması sebebi olabileceği-

Anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığı- İş yeri sigorta sözleşmesi nedeniyle rücuen alacak istemi- Görevli mahkeme-

Hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağı dikkate alınarak, davada sulh hukuk mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-

Görevsizlik-Dava dilekçesi tebliği-Usul Ekonomisi

Usul ekonomisi gereği, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddedilebileceği-

Kat malikleri yöneticiliğinin yetkisi- Haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi-

Kat malikleri yöneticiliğinin sadece kat mülkiyetinden kaynaklanan hususlara ilişkin olarak kat maliklerini adına dava açma yetkisi bulunduğundan, davacı yöneticiliğin haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası bakımından aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı-

Tapu iptali ve tescil kararından sonra haciz konulması-

Davalının haczinin davacının açtğıı tapu iptali ve tescil istemli davanın karar tarihinden sonra işlendiği anlaşıldığından, mahkemece, dava konusu taşınmazın borçlu adına olan tapu kaydının iptali ile üçüncü kişi adına tesciline karar verildiği, verilen tescil kararının "kurucu" nitelikte bir işlem değil, "bildirici" nitelikte bir işlem olduğu, bu durumda mülkiyet hakkının haciz tarihinden önce davacı üçüncü kişiye geçtiğinin kabul edilerek haczin kaldırılmasına ilişkin davanın kabulü gerektiği-

Toplu İpotek - Takip -

Bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin, kollektif rehin, müşterek rehin veya birlikte rehin denileceği ve bu rehinin amacının, tek bir alacağın tamamının, birden fazla taşınmaz ile tahsil edilmesi olduğu- Somut olayda, dava konusu taşınmazlar üzerinde kurulu ipoteklerin; toplu ipotek olması nedeniyle, alacaklı tarafından tüm taşınmazlar hakkında takip yapılması gerektiği-

Genel Kurul Kararının İptali- Karar Nisabının Sağlanması-

Limited şirketin genel kurul kararının iptali istemli davada, TTK mad. 621 hükmünün, önemli genel kurul kararlarının düzenlendiği, bu düzenleme gereğince bir ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebepten dolayı şirketten çıkarılması önemli nitelikte kararlar olup, bu kararların temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği hususunu düzenlediği, bu durum karşısında, davalı şirketin iki ortağının olduğu gözönüne alındığında; her iki ortağın da aynı yönde oy kullanmaması halinde önemli bir karar alabilecek nisaba sahip olunamayacağı-

Marka Tescili- Tamamlayıcı Nitelikte İşaretler-

Bir işaretin marka olarak tescil edilebilmesi için, ayırt edilebilir bir niteliğe sahip olması gerektiği, şayet bir işaret, tescili istenen mal veya hizmetin adını, niteliğini, karakteristik özelliklerini içeriyor; cins, çeşit, kalite, vasıf, miktar, amaç, coğrafi kaynak, malların ya da hizmetlerin üretildikleri zaman, değer gibi unsurlardan oluşuyor ya da bu unsurları münhasıran içeriyor ise, bu işaretin ayırt edici değil, tanımlayıcı nitelikte olduğunun kabul edileceği, tamamlayıcı nitelikteki bu durumun ise marka olarak tescilinin mümkün olmayacağı-