İçerik Akışı
Tasarrufun iptali- Yukarı dikey fahiş fark- Borçluyla aynı sektörde faaliyette bulunma- Ticari işletmenin önemli bir kısmı kavramı-
Üzerindeki ipotek ve hacizle beraber toplam olarak maliyeti 775.000,00 TL olan geminin bilirkişi tarafından tesbit edilen satış tarihindeki değerinin 97.036,00 TL' olduğu, bedeller arasında yukarı dikey olarak önemli fahiş farkın bulunmasının İİK'nun 278/3-2 maddesi gereğince iptale tabi olduğu- İİK'nun 280/1. maddesi gereğince aynı sektörde faaliyette bulunan davalı şirketin borçlunun mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiğinin de kabulü ile dava konusu gemi satışına ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu çelik yakıt tankerinin borçlu şirketin ticari emtiasından biri olduğu, bu emtianın borçlu şirketin ticari işletmesinin önemli bir kısmını oluşturması halinde İİK'nun 280. maddesi gereğince yapılan devir ticari işletmenin devri niteliğinde olacağından, mahkemece satış tarihinde dava konusu geminin borçlunun ticari işletmesinin önemli bir mal varlığını oluşturup oluşturmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusunun miktar ve değeri- Temyiz kesinlik sınırı- Kamu düzeni-
Miktar ve değeri, temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların, HMK'nun geçici 3. maddesi uyarınca ve uygulanmasına devam olunan mülga HMUK'nun 427. maddesine göre; temyiz edilemeyeceği, kesinlik sınırının kamu düzeni ile ilgili olduğu, temyiz kesinlik sınırı belirlenirken; yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değerinin dikkate alındığı; faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hesaba katılmadığı-
Davanın ihbarı ve davaya müdahale- Meskeniyet şikayeti- Borçlunun ölümü-
Davanın ihbarına ve davaya müdahaleye usul hükümlerinin şikayet hakkında uygulanmayacağı- Meskeniyet şikayetinde bulunan borçlunun vefatı halinde, mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam edemeyeceği, icra mahkemesince şikayetin konusu kalmadığından vefat eden borçlu yönünden istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
İş kazası- HMK 177/2. değişikliği- Bozmadan sonra ıslah-
İş kazasından kaynaklı tazminat davasında verilen ilk kararın "olayın iş kazası olup olmadığının mahkemece 'ön sorun' kabul edilerek değerlendirilmesi gerektiği" gerekçesi ile bozulması ve bozma ilamına uyulmak sureti ile mahkemece tahkikata dair işlemler tesis edilmesi ve maddi tazminatın davacı vekilinin ıslah dilekçesine itibar edilerek belirlenmesinden sonra söz konusu ilamın "bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı" gerekçesi ile tekrar bozulduğu uyuşmazlıkta, "Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine" ilişkin HMK’nin 177. maddesinde -28.07.2020 tarihinde- yapılan yasa değişikliği gözetilerek ve davacı tarafın ıslah istemine değer verilerek yeniden hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Ticari iş- Temerrüt- Avans faizi- Konut kredisi-
Taraflar arasındaki konut kredisi sözleşmesi davalı banka için ticari iş niteliğinde olduğundan, davacı tüketicinin, 3095 s. K.. mad. 2/2 uyarınca temerrüt hâlinde avans faizi isteminde bulunabileceği- Kredi sözleşmesi çerçevesinde yapılan kesintisinin haksız olduğu iddiasıyla iadesi yönünde başlatılan takibinde asıl alacak miktarının belirli olması ve bu alacağa bağlı ferilerinin de taraflarca hesaplanabilir olması nedeniyle alacağın “likit” olduğunun kabulü gerektiği- İtirazın iptali davasında, dava değeri açıkça takipteki asıl alacak miktarı olan 3.000TL üzerinden gösterilmiş, mahkemece de ilk celsede taraflar arasındaki çekişmeli miktarın 3.000TL olduğu belirlenmiş olmasına karşın, "davanın kısmen kabul edildiği" belirtilerek açıkça dava edilmeyen işlemiş faiz alacağı yönünden de davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu- "Dava dilekçesi anlatımında davalının işlemiş faizden de sorumlu tutulması gerektiğinin ifade edilmesi ve talep sonucunda itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesinin istenmiş olması karşısında davanın takipteki alacak miktarının tamamı üzerinden açıldığının kabul edilmesi gerektiği, tüketici harçtan muaf olduğu için mahkemece talebin dava değeri olarak gösterilenden fazlası olduğu sonucuna varıldığında harcın tamamlanması için süre verilmesi şeklindeki usulün uygulanmasının da mümkün olmadığı" şeklindeki görüşün ise HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Ölüm aylığının kesilmesi- Boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama- Facebook kayıtları- Eksik araştırma-
Facebook üzerinden elde edilen davacının ve boşandığı eşinin birlikte görüldüğü fotoğraflara dayanılarak davacının aylığının kesilmiş ve davalı kurum işleminin iptali istemli dava da, "facebookta paylaşılan fotoğraflara" vurgu yapılarak reddedilmişse de; “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun mevcut olup olmadığının eksik inceleme ve araştırmaya dayalımı olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, mahkemece ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılması gerektiği-
Üst düzey yönetici- Yasal sınırları aşan çalışma- Fazla çalışma talimatı-
İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçinin, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamayacağı, bununla birlikte; üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilememesi nedeniyle, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkının doğacağı, o halde; üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği, buna göre; işyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, üst düzey yöneticinin, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği-
Bonoya dayalı icra takibi- Senette iki imzanın varlığı- Avalistin protesto edilmemesi-Avalistin isminin yazılmaması-
Protesto çekilmesine gerek olmadan bonodaki aval verene müracaat edilmesinin mümkün olduğu- Takibe konu bono üzerinde teminat için düzenlendiğine ilişkin herhangi bir ibare olmadığından ve bononun teminat senedi olduğu hususunda davacı bir delil de sunmadığından, menfi tespit davasının reddi gerektiği- İcra takibinde bonoya dayalı olarak takip başlatan davalı alacaklının kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden mahkemece kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesinin de doğru görüldüğü- Senette 2 ayrı imzanın varlığı halinde, imzalardan birisinin aval sıfatıyla atılmış olacağı, bunun için isim yazılmasının zorunlu olmadığı-
Kredinin erken kapatılması- Erken kapama ücreti- Basiretli tacir- Dürüstlük kuralı-
TTK’nin 18/2 maddesi gereğince; her tacirin ticaretine ait faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümü aslında objektif bir özen ölçüsü getirmekte ve tacirin ticari işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde, kendi yetenek ve imkânlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil, aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesinin gerekli olduğunun kabul edildiği, bu bağlamda; davacıya yüklenmesi gereken basiretli işadamı gibi hareket etme yükümlülüğü, taraflar arasındaki sözleşmedeki belirsizlik karşısında, bilinmesi mümkün olmayan bir hususa karşı önlem alınmasını gerektirecek şekilde aşırı bir yoruma tabi tutulmamasını gerektirdiği, bu durumda; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin yoğun güven ilişkine dayandığı ve davacıya kredi limiti dâhilinde kredi kullandırılacağına dair güven oluşturulduğu, her ne kadar davalı bankanın davacının erken kapama talebini kabul etme yükümlülüğü bulunmamaktaysa da, davalının bu hakkını kullanırken dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uymak zorunda olduğu, erken kapama ücretinin belirlenmesinde de davalı bankanın bankacılık uygulamalarını gözeterek dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uygun davranması gerektiği, o hâlde; kredinin erken kapatılmasının her iki tarafın da menfaatine olduğu, tarafların serbestçe erken kapama ücretini belirleyebilecekleri, ancak bunun sınırının dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı olduğu, tüketici kredisi niteliğindeki konut finansmanı kredilerinin erken kapatılması hâlinde dahi erken kapama ücreti alınmasının mümkün olduğu gözetilerek, diğer bankaların dava konusu krediler ile aynı özellikteki (kullanım tarihi, vade tarihi, taksit ödeme aralığı, miktarı, erken kapama tarihi) kredilerin erken kapatılması hâlinde alacakları erken kapama ücreti tespit edilerek, her iki tarafın menfaatleri de dikkate alınıp TMK’nin 2. maddesi çerçevesinde, bahsedilen hususlar da gözetilerek erken kapama ücretinin belirlenmesi gerektiği-
Belirli/belirsiz süreli iş sözleşmesi- Bakiye süre ücret alacağı-
YİBK'nun 08.03.2019 T.10/1 s. içtihadı birleştirme kararından sonra, belirsiz süreli iş sözleşmesinde bakiye süre ücretine ilişkin Yargıtay 9. HD.nin de görüş değişikline gittiği- İş Kanununun 11. maddesinde öngörülen hükmün işçiyi koruma amacıyla düzenlendiği dikkate alınarak, objektif şartlar bulunmadığı halde belirli süreli olarak yapılmış olan iş sözleşmesinin, belirsiz süreli olduğunun işveren tarafından ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımını olacağı- İş Kanunu'nun 11. maddesine dayanarak sözleşmenin belirsiz süreli olduğunu ileri sürme hakkının sadece işçiye ait olması gerektiği- Mahkemece, taraflar arasındaki belirli süreli iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilmesi, iş sözleşmesinin haklı bir neden bulunmaksızın işverence feshedildiğinin tespiti halinde ise, TBK. mad. 438/2 uyarınca, işçinin, sözleşmenin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir araştırılmak suretiyle işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde başka bir işten gelir elde edip etmediği ya da iş arayıp aramadığı araştırılarak indirim yapılarak bakiye süre ücreti yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği-