"... Alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, konkordato davasında borçlu hakkında verilen geçici ve kesin mühlet kararlarının bulunduğu ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, geçici mühlet kararı ile birlikte borçlu şirket hakkında "6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununa göre yapılan takipler de dahil, İİK'nun 206. maddesinin 1. sırasında yazılı alacaklar için haciz yolu ile yapılmış ve yapılacak takipler hariç olmak üzere davacı şirket aleyhine hiç bir takip yapılmaması, mevcut ve ileri yapılacak tüm takiplerin durdurulması, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının uygulanmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararı" verildiği, akabinde 20.09.2018 tarihinde, bir yıllık kesin mühlet kararı verilerek evvelce verilen ihtiyati tedbirlerin devamına hükmolunduğu, her ne kadar İİK'nun 295. maddesi uyarınca mühlet sırasında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir ise de; tedbir kararı açık olup, tedbir kararının içeriğinin de icra mahkemesince yorumlanmasının hukuken mümkün olmadığı gerekçesi ile borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nun 355 ve 353/1-b(2) maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin kabülü ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/707 E. sayılı (konkordato) dosyasının 20.09.2018 tarihli kesin mühlet kararının 3. kısmının 2. paragrafında “geçici ve kesin mühlet sırasında rehin ile temin edilmiş alacaklar nedeni ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılabileceğine veya başlamış olan takiplere devam edilebileceğine ancak bu takipler nedeni ile muhafaza tedbiri alınmamasına ve rehinli malın satışının yapılmasının tedbiren önlenmesine” karar verilmesi nedeni ile bu karar tarihinden sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmasını hukuken engelleyen bir tedbir bulunmadığı anlaşılmıştır.
O halde, dava konusu takibin 28.09.2018 tarihinde başlatıldığı göz önüne alındığında, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yukarıdaki gerekçe ile şikayetin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir..."