İçerik Akışı
Konkordato- Adi ortaklıkta oy hakkı- Konkordatoya tabii alacağın temliki- Grup şirket olgusu- 3. kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat- Adi alacak- Geçici mühlet- Faiz- Nisabın belirlenmesi-
Adi ortaklığın diğer ortak veya ortaklarının, adi ortaklığın konkordato talep eden şirketten olan alacakları için konkordato oylamasına katılabileceği- Konkordatoya tabii alacağı temlik alanlara oy hakkı tanınması gerektiği- Grup şirket olgusundan yararlanılarak borçların konkordato talep eden şirketin mali bünyesinden ödenmesi halinde, temlik nedeniyle bu grup şirketinin gerçek alacaklı olamayacağı kabul edilerek iyiniyetli davranış içinde olmayan davacı şirketin konkordato reddine karar verilmesi gerektiği- Alacaklının 3. kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesinin konkordato kurumunun amacına uygun olacağı- 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının "adi alacak" olarak nisaba dahil edilmesi, borçlu ve rehin veren 3. kişinin İİK. 303 çerçevesinde hareket etmesi gerekeceği- Taşınmazlar üzerine talep eden şirket lehine ipotek tesis edildiğinden, bu ipoteklerle teminat altına alınan alacaklının nisapta "adi alacak" olarak göz önünde bulundurulması gerektiği, nisap dışında tutulmasının hatalı olduğu- Geçici mühlet tarihinden itibaren adi alacaklara faiz işletilmesinin duracağı- Asıl alacaklının alacağının İİK. 294/3 uyarınca, mühlet sonrası faiz işletilmeden belirlenmesi, kefilin henüz ödemediği borç için nisaba dahil edilmesinin önüne geçilmesi ve nisabın yeni oluşacak alacak miktarı ve alacaklı sayısına göre belirlenmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi- Evlatlığın mirastan pay alabilmesi-
Mirasçılık belgesi istemine ilişkin davada, talepte bulunan, ölen halası murisin mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiş olup; somut olayda mirasbırakanın kendisinden önce ölen kardeşinin evlatlığının da mirasçı olarak kabul edilerek mirastan pay verilmesinin doğru görülmediği, çünkü; mirasbırakanın kardeşinden sonra ölmesi nedeni ile evlatlığının mirasbırakanın mirasçısı olmasının yasadaki düzenleme gereği mümkün olmadığı-
Konkordato- Borçlu şirket yetkilisinin mahkemede dinlenmesi-
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden borçlu şirketin iflasına karar verilemeyeceği-
Dava şartı- Arabuluculuk- İşçinin açtığı menfi tespit davası-
İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanan menfi tespit davalarında, dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı-
Bankanın gönderdiği dinamik şifre SMS- Bankanın kendisine emanet edilen mevduatı koruma özel yükümlülüğü- Müteselsil sorumluluk-
Üçüncü kişilerce, davacının cep telefonuna uzaktan erişim ile SMS yönlendirmesi yapılarak, bankalar tarafından gönderilen ve içerisinde onay şifresi bulunan dinamik şifre SMS'leri kendi telefonlarına yönlendirdikleri ve para transfer işlemleri yapıldığı somut olayda, internet bankacılığını müşterilerine özendiren davalı bankaların kendisine emanet edilen mevduatı koruma özel yükümlülüğü gereğince; internet bankacılığı işlemlerinde işlem yapanın gerçek müşteri olup olmadığını belirleme yönünde, gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı, bunları önleyici gerekli altyapının sağlanarak güvenlik önlemlerini almak zorunda oldukları gözönüne alındığında, davacının zararından davalı bankaların davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu-
Bononun kira bedeline ilişkin olarak "ödeme" amaçlı verilmesi- Teminat senedi-
Alacaklıların istinaf dilekçesinde “... kira alacağına ilişkin olarak verilmiş olmakla kira alacağından dolayı takip yapılabileceği gibi kambiyo vasfına ilişkin de takip yapılabilir...” beyanı esas alınarak, takip konusu senedin taraflara karşılıklı edimler yükleyen kira sözleşmesi kapsamında verildiği ve takibe dayanak senet teminat senedi olduğu kabul edilmişse de, takibe dayanak bononun kira bedeline ilişkin olarak "ödeme" amaçlı verildiği, kira sözleşmesinde tarafların bir takım yükümlülüklerin yer almasının doğal olduğu, senedin tahsili hususunda taraflara karşılıklı edim yüklenmediği gibi, sözleşmede; ödeme amaçlı olarak verilen senetlerin, kiralanan yer boşaltılmak istendiğinde, haber verilmesi halinde iade edileceği belirtildiğinden, burada, taraflara yine karşılıklı edim yüklemediği görülmekle senet hakkında kambiyo takibi yapılmasına engel bir durumun söz konusu olmadığı-
Kesin mühletin uzatılması- Çekişmeli alacakların nisaba ne şekilde katılacağı- Kesin hüküm- (Covid-19) 7226 s. Kanunun sürelere etkisi-
İİK. 287/son uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı, İİK. 293/1 uyarınca da kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı- 20.02.2020 tarihli ara kararla İİK'nın 289/5. maddesi uyarınca kesin mühletin üç ay süreyle uzatılmasına karar verildiği, 22.05.2020 tarihinde sona erecek kesin mühletin 7226 sayılı yasanın Geçici 1. m. uyarınca 16.08.2020 tarihine kadar uzadığının tespit edildiği, 12.08.2020 tarihli ara kararla 16.08.2020 tarihinde sona erecek kesin mühletin iki ay uzatılmasına karar verildiği, 14.10.2020 tarihinde de karar verildiği anlaşılmakla, İİK m. 304/1, c: 2 hükmüne uygun sürede karar verildiği- Çekişmeli alacakların nisaba ne şekilde katılacağına mahkemenin karar vereceği- Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği, bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkân sağlandığı (İİK m.308/b) ve bu nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmadığı-
Hükmün tavzihi ve tamamlanması-
HMK'nin 305. maddesinde belirtildiği gibi açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebileceği ve yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça verilen hükmün değiştirilmesinin mümkün olmadığı- Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek olmadığı- HMK 305/A maddesinin 28.07.2020 tarihi sonrası geçerli olduğu, bu tarih öncesinde hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar dışında hüküm değiştirilemeyeceği ve tarafların yükümlendikleri miktarlar bakımından değişiklik yapılacak şekilde tavzih kararı verilemeyeceğinden tavzih karar tarihi itibarıyla tavzih talebinin reddinin gerektiği-
Değişen hal ve koşullara göre kira bedelinin uyarlanması- Uyarlama davalarında kira bedelini etkileyecek tüm verilerin tek tek ortaya konması gerektiği-
Taraflar arasında geçerli kabul edilen kira sözleşmesi 2004 yılında başlayıp 15 yıl gibi uzun süreli olduğundan kiraya veren davacının, 2015 yılından itibaren geçerli olmak üzere değişen hal ve şartlara göre kira bedelinin uyarlanmasını talep ettiği, uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi halinde kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman "uyarlama" davası açılabileceği- Uyarlama davalarında uygulanması gereken ilke ve esasların tek tek ortaya konulması ve konularında uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan, tüm bu veriler, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgedeki kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticaret değişiklikleri, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar, döviz kurlarındaki ani ve aşırı iniş ve çıkışlar ile ülkeyi sarsan ciddi ekonomik kriz veya deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi mücbir sebep sayılan doğal afetlere bağlı ödeme esaslarının yeniden düzenlenmesini gerektirecek olayların varlığı araştırılıp değerlendirilmek suretiyle bir rapor alınması ve hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Temyiz süresinin bayramda sona ermesi-
Temyiz süresinin son erdiği gün (05.07.2016) bayram nedeniyle resmi tatil olduğundan ve bayramın 07.07.2016 tarihinde sona ermesi nedeniyle, temyiz tarihinin son gününün 08.07.2016 tarihi olacağı-