İçerik Akışı

Temsilcide yanılma- TMK. 1007, HMK. 124

TMK. mad. 1007 uyarınca, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu, davada hazine yerine tapu müdürlüğünün davalı gösterilmesi ve Hazinenin vekili tarafından temsil edilmiş olmasının temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmesi gerektiği- Temsilcideki yanılmanın sonradan düzeltebilir nitelikte olduğu ve temsilcide yanılmanın hukukî yaptırımının, hasımda yanılmada olduğu gibi, davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmayacağı- Temsilcide yanılma halinin mahkemece re'sen gözetileceği ve davanın Hazineye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuş olmasının hukuka aykırı olacağı-

Maaş haczi- Borçlunun çalışmakta olduğu tüzel kişiliğin sorumluluğu-

Şikayetçi üçüncü kişi şirket, borçlunun çalışmakta olduğu işyeri olup, tüzel kişiliğin, İİK. mad. 355 ve 356. maddeleri gereğince sorumluluğunun bulunmadığı- İcra müdürlüğü tarafından, borçlunun maaşından kesinti yapmakla yükümlü olan kanuni muhatabın tespit edilip, onun, haciz müzekkeresinin ilk tebliğ tarihi olan tarihten itibaren yapılması gereken kesintilerden sorumlu olduğunun kabulü gerektiği- Tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek bulunmadığı; muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesinin gerçek kişiler yönünden zorunlu olduğu; hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-

Mirasçıların imza itirazı-

Keşide yeri bulunmayan bonoya dayanılarak yapılan genel haciz yoluyla takipte, mirasçıların kötüniyetle imza itirazında bulundukları saptanmadığından aleyhlerine tazminata hükmedilemeyeceği-

İhtirazi Kayıt- Ceza Faturası- İhtar Şartı- Sebepsiz Zenginleşme-

Sözleşmeden doğan hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak talepte bulunulamayacağı- Sözleşme şartlarına uymadan düzenlenen ceza faturaları nedeniyle yapılan ödemelerin iadesi davasında, ceza faturalarının düzenlenmesine ilişkin olarak; taraflar arasında 16.09.2009 tarihinde imzalanmış sözleşmede "ceza faturalarının düzenlenmesinden önce davacıya ihtar şartını içerdiği", 21.05.2012 tarihinde imzalan sözleşmede ise "ihtar şartı hakkında bir düzenleme içermediği" anlaşıldığından, sonraki sözleşmenin ihtar şartını öngörmemesi halinde aynı konu hakkında önceki (ilk) sözleşmenin koşullarının geçerli olacağı ve hem ilk sözleşme nedeniyle düzenlenen ceza faturalarının hem de sonraki tarihli sözleşmeye dayanarak hazırlanan ceza faturalarının sözleşme ihlalinin davacıya ihtarı yapılmadan düzenlenmesinin taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğu- Davacının itiraz dilekçesinin, ilk sözleşme dayanak gösterilerek düzenlenen ceza faturalarına ihtirazi kayıt olarak kabul edileceği, bu durumda yapılan itirazın, ilk sözleşmenin devamı niteliğindeki ikinci sözleşmeye dayanak gösterilerek düzenlenen ceza faturaları içinde geçerli bir ihtirazi kayıt olduğu- Faturalar yapılan işin içeriğiyle doğrudan bağlantılı olmadığından, sözleşme hükümlerine uymayan bir ödeme yapılmış olması halinde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyenin zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdatını talep edebileceği-

Murisin borcu- Mirasçının hükmen red iddiası-

Murisin borcundan dolayı kendisine takip yapılan mirasçının "murisinin terekesinin borca batık olduğunu ve bu durumda miras bırakanın mirasını hükmen reddetmiş sayıldıklarını" iddia etmesi halinde, icra mahkemesince, mirasçılara genel mahkemede açacakları dava yolu ile terekenin borca batık olduğunun tespitine dair ilam getirmeleri için uygun bir süre verilmesi gerektiği-m

Sigortalının Bildirme Yükümlülüğü- Hayat Sigortası-

Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalının doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğü altında bulunduğu- Hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasında, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın, poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının kalp hastalığının olup olmadığı, sigortalının önceki hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, bu hastalıkları kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplandığından; dosya içinde bulunan tıbbi geçmişe ilişkin bilgilerden; murisin sigorta sözleşmesinden önce ortaya çıkan kronik iskemik kalp hastalığı bulunduğu, yine aynı tarihlerde diyabet hastalığının ortaya çıktığı, ancak sigortalının dava konusu hayat sigortası sözleşmeleri imzalanırken, bu tür hastalıklarının olup olmadığı yönündeki sorulara 'hayır' cevabı verdiği, ayrıca sağlık beyanına ilişkin tüm bilgilerinin doğru olduğunu, cevap vermemiş olması halinde tam sağlıklı olduğunun kabul edilerek poliçe düzenleneceğini, açıkça bildirmiş olmadığı bir sağlık sorunu saptanırsa bu poliçeden herhangi bir tazminat ödemesi yapılmayacağını bildiğini kabul, beyan ve taahhüt ettiği ve bu şekilde sigorta sözleşmesini imzaladığı birlikte değerlendirildiğinde, murisin sigorta sözleşmesinden önce kronik iskemik kalp hastalığı ve diyabet rahatsızlığı bulunması ve bunu TTK sair hükümleri uyarınca beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığının anlaşılması ve murisin sigortacıya bildirmediği bu hastalıklarla bağlantılı olarak vefat ettiği ölüm belgesinden anlaşılmış olması sebepleriyle mahkemece davanın reddi gerektiği-

Faiz talebi- Islah-

Karşı davada, dava değeri olarak gösterilen bedel için karşı dava dilekçesinde faiz talebi yoksa da ıslah dilekçesinde alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz uygulanması talep edildiğinden, ıslah edilen bedele ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği, alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceği-

Uyap ortamına yüklenmeyen istinaf başvuru dilekçesi- Kesinleşen mahkeme kararı-

Avukat tarafından hazırlanan ve e-imza şifresi girilmek suretiyle imzalanan ancak Uyap ortamına yüklenmeyen istinaf başvuru dilekçesinin, ıslak imzalı olarak hazırlanıp, mahkemeye sunulmayan dilekçelerden farksız olduğu ve hukuki sonuç doğurmayacağı- Kesinleşen mahkeme kararının bölge adliye mahkemesince kaldırılmasına karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığı ve bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince de yeniden hüküm kurulamayacağı-

Kısmi davada- Zamanaşımı- Islah-

Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tahsilini talep ettiği meblağı bilirkişi raporu sonrasında ıslah yolu ile arttırmış olup dava dilekçesi ve (HMK mad. 109) kısmi davada, ancak dava konusu yapılan miktar bakımından zamanaşımının kesileceği ve olayın 2014 yılında meydana geldiği, davanın Ağustos 2014'de açıldığı, ıslah talebinin ise Haziran 2017'de yapıldığı gözönüne alındığında, TTK. mad. 1420'de belirtilen süre geçmiş olduğundan, davalının usulüne uygun ve süresinde yaptığı zamanaşımı def'i dikkate alınarak ıslah edilen kısım yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine kararı verilmesi gerektiği-

Sigorta Tazminatı- Bekletici Mesele- Islah- Zamanaşımı-

İşyeri sigorta poliçesi gereği kısmi olarak açılan tazminat davasında, mahkemece, sigortacı tarafından "sigorta bedelini almak amacıyla dolandırıcılık ve bu amaçla suç uydurma" iddiası ile yapılan şikayet üzerine başlatılan soruşturma/kovuşturma dosyasının, bekletici mesele yapılması karşısında, sigortalı-sanığın kesinleşen ceza dosyasından beraat ettiği, bunun üzerine, mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporları mukabilinde sigortalı tarafından ıslahla talep miktarının artırıldığı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sigortacının ıslah edilen miktar bakımından rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği yönündeki iddiasının; ceza davasının kesinleşme tarihi ve ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğramasına neden olan diğer durumların sigortalıya atfedilebilecek bir kusurdan doğmadığı, sigortalının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı kısmi davada zararın belirlenmesine ilişkin ilk bilirkişi rapor tarihinden ve ceza davasının kesinleşip zararın teminat dışı kalmasına yol açacak bir durumun bulunmadığının sabit hale geldiği tarihten sonra, zamanaşımı süresi içinde ıslah yaptığı dikkate alınarak, ıslah edilen bölüm için değerlendirme yapılıp hüküm tesisinin gerektiği-