İçerik Akışı
Satış başladıktan sonra satışın düşürülmesi talebi- Satış talebinin düşmesi- İhalenin feshi-
Alacaklı tarafından satış başladıktan sonra yapılan satışın düşürülmesi talebinin sonuç doğurmayacağı- "Satışın düşürülmesi talebinin ihale bitirilmeden önce olması nedeniyle satış talebi düşeceğinden bahisle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İşçinin muvazzaf askerlik görevi- Fiili çalışmaya ara verilmesi- Toplu iş sözleşmesi- Askerlik öncesi çalışma dönemi için kıdem tazminatının avans niteliğinde olduğu-
İşçinin muvazzaf askerlik sebebiyle fiili çalışmaya ara verdiği tarih itibariyle işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinde; "Muvazzaf askerlik sebebiyle ayrılanlara kanuni kıdem tazminatı ödenir, kıdemli işçiliği teşvik tazminatı ödenmez. Bunlardan tekrar idareye dönüp emeklilik hakkını iktisap eden işçilerin kıdem ve kıdemli işçiliği teşvik tazminatının hesabı ilk işe giriş tarihinden başlar. Şu kadar ki askere giderken verilen kıdem tazminatı yekunu son ödenen kıdem tazminatı tutarından düşülür." hükmünün bulunması ve işçinin askerlik sonrası tekrar işyerine dönüp emeklilik hakkını iktisap etmesi durumunda, muvazzaf askerlik öncesi çalışma dönemi için kıdem tazminatı adı altında işçiye yapılan ödemenin avans niteliğinde olduğuna ve işçiye muvazzaf askerlik öncesi de dahil iş sözleşmesi kapsamında geçen tüm çalışma süresi dikkate alınarak kıdem tazminatı ödemesi yapılması gerektiği-
Süre tutum/temyiz dilekçesi-
Usul hukukunda yer almamakla birlikte uygulamada tefhimden sonra temyiz süre tutum dilekçesi veya kararın tebliğinden sonra gerekçeli temyiz dilekçesi sunulmak suretiyle kararın temyiz edildiği hâllerde kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanılması mümkün olduğundan gerekçeli kararın bu hâllerde de taraflara tebliğinin gerektiği-
Limited şirket müdürü- Azil- Ortaklar kurulu- Şirketin ana sözleşmesi- Rekabet- Karar düzeltme istemi-
Dava dışı limited şirketin müdürü olan davalının, dava dışı başka bir şirkette de ortaklar kurulundan izin almadan müdür olarak görev yaptığı, şirketin ana sözleşmesinde, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının anılan şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak müdürlükten azli istenen şirketin davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise, tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine dair verilen karar bozulmuş olup, bu kez davalının karar düzeltme isteminde bulunduğu ancak Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalının HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerektiği-
Eser sözleşmesi- Estetik tıbbi müdahale- Komplikasyon- Aydınlatma görevi- Maddi ve manevi tazminat-
Taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve davacı yanın göğüs toparlama ve karın estetiği ile ilgili isteminin yüklenici tarafından daha güzel bir görünüme kavuşturulacağı yönünde bir garanti verilmesi ve müdahale sonrası sürecin sağlıklı bir şekilde neticelendirilmesi niteliğinde olduğu gözetildiğinde, hekimin eylemine ilişkin olarak hukuka uygun bir tıbbi müdahale gerçekleştirildiği yönündeki görüş yeterli olmayıp, ayrıca davacının isteklerinin karşılanıp karşılanmadığı, ayıplı olduğu iddia edilen göğüs toparlama ve karın estetiği ile ilgili olarak; hekimin edimini yerine getirip getirmediği ya da komplikasyon olup olmadığı ve komplikasyon konusunda aydınlatma görevinin yerine getirilip getirilmediği ve komplikasyon yönetiminin doğru yapılıp yapılmadığı hususları tartışılıp değerlendirilmek üzere, aralarında akademik kariyere sahip, üniversitelerden seçilecek estetik plastik ve rekonstrüktif cerrahisi konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulu oluşturulmak ve gerektiğinde muayene edilmek suretiyle, maddi ve manevi tazminat koşulları oluşup oluşmadığı değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
7251 s. K. ile HMK’nın 356. maddesine eklenen 2. fıkra hakkında-
Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak dava konusu uyuşmazlık üzerinde bir inceleme yapılması halinde, “yeniden esas hakkında bir karar” verilmesi gerektiği- 7251 s. K. ile HMK’nın 356. maddesine eklenen 2. fıkranın farklı bir değerlendirme yapılmasını gerektirir nitelikte olmadığı-
Karşılıksız çek- Banka tarafından çekin arka yüzüne sadece "işbu çekin ... tarihinde karşılığı yoktur" ibaresi yazılması- BAM CD.'leri Arasındaki Karar Uyuşmazlığının Giderilmesine dair Yargıtay 19. CD. Kararı-
Çekle ilgili olarak "karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçundan görülmekte olan bir ceza davasında, suça konu konu çekin süresinde ibraz edilmiş olması ve ilk ibraz tarihinde tam olarak karşılığının bulunmaması halinde; a- Hesaben ödeme için ibraz edilen başka bir banka veya muhatap banka tarafından çekin arka yüzüne sadece "işbu çekin ... tarihinde karşılığı yoktur" ibaresi yazılması suretiyle yapılan işlemin, "karşılıksızdır" işlemi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, b- Çekin en geç şikayet süresi içinde muhatap bankaya sunularak "karşılıksızdır" işleminin tamamlatılması mümkün olduğundan; çekin arka yüzünde yapılan "karşılıksızdır" işlemi Çek K. m. 3/4'deki hususlar bakımından eksik olsa da; "karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçu nedeniyle açılan davalarda, suça konu çekin arka yüzünde yazılı olmayan eksik hususların icra ceza mahkemesince re'sen yapılacak araştırmayla belirlenebildiği durumlarda sanığın mahkumiyetine karar verilebileceği-
Hükmün bozulması- İcranın iadesi-
Yerel mahkemece verilen ilk karar, 19. HD. tarafından herhangi bir bölümü onanmaksızın bozulduğundan tamamen ortadan kalktığı, mahkemece yeniden hüküm kurulurken davanın esası hakkında da hüküm kurulması gerekirken davanın esasına ilişkin bölümünün kesinleştiğinden bahisle sadece tazminat yönünden hüküm kurulmasının doğru olmadığı, İİK.’nun 40. maddesine göre ilk hüküm bozulmakla icranın iadesi gerekeceğinden mahkemece bozma üzerine yeniden verilen kararda işin esası hakkında karar verilmemesi durumunda ilamın icrasının mümkün olmayacağı, bu yanlışlığın re’sen bozma sebebi olduğu-
İstinaf edilmeyen konular-
İlk derece mahkemesince verilen karar istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup, istinaf edilmeyen konuların temyize getirilemeyeceği-
Hakkın özünden vazgeçme/feragat-
İcra takibinden feragat edilmesinin sonuçları-