İçerik Akışı
Ecrimisil alacağına ilişkin menfi tespit davası- Tehlike veya tehdidin varlığı- Hukuki yarar-
Davalının, davacı hakkında yapmış olduğu ihtarı ile, talep etmiş olduğu ecrimisil alacağına ilişkin icra takibinde bulunması ya da dava açmasının mümkün olduğu- Menfi tespit davası açılabilmesi için çekişmeli alacakla ilgili mutlak olarak icra takibi veya dava açılması zorunlu olmayıp, böyle bir tehlike veya tehdidin varlığının yeterli olduğu- Davacının menfi tespit davası sonucu alacağı ilamla borçlu olmadığını ya da borçlu ise borçlu olduğu miktarı kesin olarak tespit ettirip davalının takip ve dava tehdidini kesin olarak ortadan kaldırabileceği- Sonuç olarak davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilerek, işin esası incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Yoksulluk nafakası- Nafaka talep edenin taşınmazları-
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için tarafın boşanma sebebiyle yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerektiği, yoksulluk nafakası talep davacının taşınmazlarından düzenli ve sürekli gelirinin olup olmadığı ile ve taşınmazların değeri belirlenerek elde edilecek malvarlığı değerlerinin onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olup olmadığı tespit edilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı- Görevli mahkeme- Çocuk mahkemeleri-
5395 s. K.'nun yürürlüğe girmesiyle, 2828 s. K. uyarınca; korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevi çocuk mahkemelerinin görevi kapsamına alındığı, Kocaeli'de çocuk mahkemesi bulunmadığı ve ancak; görevin kamu düzenine ilişkin olup, her aşamada mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, gerçekleşen bu durum karşısında, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi yönünden bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Mevsimlik işçi- Sezon başlangıcı- Kıdem ve ihbar tazminatı- Mevsimlik işçi bakımından yıllık ücretli izin- Ücret alacağı-
Davacı işçinin, davalıya ait işyerinde mevsimlik işçi olarak çalıştığı, davacının, davalı işverene noter kanalı ile gönderdiği dilekçe içeriğinde "çağrılmadığı halde defalarca işe başlama konusunda başvuruda bulunduğunu" beyan ettiği anlaşılmakta ise de; söz konusu davalı işyerinde, sezonun başlayıp başlamadığı, mevsimlik çalışan işçilerin işe başlatılıp başlatılmadığının anlaşılamadığı, bu nedenle özellikle sezonun hangi tarihte başladığının net bir şekilde ortaya konulması gerektiği, davacının olumsuz cevaplandırılan işe başlama başvurusunun yapıldığı tarihte sezon başlamış ise, bu durum işverenin feshi olarak değerlendirilip davacının kıdem ve ihbar tazminat isteğinin değerlendirilmesi gerektiği- Mevsimlik işçinin, 4857 s. İş Kanunu'nun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamayacağı-
İdari hizmet sözleşmesi- Davacı ile davalı arasında işçi ve işveren ilişkisinin bulunmaması- Görevli mahkeme- Kamu düzeni- İş mahkemeleri-
Davalı personellerin idari hizmet sözleşmesi ile istihdam edilmekte olduğu, söz konusu idari hizmet sözleşmesinin İş Kanunu hükümlerince düzenlenmiş bir iş sözleşmesi olmadığı, 3624 s. KOSGEB Kanunu'nun 18. maddesi gereğince, davacı kurumda çalışan personelin 657 s. Devlet Memurları Kanununa tabi olmadığı, ancak emekli kesenek ve kurum karşılıklarının 5510 s. K.’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre (Mülga T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi) yatırıldığı- Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, iş mahkemelerinin görev alanının 5521 s. İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesinde belirtildiği, somut olayda, davalılar ile davacı KOSGEB arasında işçi ve işveren ilişkisinin bulunmadığından uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu-
HMK’nın 177/2. maddesinde yapılan değişiklik- Bozmadan sonra ıslah- Usule ilişkin bir yasa değişikliğinin uygulanma zamanı-
HMK’nın 177/2. maddesinde yapılan değişiklik ile, Yargıtay’ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılmasının mümkün hale getirildiği- Sonradan aynı hususta bir kanun çıkarılmış olmasının usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğundan, usule ilişkin kanun değişikliğinin geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği, mahkemece verilen nihai karardan sonra değişiklik yapılmış olsa da, bu değişikliğin uygulanmasında zorunluluk bulunduğu kabul edilebilir mi? Yoksa, bu hükmün, kanun değişikliği yürürlüğe girdikten sonra yapılacak ıslah taleplerinde mi uygulanması mümkündür?
İşçilik alacakları- Belirsiz alacak davası- Faiz- Zamanaşımı- Süresi içinde verilmeyen cevap dilekçesinin ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği-
Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının tahsili için belirsiz alacak davası açılabileceği- Belirsiz alacak davasına konu edilen alacağın tam ve kesin olarak belirlenen tamamı için dava tarihinden itibaren faiz işletileceği- Belirsiz alacak davasında alacağın tamamı için dava tarihinde zamanaşımının kesileceği- Usulüne uygun olarak süresi içinde verilmeyen cevap dilekçesinin ıslah yoluyla değiştirilemeyeceği-
Bütünleyici parça- Muhdesatın değerini arttıran faydalı ve zorunlu giderler- Sebepsiz zenginleşme- Hukuki yarar-
Davaya konu taşınmazın tarafların murisi adına kayıtlıyken, taraflara verasette iştiraken intikal ettiği, davacı tarafından 517 parsel üzerindeki binanın kara bina halindeyken, yani sadece direkleri mevcutken, duvarlarının, sıvasının ve içi de dahil bütün inşaatının davacı tarafından yaptırıldığı iddiasıyla talepte bulunulan somut olayda; tespit edilen eşyanın bütünleyici parça niteliğinde bulunmadığı ve menkul eşya niteliğindeki eşyaların her zaman için maliki tarafından sökülerek alınıp götürülebileceği hususu ve ayrıca taşınmaz üzerinde daha önce mevcut bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işler olduğu, bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini arttıran faydalı ve zorunlu giderler olup, iyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz malik ya da maliklerinin, koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını TBK’nin 77 ve devamı maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli bir alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği, iyileştirme giderlerini yapan malik ya da maliklerin yaptıkları giderlerin, taşınmazın ortaklığının satılarak giderilmesi ve muhdesattan yararlanmalarının son bulması ile istenebilir hale geleceği, bu giderler için eda nitelikli alacak davası açma hakkı mevcut iken önceden bu iyileştirme giderlerinin tespitini dava etmekte hukuki yararının bulunmadığı-
Zorunlu mali sorumluluk sigortası- Trafik kazası- Geçici iş göremezlik ödemesi- İtirazın iptali- Taraf yokluğu-
Davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait aracın, karıştığı trafik kazası sonucu, kurum sigortalılarına yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptalinin istenildiği işbu davada, davalının poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu belirtilerek, itirazın iptaline kesin olarak karar verildiği, dosya kapsamından, kazaya sebebiyet veren aracın, kaza tarihinde davalı Sigorta A.Ş. yerine, diğer bir şirket tarafından, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin yaptırılmış olduğu, somut olayda bu husus araştırılmaksızın karar verildiğinden ilgili sigorta şirketinden bilgi ve belgeler temin edildikten sonra davalı Sigorta A.Ş. yönünden sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine dair karar verilmesi gerektiği-
Tebligatın iade edilmesi veya muhatabın bilinen adreste bulunmaması- Mernis adresi şerhi- Tebligatın iadesi durumunda doğrudan tebligat-
Muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi ve adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adresten farklı olması halinde; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine "Mernis adresi" şerhi verilerek Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat çıkartılması yeterli olup, öncelikle bu adrese normal tebligat çıkartılmasının gerekmediği-