Taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edildiği-
Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında tescil istemiyle açılan davada; taşınmazın sınırları içinde bulunduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, delilleri toplanması daha sonra asıl dosya davacısı ve birleşen dosya davacıları taraflardan çekişmeli taşınmazın kendilerine ne şekilde intikal ettiği (taksim, satış, bağış vs.) sorularak, kendilerine bu husustaki iddialarını kanıtlama imkanı tanınması, davacı taraflarca çekişmeli taşınmazın geçerli bir sebeple murisinden kendisine intikal ettiği ispat edilemediği takdirde aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi; davacı taraflarca aktif dava ehliyetinin bulunduğunun kanıtlaması halinde ise, işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-
Konusu ve tarafları aynı olan yabancı mahkeme kararının tanındığı ve kararın kesinleştiği bu nedenle kesin hüküm teşkil edeceği- 7194 sayılı Yasanın dava şartlarından olan kesin hükmün değerlendirilmesine engel bir düzenleme içermediği-
Asıl dava tarihi itibarıyla yabancı mahkemede açılmış bir dava bulunmadığı dikkate alınarak asıl dava hakkında 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken asıl davadan sonra açılan ve kesinleşen yabancı mahkeme kararının kesin hüküm olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu-
Konusu ve tarafları aynı olan yabancı mahkeme kararının tanındığı ve kararın kesinleştiği bu nedenle kesin hüküm teşkil edeceği-
Konusu ve tarafları aynı olan yabancı mahkeme kararının tanındığı ve kararın kesinleştiği bu nedenle kesin hüküm teşkil edeceği- Dava şartlarından olan kesin hüküm itirazının öncelikle incelenmesinin gerektiği-
İştirak nafakası davalının ergin olması ile birlikte kendiliğinden sona erdiğinden, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı- "Dava konusu bu istem hakkında hukuki yarar yokluğundan usulden reddine" şeklinde hüküm kurulması gerekli olduğu-
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin tamamlanabileceği, İtiraz Hakem Heyetince; davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun rapor alınarak, davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-