Tasarrufun iptali davasına konu taşınmazın satışa konu yapılmış olması nedeniyle davalıların meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği- Davalı 3 ve 4.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK'nun 280/1 madde gereğince iptale tabi bulunduğu- Davacıya takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken ilaveten taşınmazın önceki malik adına tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
"...Davacılar vekili, davalı borçlu ...’ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 28.1.2008 tarihinde eşi davalı ...’a, ...’in de 9.5.2011 tarihinde ortağı ve müdürü olduğu davalı ... İnşaat Doğalgaz Turizm ve Tic. Ltd. Şti.’ne sattığını, satış işlemlerinin muvazaalı olması nedeniyle iptaline, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı borçlu ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davanın TBK’nun 18.maddesi gereğince açılmış olması halinde ...’a husumet yöneltilemeyeceğini, tasarrufun iptali olarak açılması halinde iptal koşullarının oluşmadığını, dava konusu taşınmazın davalı şirketin kredi portföyünün artırılması için ekonomik nedenlerle şirkete devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalılar arasındaki yakın akrabalık ve organik bağ nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK’nun 280.madde gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davalı şirkete satışına ilişkin 9.5.2011 tarihli satış işleminin davacı alacağı olan 110.991,36 TL’sını karşılayacak şekilde iptaline, taşınmazın önceki malik ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ... ve ... İnşaat Doğalgaz Turizm ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, takip konusu alacağının 22.5.2003 tarihli haksız fiilden doğmasına, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olmasına, 4.5.2011 tarihli haciz tutanağının İİK’nun 105.maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde bulunmasına,dava konusu taşınmazın satışa konu yapılmış olması nedeniyle davalıların meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceğine, davalı 3 ve 4.kişinin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu 28.1.2008 ve 9.5.2011 tarihli tasarrufların İİK7nun 280/1 madde gereğince iptale tabi bulunmasına göre davalılar ..., ... ve ... İnşaat Doğalgaz Turizm ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İİK'nun 283/1 maddesi “davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde bu davaya konu teşkil eden mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve dava konusu taşınmazsa davalı 3.şahıs üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir” hükmünü içermektedir.Somut olayda davacıya takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu taşınmaz üzerinde haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekirken ilaveten taşınmazın önceki malik ... adına tesciline karar verilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına gerekmiştir....
17. HD. 21.02.2017 T. 13228/1751
Tasarrufun iptali davasında, taşınmaz üzerinde davacının alacaklı olduğu icra dosyasında haciz bulunmasına rağmen bu hacizi bilerek davalının taşınmazı devraldığı, her ne kadar davalı vekili tarafından davalı ...'in diğer davalıya ... icra dosyası ile borcu olduğu, bu nedenle taşınmazı devrettiğini iddia etmiş ise de, icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı olduğu icra dosyasında taşınmaz üzerinde haczinin bulunduğu, yapılan devir işlemi İİK 279/2 maddesinde belirtilen mutat bir ödeme vasıtası olmadığı, yapılan tasarruf işleminin muvazaalı olduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verildiği-
"...Davacı vekili, müvekkilinin davalı borçlu ... aleyhine ... İcra Müdürlüğünde icra takibi yaptırdığını, taşınmaza yapılan haciz işlemleri esnasında davalı ...'in meskeniyet itirazı nedeniyle ... İcra Hukuk Mahkemesinin ... sayılı dosyasında görülen dava ile satış işleminin yapılmamasına karar verildiğinden davalı ...'in 07/02/2013 tarihinde tapu müdürlüğüne müracaatla dava konusu taşınmaza aile konutu olduğuna dair şerh koydurduğunu, taşınmaz üzerinde 02/05/2014 tarihine kadar geçerli olmak üzere haciz şerhi mevcut iken diğer davalı ...'un taşınmazı 26/02/2014 tarihinde 27.000,00 TL bedel ile satın aldığını, davalıların eylem birliği içerisinde müvekkili zarara uğratmak amacıyla devir işlemini gerçekleştirdiklerini iddia ederek satış işleminin cebri icra yoluyla alacağın tahsiline yetki vermek üzere iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin dava dışı ...'e borçlu olduğunu, ancak davacıya temlik olduğunu, gayrimenkullerine haciz konulduğunu ve müvekkili tarafından meskeniyet itirazında bulunulduğunu, bu davadan sonra davacının herhangi bir işlem yapmadığını ve haczinin takipsizlikten dolayı düştüğünü, müvekkilinin bir çok kişiye borcu olduğunu bu nedenle tek malvarlığı olan gayrimenkulünü diğer davalı ...'a satmak zorunda olduğunu, satışın gerçek bir satış olduğunu, ayrıca davanın açılabilmesi için ön şart olarak aciz vesikası alınması gerektiğini, dava şartının mevcut olmadığı, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., satışın gerçek bir satış olduğunu, davalı ...'den alacağı olduğunu, bunun için takip başlattığını, ancak anlaşma sonucu dava konusu gayrimenkulü üzerine aldığını ve 3 yıl süre ile davalı ...'in içerisinde oturmasına izin verdiğini, başkaca borcunu tahsil amacının kalmadığını, aldığı tarihte davacının taşınmaz üzerinde haczinin bulunmadığını, ayrıca aciz vesikası olmadığından ve talebin zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, bedel farkının bulunmasının yanında taşınmaz üzerinde davacının alacaklı olduğu icra dosyasında haciz bulunmasına rağmen bu hacizi bilerek davalı ...'un taşınmazı devraldığı, her ne kadar davalı vekili tarafından davalı ...'in diğer davalıya ... İcra Müdürlüğünün 2011/10321 sayılı dosyası ile borcu olduğu, bu nedenle taşınmazı devrettiğini iddia etmiş ise de, icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı olduğu icra dosyasında taşınmaz üzerinde haczinin bulunduğu, yapılan devir işlemi İİK 279/2 maddesinde belirtilen mutat bir ödeme vasıtası olmadığı, yapılan tasarruf işleminin muvazaalı olduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2.561,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi...."
17. HD. 24.10.2018 T. 6196/9530
Somut uyuşmazlıkta haciz tutanağının geçici aciz belgesi olarak kabul edilmiş ise de; icra dosyası kapsamından davalı borçlu adına kayıtlı dava konusu edilen hisse dışında diğer illerde gayrimenkul hisselerinin de olduğu gerek beyan gerek dosya içerisindeki tapu kayıtlarından anlaşılmasına göre anılan taşınmazlara ait tapu kayıtları istenerek, üzerinde bulunan farklı hacizlerde değerlendirilerek kıymet takdiri yapılıp borçlunun hissesine düşen kısmın parasal değerinin ve bu değerlerin davacının alacağını karşılayıp karşılamayacağı ve bu kapsamda borçlunun aciz halinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
"...Davacı vekili; davalı ...'ın davacı şirket ile ticaretinden dolayı verdiği 66.000,00 TL bedelli çek ile borçlandığını, çekin karşılıksız çıkmasıyla ... 15. İcra Müdürlüğü'nün 2010/11759 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, evvelce davalı borçluya ait olup alacaklılardan mal kaçırarak icra takiplerini sonuçsuz bırakma amacı güdülerek ... Tapu Sicil Müdürlüğü'nde 32117 ada 10 parselde kayıtlı 12 nolu bağımsız bölümün borçlunun ablası davalı ...'a devri ile bu kişiden de davalı ...'ya devri işlemlerinin yapıldığını, işbu tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; Müvekkilinin iyi niyetli olup dava konusu taşınmazı ihtiyacı için satın aldığını, satış bedelinin gerçek bir satış bedeli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; Dava konusu taşınmazın takip tarihinden önce müvekkili tarafından iyi niyetle edinildiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; Yetki ve zamanaşımı iddiasında bulunmuş, dava konusu daire ile ilgili meskeniyet iddiasında bulunduklarını, dava ön şartı olan aciz belgesi bulunmadığını, tasarruf tarihinde davacı alacaklının müvekkilinden bir alacağı olmadığını, tasarruf tarihinde müvekkilinin mal varlığının borçlarından fazla olduğunu, dava konusu taşınmazın piyasa değerinden satıldığını, müvekkilinin sattığı daire ile günü geçmiş çeklerini ödediğini, müvekkilinin alacaklıları zarara uğratma kastı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile, dava konusu ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 32117 ada 10 parselde kayıtlı 3.kat 12 nolu dubleks daireye ilişkin davalılar arasında yapılan tasarruf işleminin iptaline, davacıya ... 15. İcra Dairesinin 2010/11759 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferilerini geçmemek üzere icra takibi yetkisi verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK'nun 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu'nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.'nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.'nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır.
Keza İİK.'nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.'nun aciz 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.Mahkemece; somut uyuşmazlıkta 14/10/2011 tarihli haciz tutanağı geçici aciz belgesi olarak kabul edilmiş ise de; icra dosyası kapsamından davalı borçlu ... adına kayıtlı dava konusu edilen hisse dışında ... ilinde gayrimenkul hisselerinin de olduğu gerek beyan gerek dosya içerisindeki tapu kayıtlarından anlaşılmasına göre anılan taşınmazlara ait tapu kayıtları istenerek, üzerinde bulunan farklı hacizlerde değerlendirilerek kıymet takdiri yapılıp borçlunun hissesine düşen kısmın parasal değerinin ve bu değerlerin davacının alacağını karşılayıp karşılamayacağı ve bu kapsamda borçlunun aciz halinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir...."
17. HD. 19.02.2018 T. 11041/1095
- Ayrıca bknz: 17. HD. 4.11.2014 T. 7947/15062
-Taşınmaz üzerine konulan haczin borçlunun meskeniyet iddiası ile yapmış olduğu şikayeti üzerine icra mahkemesince kaldırılması halinde, haciz tutanaklarının İİK'nun 105.madde anlamında geçiçi aciz belgesi niteliğinde olduğunun kabulü gerektiğine dair bknz: 17. HD. 20.06.2017 T. 6162/7019