İçerik Akışı
İtirazın iptali- Faiz- Yemin delili
Kanuni delil yerine yazılı delil denilse de, bunun yemin delilini de kapsadığı- Cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan dalı tarafa bozma kararı doğrultusunda mutabakat tarihinden sonra borcu ödediği vakıasına dair bu hakkın kullandırılması gerekirken, mahkemenin davalının yemin deliline dayanmasını kabul etmeyip tahkikatı sonlandırıp yazılı şekilde karar vermesinin hatalı olduğu- Taraflar tacir olup davalı temerrüt faizi olarak avans faizinde sorumlu olduğundan, davalının temerrüt tarihinde avans faizi oranı %27 olup, takip tarihinde de yine %27 olmasına karşın, herhangi bir sebep gösterilmeden işlemiş faizin %40 ve %36 oranlarından hesaplanması ve davalının buna itiraz etmesine rağmen bu itiraz karşılanmadan karar verilmesinin hatalı olduğu- İtirazın iptali davasında, kurulacak hükümde davalı borçlunun itirazının hangi miktarda asıl alacak ve işlemiş faiz için iptal edilip takibin devamına karar verildiği gibi asıl alacağa uygulanacak faizin türü ve gerekiyorsa oranının da gösterilmesi gerektiği-
Bakiye süre ücreti- Tazminat- Haksız fesih-
Davacının, kaleci antrenörü olarak belirli süreli iş sözleşmesiyle istihdam edildiği; iş sözleşmesinin işverence haklı sebep olmadan feshedildiği ve buna göre, iş sözleşmesinin feshedildiği tarih ile sözleşmenin bitim tarihi gözetilerek 1 yıl 3 ay 19 gün karşılığı hak kazandığı ücret miktarının ve bakiye süre ücreti tutarının tazminat alacağı olarak hüküm altına alındığı, ancak; indirim konusunda gerekli araştırmalar yapılmadan bakiye süre ücreti tutarının tazminat yönünden hüküm kurulmasının doğru olmadığı, TBK'nun 438. maddesine göre, bakiye süre ücreti tutarının, tazminat alacağı yönünden indirim hususunda değerlendirilmesinin gerektiği; işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde yapmaktan kurtulduğu giderler, çalışmamaktan kaynaklı tasarruflar, başka bir işten gelir elde edip etmediği (fesihten sonra çalıştığı işverenden aldığı ücretler) ya da iş arayıp aramadığı ve diğer çalışma imkanlarının da araştırılarak sonucuna göre indirim yapılması gerektiği-
İşçinin haklı nedenle feshi- Hastalık-
Hastalık olgusunun işçiye tek başına haklı fesih imkanı tanımadığı- İş Kanunu’nun 24/I-a maddesinde tanımlanan koşulların oluşup oluşmadığının tespiti bakımından uzman bir bilirkişiden rapor alınarak yasal düzenlemede tanımlanan “iş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması, işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli” olup olmadığı belirlenmeden, davacının hastalığının haklı fesih imkanı yaratıp yaratmayacağı değerlendirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu- İşçi sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanı ve Uzman Tıp Doktorundan rapor alınarak davacının dosyada mevcut rapor ile belgelenen tanı ve teşhisi nedeniyle işyerinde nöbet geçirdiği de beyan edildiğinden, mevcut sağlık durumunun iş yerinin yoğunluğu gözetilerek ve işverenin işçiyi gözetme borcu da dikkate alınarak, işyerinin özellikleri, çalışma koşulları, yapılan işin özellikleri bir bütün halinde değerlendirilip bu koşulların işçi yönünden oluşup oluşmadığı, işçinin yaptığı işin sağlığını doğrudan etkileyip etkilemediği ve davacının sağlık sorunlarının işyerinde çalışmaya engel olup olmadığı, işçinin sağlığı ve yaşayışı için risk oluşturup oluşturmadığı ,işçi yönünden davalıya ait işyerinde çalışmasında bir sakınca bulunup bulunmadığının belirlenmesi, yazılı başvuruya gerek olmadığından, davacıya sağlık durumuna uygun verilebilecek başka işler olup olmadığı davalı işyerinde keşif yapılmak suretiyle tespiti ile yeniden değerlendirme yapılması gerektiği-
İhalenin feshine sebep olma- Tamamlayıcı ihale-
İcra dairesinin, süresinde satış bedelini ödemediği için ihalenin feshine sebebiyet veren birinci alıcının tamamlayıcı ihaleye katılmamasına karar verebileceği gibi, birinci alıcının ihaleye peşin para ile girebileceğine de karar verebileceği- İcra dairesinin, birinci alıcının ihaleye katılmasına karar verirse, birinci alıcının bu ihaleye katılabilmesi için yeniden teminat göstermesi gerektiği, çünkü birinci alıcının daha önce göstermiş olduğu teminatın İİK. mad. 133/2 gereğince sorumlu bulunduğu meblağa mahsup edilmek üzere alıkonulmuş olduğu- İİK. mad. 133 uyarınca yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezasının öngörülmediği-
Avukatlık Ücreti- Müteselsil sorumluluk halleri- Akdi vekalet ücreti-
Avukatlık Kanunu'na göre; "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına, avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil edilemeyeceği; çünkü, avukat ile müvekkili arasındaki ilişkinin bir özel hukuk ilişkisi olduğu, özel hukukta; bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkının nispi hak niteliğinde olup, alacak hakkının ancak, o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi ya da kişilere karşı ileri sürülebileceğinden, akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesinin hukuk güvenliği ilkesini zedeleyeceği-
Terekenin tespiti- Dijital mal varlığı-
Günümüzde dijital mal varlığının yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir gerçeklik olduğu, dijital mal varlığı ve dijital miras ile ilgili olarak yasal bir düzenleme bulunmadığı, bu konuda yasal bir boşluk bulunduğu, bu nedenle, TMK'nun 1. "Kanunda uygulanabilir bir hüküm yoksa, hakim, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kural koyacak idiyse ona göre karar verir." hükmü kapsamında, tespit talebi gereğince murisin ölüm tarihi itibariyle tüm aktif ve pasif mal varlığının tespiti ve murisin e posta hesabı ve buna bağlı olarak kullanılan sosyal medya hesapları, dijital cüzdan hesapları vb. maddi değer ifade eden ve TMK mad. 599 kapsamında terekesine dahil olup mirasçılarına intikali gereken dijital mal varlığının da tespitinin gerekeceği, ölü kişinin e-posta hesabının özel hayatın gizliliği kapsamında değerlendirilemeyeceği-
İstihkak davası- Mülkiyet ve rehin hakkı- Sınırlandırıcı anlam- Aktif husumet ehliyeti-
İİK mad. 96/1 uyarınca "mülkiyet ve rehin hakları" sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği- Konsinye satış sözleşmesine dayanarak açılan istihkak davasında, mahkemece satım sözleşmesinde, borcun sadece taraflar için sonuç doğuracağından, davacı üçüncü kişinin aktif husumet ehliyeti olmadığına karar verilmesinin doğru olmadığı, bu durum yeniden yargılama gerektirmediğinden düzeltilerek onanması gerektiği-
Destekten yoksun kalma tazminatı- Dul kalan eşin evlenme ihtimali- Tazminattan indirim-
Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; dul kalan eş yararına, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken dul eşin yeniden evlenme ihtimaline dikkat edilmesi gerektiği, hesaplama bilinmeyen dönem için farazi bazı kriterlere göre yapılmaktaysa da; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, olay tarihinde davacı eşin 25 yaşında olmasına ve çocuğunun bulunmamasına dayanarak evlenme ihtimali belirlenip, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından %60 oranında indirim yapıldığı, ancak; davacı eşin karar tarihinden önce evlendiği UYAP kayıtlarından anlaşıldığından, davacı eşin evlenme tarihine kadar olan dönem için destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiği-
Kıymet takdirine itiraz- İki yıllık süre- İhalenin feshi istemi-
Bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, değerlemenin yapıldığı tarihin açıkça belirtilmiş olmasının doğurduğu fark
Yetkisiz icra dairesi- Ödeme emri tebliği- İtirazın iptali
Alacaklı taraf icra takip dosyasının yetkili icra dairesine intikalini sağladıktan sonra, borçluya yeni bir ödeme emri tebliğ ettirmeden, ortada mevcut ve geçerli bir icra takibi olmaması sebebiyle itirazın iptali davası koşulları oluşmadığından bu davanın dinlenemeyeceği-