İçerik Akışı
Anlaşmalı boşanma- Yoksulluk nafakası
Anlaşmalı boşanma kararı kesinleştikten sonra artık boşanmanın mali sonuçları hakkında istekte bulunulamayacağı gibi kesinleşme tarihi öncesinde açılan fer'i isteklere ilişkin davaların da konusuz kalacağı, bu nedenle davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekeceği-
Birden fazla tasarrufun iptali davası açılması- İcra dosyalarından birine ödeme yapılması-
Ayrı ayrı tasarrufun iptali davaları açılmış olsa da, iptale konu tasarruf tek olduğundan, şikayetçinin icra dosyalarından herhangi birine sorumlu olduğu miktarı ödemekle sorumluluktan kurtulacağı, şikayet tarihinden sonra ödemede bulunmakla şikayetçi hakkında hiçbir işlem yapılamayacak olup, ödemeden sonra paranın kime ait olacağı hususunun ise yapılacak sıra cetvelinde ortaya çıkacağı-
Birikmiş Nafaka Alacağı- Şikayet Hakkı-
İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen "nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezalandırılması"na ilişkin hüküm uyarınca, şikayete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerektiği- Somut olayda takip dosyası ile 26/02/2016 ile 26/09/2018 tarihleri arası birikmiş tedbir ve iştirak nafaka borcu ödenmediğinden şikayette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, bu haliyle atılı suçun unsurları oluşmadığı-
Haciz ihbarnamesi- Rehin hakkı- İstihkak davası
89/1 haciz ihbarnamesi üzerine üçüncü kişi bankanın hesap üzerinde rehin hakkını ileri sürmesinin, haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olduğu ve bu itirazın İİK.'nun 89. maddede düzenlendiği şekilde çözümlenmesi gerektiği, uyuşmazlığın istihkak davası olarak görülmesinin isabetsiz olduğu-
Kısmi dava- Zamanaşımı
Kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olmasının, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmeyeceği, zamanaşımının, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesileceği-
Çekin Kaybolduğu İddiasını İspat-
Çekin ne şekilde kaybolduğu konusunda tanık dinlenilmesinin hayatın olağan akışına ve ispat durumuna aykırı olacağı-
Hayatın Olağan Akışı- TÜİK Verileri- İtirazın İptali Davası-
İtirazın iptali davasında davalıların "borçlarına karşılık davacı tarafından kendi nam ve hesaplarına 3. kişiye yapılan ödeme karşılığında balık teslim ettikleri" iddiasını, hayatın olağan akışı, TÜİK verileri gibi değerlendirmelerle ispat etmesi mümkün müdür?
Teminat Senedi- Menfi Tespit Davası- İspat Yükü-
Bononun taraflar arasındaki sözleşme ile aynı tarihli olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunmasının, dava konusu bononun "teminat bonosu" olduğunu göstermeyeceği-
İtirazın İptali Davası- Hayatın Olağan Akışı-
Taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davasında, davacı alacaklı, şirket hesabından 180.000,00 TL çekildiğini, ödeme dekontundaki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ileri sürmüş olsa da, dekonttaki imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olduğunun ATK raporu ile belirlendiği, davaya konu şirket hesabının açıldıktan kısa bir süre sonra kapatıldığı, hesapta sadece 12 adet hareket olup, çekilen 180.000,00 TL'den 6 yıl boyunca haberdar olunmamasının 'hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu' dikkate alındığında, mevcut takibin haksız ve kötüniyetli olarak yapıldığının sabit olduğu-
Munzam Zarar-
Davacının, davalılara sattığı akaryakıt bedelinin ödenmediğini, bunun için dava açmak zorunda kaldığını, uzun süren yargılama sonucunda aldığı ilamın icrası sonucu eline geçen anapara ve faiz toplamının sattığı akaryakıt bedelini bile karşılamadığını belirterek, munzam zarar talep ettiği somut olayda, davacının davalılardan tahsil ettiği anapara ve faiz toplamının, davacının sattığı malı yeniden tedarik etmesi için ödemesi gereken bedelle kıyaslayıp arada davacı aleyhine bir fark varsa davacının munzam zararının bu olduğunun kabulü ile sonucuna göre karar vermesi gerektiği-