İtiraz ve şikayet sebepleri farklı olduğundan derdestlikten söz edilemeyeceği-
İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olmadığı-
Paylaşıma konu bedel üzerinde kesinleşmiş bir haczi bulunmayan davacının sıra cetveline yönelik itirazında hukuki yararının bulunmadığı-
Belirsiz alacak davasının "dava şartı" yokluğundan reddedilmesi nedeniyle açılan davada mahkemeye erişim hakkının ihlal edilmesi-
İfa zamanı gelmemiş bir alacak için açılmış davada, mahkemece "ifa zamanının henüz gelmediği" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Takip edilmeyen itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine, davacı tarafından aynı alacakla ilgili aynı davalıya karşı henüz "açılmamış sayılma" kararı kesinleşmeden dava açılması ve derdestlik nedeniyle bu davanın usulden reddine karar verildiği uyuşmazlıkta, derdestliğe konu dosyada, davacı vekilince anılan dosyanın kesinleştirme işleminin yapılmasının talep edilmesi ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi düzenlenmesi durumunda, artık eldeki davanın derdest olmaktan çıktığı anlaşıldığından, "derdestlik dava şartının sonradan tamamlandığının" dikkate alınması gerektiği, mahkemece derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen kararın yerinde olmadığı- "Açılmamış sayılmasına dair kararın derdestliğe konu olmaması için kesinleşmesi gerektiği, ancak aynı davanın daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte (derdest) olmaması yönündeki olumsuz dava şartının sonradan tamamlanabileceği, eldeki dava dosyası HGKda bulunduğu sırada yapılan kesinleştirme işleminin HGK tarafından değerlendirilemeyeceği, bu durumda mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın kesinleşip kesinleşmediği üzerinde durulup, kesinleşmemişse kesinleşmesinin sağlanması için taraflara süre verilip sonucunun beklenmesi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İİK 94 uyarınca açılan tescil talepli davada icra müdürlüğünden yetki belgesi alınarak ibraz edilmesinin dava şartı olduğu, ancak bu eksikliğin HMK 115/2 dava sonuçlanıncaya kadar her zaman tamamlanabileceği, bu nedenle davacıya bu konuda kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilmesi gerektiği-
Sıra cetvelindeki sıraya şikayet davası- Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı- Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı ve  verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kıldığı-
Taraflarca davalı borçlunun taşınmazına haciz konulmuşsa da hacizli taşınmazların satışının gerçekleşmediğinin ve sıra cetveli düzenlenmediğinin görüldüğü, tapu kaydındaki sıralamayı sıra cetveli olarak değerlendirerek bunun iptalinin mümkün olmadığı, bu durumda ortada iptale konu edilecek bir sıra cetveli bulunmadığından mahkemece, sıra cetveline itiraz davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Yanlış tıbbi tedavi sebebine dayalı tazminat davasında, hem davalı üniversite yönünden, hem de davalı doktorlar yönünden, davacının davalı doktorların kişisel kusuruna da dayanmasına göre, dava konusu eylemden dolayı davacının uğradığı zararın, davalıların kişisel kusuru nedeniyle gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken; davalı üniversite yönünden yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, davalı doktorlar açısından ise husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-