İçerik Akışı
Menfi tespit- Arabuluculuk dava şartı- Davaların yığılması-
Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı- "Davaların yığılması" şeklinde açılan "itirazın iptali davası" ile "menfi tespit davasının" tefriki ile itirazın iptali davasında arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verilmesi, menfi tespit davası yönünden ise dava değeri üzerinden harç eksikliği ikmal edilerek davanın görülmesi gerektiği-
Borca itiraz- Davanın açılma zamanı-
Dava dilekçesinin tevzi edilerek kaydedildiği tarihte, elektronik imza ile dava açılması durumunda ise dava, dava dilekçesinin sisteme kaydedildiği tarihte açılmış sayılacağı- Ödeme emrinin 04/10/2018 tarihinde tebliği üzerine borçlunun takibe karşı itirazlarını içeren dilekçesini ilgili İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmek üzere 08/10/2018 tarihinde sunduğu ve aynı tarihte mahkeme hakimince muhabere defterine kaydedildiğine dair havalesinin yapıldığı, harcın ise 12/10/2018 tarihinde ödendiği uyuşmazlıkta, dava dilekçesinin hakim tarafından havale edildiği tarih itibariyle davanın yasal beş günlük süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği-
Haksız takip (haciz)- Maddi ve manevi tazminat- Zamanaşımının başlangıcı-
Borçlunun; kendisine kefil olan babasına karşı da takip (haciz) başlatılması sebebiyle babasının üzüntüden vefat ettiğini, borçlu olmadığının tespiti için açtığı menfi tespit davasında da lehine karar verildiğini kanıtladığı ve maddi-manevi zararının karşılanmasını talep ettiği davanın zamanaşımının başlangıcının, menfi tespit davası sonucunda verilen kararın kesinleşme tarihi olduğu- Haczin haksızlığı sabit ise de haciz tutanağından, haczedilen malların babasına ait olduğu ve babasının da haciz tarihinden sonra ve dava tarihinden önce, ardında mirasçılar bırakarak vefat etmiş olması sebebiyle, davacı lehine; haksız haczedilen eşya bedelinin tamamı kadar değil, miras payı oranında maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Haksız takipten kaynaklı manevi tazminata hükmedilmesi için ayrıca davalının ağır kusur ve kötü niyetinin arandığı-
Basın özgürlüğü- Kişilik haklarına saldırı- Manevi tazminat-
Davacının cezaevinden tahliyesi için paralel devlet yapılanmasının yargı imamı olduğu iddia edilen dava dışı şahısla irtibata geçtiği iddia edilmiş ise de, davalı tarafça bu iddiayı destekler nitelikte herhangi bir bilgi ve belge sunulmaması ya da emare teşkil eden olgu gösterilmediğinden dava konusu haberin basın özgürlüğü kapsamında kalmadığı, davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyacağından davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi için kararın bozulması gerekirkip karar düzeltme isteminin kabul edilmesi gerektiği-
Haftalık Fazla Mesai Ücreti- Takdiri İndirim
Hafta içi mesaiye kaldığı kabul edilenin 3 gün içinde günlük 2 saat değil, 3 saat fazla mesai yaptığının (haftada 8 saat değil, haftada 11 saat fazla mesai yaptığının) kabulü gerektiği- Davacının haftalık fazla mesai süresinin 11 saat kabul edilerek hesaplanması ve hükmüne dayanak olan bilirkişi raporundaki hesaplamaya esas diğer unsurlar aynen kabul edilerek uygulanmış bulunan %30 oranındaki takdiri indirimin de aynen uygulanması gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, izin ücreti alacaklarında faiz-
Kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda ödenmesi gereken faiz mevduata uygulanan en yüksek faiz olduğu- İhbar tazminatı bakımından uygulanması gereken faizin değişen oranlara göre yasal faiz olduğu- İzin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmediğinden, izin ücreti için yasal faizin uygulanması gerektiği-
Cezai şart- İtirazın iptalinde likit alacak-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde belirlenen 50.000,00 TL cezanın fahiş olup olmadığı, tenkisi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerektiği- Borçlu takipteki işlemiş faize itirazında büyük oranda haklı bulunduğu gibi cezai şartın talep edilip edilemeyeceği, edilebilecekse miktarının ne olacağı ancak fesihte kimin kusurlu olduğuna dair bilirkişi incelemesi ve tenkis hususunda hakimin yapacağı değerlendirme sonucunda belirlenebilecek olduğundan, davalı itirazında tümden haksız olmadığı ve alacağın likit olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda, itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına hükmedilme koşullarının oluşmadığı-
Zorunlu sigorta genel şartları- Genel işlem koşulu- Karayolları Trafik Kanununu- Destekten yoksun kalma tazminatı-
Hazine Müsteşarlığı kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirlediğinden, zorunlu sigorta genel şartlarını, TBK’nun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmenin mümkün olmadığı- Hazine Müsteşarlığının, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi, hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içinde de bulunmadığı- Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nunda sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber desteğin kusuruna denk gelen destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığına göre, davacıların davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkının bulunmadığı- Davalı Sigorta A.Ş, trafik sigortasını yaptığı aracın sebebiyet verdiği zarar bakımından poliçe limitleri dahilinde sorumluysa da, işleten tarafından ileri sürülecek tazminat talepleri teminat kapsamı dışında olduğu-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar- Şirket birleşmesi-
Şirketlerin birleşmesi nedeniyle, yüklenicinin alacaklarını yeni işletmeden isteyebileceği (TTK mad. 134; TBK mad. 203)- Şirket ortaklarının şirketin devraldığı borçlardan şahsi sorumlulukları bulunmadığı- Eksik imalâtlar bedelinin, davacının sunduğu faturalar yerine yapıldıkları yıl serbest piyasa rayiçlerine göre, tadilat projesi bedelinin davacı tarafından sunulan adi yazılı belge esas yerine ilgili meslek odasından sorulmak suretiyle hesaplanması ve bu bedele KDV ve yüklenici kârı dahil olduğundan ayrıca eklenmemesi gerektiği- Belirtilen hususlarda ek rapor (HMK. mad. 281/2) alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali- İpotek bedeli- Misli fark
Dava konusu taşınmaz tapuda 180.000 TL alındığı ve üzerinde 650.000 TL ipotek borcu görüldüğü ancak davalı 3. kişinin ipotek borcu olarak 404.000 TL ödediği, bilirkişinin taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerini 932,575,00 TL olarak tesbit ettiği görüldüğünden, davalı 3.kişi tarafından tapuda ve ipotek bedeli olarak ödenen toplam 584.000,00 TL ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı-