İçerik Akışı

Stajyerlik sözleşmesi- İş kazası- Görevli mahkeme-

Davacının stajyerlik sözleşmesine istinaden davalı tarafa ait iş yerinde çalışırken, ölümüyle gerçekleşen olayın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak kabul edildiği anlaşılmakla; görevli olan mahkeme, İş Mahkemesi midir yoksa, davacı ile davalı arasında bir iş sözleşmesi mevcut olmadığı gerekçesiyle İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre genel mahkemeler midir-

Hukuka aykırı delil- Kusur belirlemesi- Yoksulluk nafakası-

"Özel hayatının gizliliği" ihlal edilmek suretiyle elde edilen CD delil olarak kabul edilemeyeceğinden, eşe sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış vakıasının kusur olarak yüklenemeyeceği- Ancak evlenme tarihine kadar yoksulluk nafakası alınabileceği-

Haklı nedenle fesih- Güven sarsıcı davranış-

Otel güvenlik kamera kayıtlarını içeren CD'nin bilirkişi tarafından çözümlenmiş ve davacının mesaisinin olduğu tarihteki görüntülerde; otele gece geç saatlerde giriş yapan kadın müşteri ile davacının ilgilendiğinin ve lobide yakınlaştıklarının, kadın müşteri ile birlikte otel odasına girdiklerinin ve 22 dakika odada kaldıklarının, davacının kadın müşteriyi samimi bir şekilde taksiye bindirdiğinin, sonrasında otele dönerek tekrar aynı odaya girdiğinin tespit edildiği; işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırılık oluşturan güven sarsıcı davranışları işverene haklı fesih imkânı tanıdığından, işçinin bu eylemi de doğruluk ve bağlılığa aykırı davranış olup, işçinin savunmasının alınmamasının feshi haklı olmaktan çıkarmayacağı ve bu nedenle; kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği-

Evlilik birliğinin temelden sarsılması- Kusur belirlemesi-

Davalı kadının sinkaflı küfür etmesi ve davacı erkeğin işlettiği dükkanın camlarını golf sopasıyla kırması şeklindeki vakıaların, evin giderleri ve çocukların bakımı ile ilgilenmeyen davacı erkeğin davranışlarına tepki niteliğinde olduğu; bu nedenle davalı kadına kusur yüklenemeyeceği ve boşanma davasının reddi gerektiği-

TBK.117/2

Kefilin kambiyo takibindeki asıl borçlunun borcunu ödediği tarihte sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği ve davalı asıl borçlunun temerrüde düştüğü, iyiniyetli olduğunu ispatlayamayan davalı asıl borçlunun işlemiş faiz yönünden de itirazının iptaline karar verilmesi gerektiği-

Yoksulluk nafakası- Fiilen birlikte yaşama-

Yoksulluk nafakasının kaldırılması için, aynen evlilik gibi ortak bir hayat kurularak, fiilen birlikte yaşamak gerektiği- Dosyadaki tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde, davalının davacıdan boşandıktan sonra başka bir şahıs ile "Evlenme olmaksızın fiilen birlikte yaşadığına" dair somut, inandırıcı delil bulunmuyorsa, yoksulluk nafakasının indirilmesi için yasanın aradığı koşulların oluşmayacağı-

Tarım sigortalısı sayılma-

5510 sayılı Kanun döneminde tarımsal ürün satanların, sattıkları ürün bedeli üzerinden kesilen tevkifatlar nedeniyle 4/1-b kapsamında tarım sigortalısı sayılıp sayılamayacakları hakkında-

Emeklilik sebebiyle akdin feshi-

Yasadan doğan emeklilik hakkını kullanmak amacıyla iş sözleşmesinin feshedilmesi hakkın kötüye kullanılması sayılamayacağından kıdem tazminatı talebinin reddinin isabetsiz olduğu-

Edinilmiş malların tasfiyesi- Zamanaşımı

Bozma ilamında, ilk boşanma dava ve kesinleşme tarihine değinilmeden, ikinci boşanma dava tarihinin kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı dolmadığı belirtilmekle yetinilmişse de, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanması gerektiğine göre; tasfiyeye konu taşınmazın tarafların ilk evlilik döneminde edinildiği de dikkate alındığında, taşınmazın ilk evlilik döneminde edinilen malın tasfiyesine yönelik olduğunun kabulünün gerektiği- Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamayacağı, başlamışsa da duracağına yönelik düzenlenme gereğince de ilk boşanma davasının kesinleşme tarihinde işlemeye başlayan zamanaşımı, ikinci evlilik tarihinde durmuş olup; ikinci boşanma davasının kesinleşme tarihinde kaldığı yerden itibaren yeniden işlemeye başladığına göre, 10 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmaması nedeniyle değerlendirmenin hatalı olduğu-

İnançlı işlem- İspat yükü- İkrar-

İnançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği- İspat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği; şayet, yazılı delil başlangıcı sayılacak bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin de karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu- Taraflar arasında daha önce görülen davda, eldeki davaya konu taşınmazlarla aynı gün davalıya temlikleri yapılan taşınmazlarla ilgili davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği, anılan kararın eldeki davada güçlü delil teşkil ettiği ve davalının Köln Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen nafaka davasındaki beyanının taraflar arasındaki inançlı işlemin ikrarı mahiyetinde olduğu-